AKM’nin ‘kulisi’ gibiydi AKM yüzünden kapıya kilit vurup ‘çok şükür’ dedi
1999 YILIYDI… Mimar Hakan Kıran, o dönemde Yeniköy’de (İstanbul) bulunan mimarlık ofisinin yer aldığı binada Fransa’nın ünlü ekmek markası “Paul”ün şubesini açmayı kafaya koydu.
Hemen harekete geçti, “Paul” ün sahibiyle bağlantı kurdu, İstanbul’a davet etti. “Paul”ün patronu Hakan Kıran ile görüşmeye oğlunu gönderdi.
Kıran, misafirini havalimanında karşıladı, otele yerleştirdi. Ertesi gün sözleştikleri saatte otele gitti. Misafiri otelde Fransızca bilen biriyle karşılaştığını belirtip, kararını bildirdi:
- Burada tanıştığım kişiye temsilciliğimizi verme kararı aldım. Siz de isterseniz onun franchisesi olun.
Kıran, “Paul”ü İstanbul’a getirmeyi hayal ederken yapılan franchise teklifini kabul etmedi. O dönemde Gloria Jeans Coff e’nin şube açılışlarının danışmanlığını yürütüyordu.
Yeni bir Gloria Jeans Coff e açılışı için yer araştırılırken Kıran arandı:
- Taksim’de bir yer var. Bizim için gidip bakar mısın?
Gitti, sözü edilen yerin Taksim’deki Gezi Pastanesi olduğunu gördü. Gezi Pastanesi’nin sahibi iki kardeş tam anlamıyla ilgilenemedikleri için işleri yürütememişti. Ancak, o günlerde Kıran’la görüşmeye yanaşmadılar.
Aradan bir yıl geçti, Gezi Pastanesi Kıran’ın rüyasına girdi:
- Gezi Pastanesi’yle yolum Gloria Jeans Coff e’ye yer ararken kesişmişti. Rüyamda Gezi Pastanesi’ni satın almıştım.
O sabah ilk işi Gezi Pastanesi’nin sahiplerini aramak oldu. Randevulaşıp bu kez masaya oturdu:
- Sonunda el sıkıştık, Gezi Pastanesi’ni aldım. Rüyam gerçek oldu.
Hakan Kıran, 2001 yılında gerçekleşen alışveriş işlemi tamamlanınca Gezi Pastanesi’ni bir yıllığına kapattı. 1999’da hayli zarar gören binayı güçlendirdi:
- Binayı güçlendirmek için gerekli finansmanı sağlamak amacıyla evimi ipotek ettirdim. Eşim haklı olarak bana kızdı…
Derken Gezi Pastanesi’ndeki hedefleri için olumlu tesadüflerle karşılaştı:
- Elinde rehber kitapçıkla İstanbul’u gezmeye gelen ve eşi Türk Belçikalı olan bir şefle tanıştım. Gent şehrinin ünlü şeflerinden olan Belçikalı, tanışma sonrası her yıl gelip Gezi Pastanesi’nin şeflerini eğitti. Şeflerimizi ayrıca eğitim için arada onun yanına yolladık.
Ardından birlikte Brüksel’in ünlü çikolata şeflerinden birini de getirdiler:
- Gezi Pastanesi’ni bina güçlendirme sonrası açılışa hazırlarken, garsonlar dahil tüm çalışanları Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) konserlere gönderdik. Rehberli İstanbul turlarına katılmalarını sağladık.
Hakan Kıran, Gezi Pastanesi’ni satın alma öyküsünü Ekim 2020’de Balat’ta işlettiği Agora’da buluştuğumuzda anlatıp eklemişti:
- Ben Gezi Pastanesi’ni aldıktan sonra orayı “Opera Cafesi” haline getirecek tüm adımları attım.
İç geçirip devam etmişti:
- Aslında bir dönem “Operanın Cafesi” gibi olduk. AKM’de sahne alan sanatçıların oyun öncesi ve sonrası buluşma noktasına dönüştük.
Gazi Pastanesi’nin bu özelliği ile “AKM’nin Kulisi” işlevi gördüğünü vurgulamıştı:
- 2001’den 2009 yılında kadar 8 yıl boyunca olağanüstü güzel bir dönem geçirdik.
2009’da AKM’nin yenilenmek üzere kapandığını anımsatmıştı:
- İlk darbeyi AKM’nin geçici kapanmasıyla yedik.
Yolu AKM’den geçenlerin Taksim ve Gezi Pastanesi ziyaretleri kesildi.
İkinci darbeyi de Gezi olayları sonucu yediklerini bildirmişti:
- Gezi olayları sonrası Taksim’e çıkanların kompozisyonu değişti. Gezi Pastanesi’ne giren müşteri sayısı düştü.
