Akif ve çeşitlilik

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ

Oda arkadaşlarım

Üniversitede çalışırken hep bir oda arkadaşım oldu. Üniversite, hızlı büyüyen bir üniversite idi; sürekli bir değişim yaşanırdı. Bu yüzden epey fazla oda arkadaşım oldu. Her yıl eskisi gider, yenisi gelirdi. Her tatil dönüşü odanın kapısını açarken bakalım bu yıl kim gelmiş diye merak ederdim. Yeni oda arkadaşım odada olmasa da, gelenin bir kadın olduğunu odanın havasından anlardım. Odanın farkı fark edilirdi. Yeni gelenin masası üstünde ilginç bir şeyler, duvarda yeni resimler olurdu. Kısacası odaya renk gelirdi, hareket gelirdi.

Karma sınıf en yararlı sınıf

Bu anlattığım farklılığı derslerimde de yaşadım; eğitimlerde de yaşıyorum. Eğer sınıf sırf erkek veya kadınlardan oluşmuşsa bir tekdüzelik olur. Örneğin, katılımcıların hepsi erkek olursa kendimi kışlada eğitim veriyormuşum gibi hissederim. Sırf kadınların olduğu bir grupta da sanki rahibelere vaaz veriyormuşum gibi gelir bana. Ama kadın ve erkeklerden oluşmuş, çeşitliliğin yaşandığı sınıfta grup dinamiği daha bir farklıdır. Farklı canlılık olur. Farklı bakış açıları gündeme gelir, tartışılır. Bir eğitmen olarak performansımın karma sınıflarda daha iyi olduğunu görüyorum. Karma havanın yarattığı sinerji benim performansıma da yansıyor. Katılımcıların da eğitimden daha fazla yarar sağladıklarını gözlemliyorum.

Çeşitlilik performansı artırır

Çeşitlilik (Diversity) konusunda kendi yaşamımdan verdiğim örnek, işletmeler için de geçerli. Araştırmalar da gösteriyor ki, çeşitliliğin yaşandığı şirketlerin performansı diğerlerine göre daha yüksek. Örneğin, Danışmanlık Şirketi McKinsey&Company’in Mayıs 2020’de bu konuda yayınladığı bir araştırma “(Diversity Wins/How inclusion matters) işte bu olguyu gösteriyor. Söz konusu araştırma, 15 ülkede ve 1000’den fazla büyük şirket incelenerek yapılmış. 2019 yılı için yapılan analizde şunlar ortaya çıkmış: Üst yönetim kademelerinde çeşitlilik açısından en gelişmiş seviyede bulunan şirketlerin kârlarının, ortalamanın üstünde olma olasılığı, çeşitliliği en altta yaşayan şirketlere göre %25 daha fazla imiş. Üst yönetiminde %30’dan fazla kadın bulunan şirketlerin performansının %10-%30 oranında kadın bulunduran şirketlere göre daha yüksek olma olasılığı, kayda değer derecede yüksek imiş. Üst yönetim takımında en çok kadın bulunduran şirketlerle en az bulunduran şirketlerin performansları arasındaki fark %48 oranında imiş.

Çeşitlilikte farklı boyutlar

Şu ana kadar çeşitliliğin bir çeşidinden, cinsiyet boyutundaki çeşitlilikten söz ettim. İnsanların niteliklerini, davranışlarını etkileyen başka faktörler de var. İnsan kaynağını oluştururken bu faktörlerde farklılık gösteren kişileri seçersek gruptaki çeşitliliği artırabiliriz. Eğitim, bu faktörlerden birisidir. İşletmeye eleman alırken aynı okullardan mezun olanlara ağırlık vermemek gerekir. Örneğin, hep aynı okuldan mezun kişileri işe alırsanız, işletmenizde bir “Okulculuk Tarikatı” yaratma ihtimaliniz yüksektir. Böyle bir tarikatın üyeleri, her soruna aynı açıdan bakar, “Biz bize yeteriz” bağnazlığı ile başkalarının görüşlerine kapılarını kaparlar, “En iyisi biziz” nidaları ile başka okul mezunlarını küçümseyebilirler. Çeşitlilikte dikkat edilecek bir başka boyut da kültürdür. Değişik kültürlerden gelmiş kişilerin oluşturduğu bir topluluğun görgüsü zengindir. Böyle bir topluluktaki kişilerde bağnazlığa karşı “sürü bağışıklığı” oluşur ve kişiler daha hoşgörülü olur. Çeşitlilikte dikkat edilmesi gereken bir başka boyut da yaş dağılımıdır. Sağlıklı bir yaş dağılımı özellikle karar verme mekanizmalarında çok yararlıdır. Yaşlılığın getirdiği atalet ile gençliğin çılgınlığını dengeleyecek bir yaş dağılımı sağlıklı bir çeşitlilik sağlar.

Akif çamaşır suyu

Eskiler hatırlarlar. Piyasada “Akif çamaşır suyu” diye bir temizlik malzemesi vardı. Cam şişelerde satılırdı. Şişelerin üstünde “Akif ”i temsilen bir erkek resmi vardı; fesli, bıyıklı bir erkek. Eskiden her şey, “lâzım olur” gerekçesi ile, kolayına atılmazdı, biriktirilirdi. Örneğin, boş şişeler de biriktirilirdi. Bu şişe biriktirmeyi abartırsanız evin, bahçenin çeşitli yerlerinden size bakan, bıyıklı, fesli “Akif”ler olurdu.

Çeşitliliğe önem vermeyen kurumları görünce Akif çamaşır suyu şişelerini hatırlıyorum. Bakıyorum, yönetim kademeleri hep erkek ve hep aynı tip erkek. Şimdikilerin başlarında fes yok ama sanki kafalarının içi fesli. Bıyıkları Akif’in bıyıkları gibi değil ama, tek tip. Böyle şirketler yaratıcılığı, tıpkı çamaşır suyu gibi, soldurur, yok eder.

Sonuç

Tek tip insanlarla pikniğe bile gidilmez; sıkılırsınız. Tek tip insanlardan tek tip fikir çıkar; bu fikir de genellikle çok parlak bir fikir olmaz. Tek tiple yaratıcılık kaynakları kurur. Bu nedenle çeşitliliğe, farklılığa önem vermek gerekir. Farklılıktan, farklı fikirlerden korkanlar Akif çamaşır suyu şişelerine yakışırlar. O da çok gerilerde kaldı. Gelecek, yaratıcılıktadır. Yaratıcılık da farklılıkta, çeşitlilikte, renkte, özgür düşüncededir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Mutsuz toplum 12 Kasım 2024
Süt meselesi 05 Kasım 2024