Sonradan adını “Gezi İstanbul” yaptığı Gezi Pastanesi’ni yaşatmak için 2009’dan beri cepten para koyduğunu belirtmişti:
- 2009’da günlük cirosu 12 bin liraydı. 2020 Ekim ayında da, yani 11 yıl aradan sonra yine günlük ciro TL bazında aynı düzeyde. Yani, açık veriyoruz.
AKM’nin inşaatının sürdüğü o günlerdeki hayalini paylaşmıştı:
- AKM’nin yeni halinde yeme- içme mekanları, cafeler olacak ama Gezi İstanbul’un 2001-2009 dönemindeki gibi “AKM’nin Kulisi” olabileceğini düşünüyoruz.
Hakan Kıran, AKM’nin yeni haliyle açılışı ve sonrasında Gezi İstanbul’u elden geçirdi, üst katındaki restoran bölümünü “Agora Meyhanesi” yaptı.
Ancak, AKM’nin açılmasıyla birlikte yan taraftaki teras bölümünü kullanmasının önü kesildi. Müşterilerinin dışarıda oturabileceği bölüm oldukça küçüldü.
Derken Hakan Kıran geçen Mayıs ayında AKM’nin yan tarafına, Gezi İstanbul’un tam sınırına yerleştirilen bir “metal eser”in fotoğrafını gönderip, şu mesajı yazdı:
- Bu adım “Gezi İstanbul”u yok etmek için atılmıştır.
2-3 gün önce Gezi İstanbul, çevresini siyah bir afişle kapattı:
* 1987-2023…
Gezi İstanbul’un Instagram sayfasında şu veda mesajı yer aldı:
* Teras olarak kullandığımız alana beton dökülüp heykel yapıldı. Yaşadığımız hiçbir zorlukta yanımızda olmayan kitlemiz bizi bizimle baş başa bıraktı. Ayrılma zamanımızın geldiğini anladık ve sonlandırdık.
Kıran’a mesaj yazdım:
- Gezi İstanbul’u kapatmışsınız… Şu kısa yanıt geldi:
- Evet… Maalesef ve çok şükür bir arada…
Kıran, yeniden “AKM’nin kulisi” olmayı hayal ederken, AKM’nin yeni hali “Gezi İstanbul” u veda noktasına getirdi…
Yatırım ve ihracata son sürat devam edeceğiz
CANİK Genel Müdürü Cahit Utku Aral, İngiltere’nin başkenti Londra’da 12-15 Eylül 2023’de düzenlenecek “Uluslararası Savunma ve Güvenlik Ekipmanları Fuarı” (DSEI 2023) için hazıkları sürerken şöyle düşündü:
- İngiltere’nin Canik için ayrı bir önemi var. SYS Şirketler Grubumuzun yeni üyesi “AEI Systems”, kendi anavatanı İngiltere’de ilk kez Canik çatısı altında uluslararası bir fuarda orta kalibre top sınıfında yer alan ürünlerini sergileyecek.
Canik olarak “DSEI 2023”te sergileyecekleri ürünleri gözden geçirdi:
- “DSEI 2023”, dünyanın en büyük uluslararası savunma ve güvenlik teknoloji fuarları arasında yer alıyor. Canik ve şirketler grubumuz tabancalardan uçaksavarlara, orta kalibre toplardan uzaktan komutalı silah kulelerine kadar birçok ürününü sergileyecek.
Fuarın 2015, 2017 ve 2019 yılı verilerine baktı:
- DSEI Fuarına 2015’te 32 bin ziyaretçi, çoğunluğu İngiliz ve Amerikan 1500 firma, 2017’de ise 36 bin ziyaretçi, 54 ülkeden 1600 firma katılmıştı. 2019’da ise 58 ülkeden 1700 firma ürünlerini sergilemişti.
Cahit Utku Aral, “DSEI 2023” vesilesiyle sektör ve SYS Grubu’yla ilgili şu mesajları verdi:
* Türk savunma sanayi şirketlerinin uluslararası arenada elde ettikleri başarılarla gurur duyuyoruz. Canik olarak biz de ülkemize katkı sunmaya devam ediyoruz.
* Yurtdışında katıldığımız her fuarda, Türk şirketlerine yönelik yoğun ilgi ve övgülerle karşılaşıyoruz.
* Bu motivasyonla, Türkiye’den çıkan global bir marka olarak büyük titizlikle hayata geçirdiğimiz yüksek teknolojiye sahip ürünlerimizi, sınırlarımızın ötesinde sergilemekten dolayı mutluyuz.
* Bu alanda yatırımlarımıza ve ihracatımıza son sürat devam etmek istiyoruz. Ardından şu bilgiyi aktardı:
* Canik M3 ve UNIROBOTICS’in akıllı sistemleri ilk defa yurt dışında sergilenmiş olacak.