Ağustos enflasyonu temmuzla yarışacak gibi...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Hafta sonu bir arkadaşımla buluştum. Konu döndü dolaştı ekonomiye ve fiyat artışlarına geldi. Arkadaşım, zamlar konusunda bizzat yaşadığı bir örneği aktardı:            

Bak, tam bir ay önce temmuzun ortasında İzmir’e gittim. Evden AŞTİ’ye taksi 65 lira tuttu. Otobüse de 400 lira verdim. Neredeyse tam bir ay sonra bu ayın 11’inde de Ankara’ya döndüm. Otobüse bu sefer 569 lira ödedim. Giderken de gelirken de tekli koltuktaydım. AŞTİ’den eve ise taksiye bir ay sonra tam 115 lira ödedim. Taksinin dönüş güzergahı farklı olduğu için belki çok ödeme yapmam gerekti ama yine de ciddi bir artış yaşandığı ortada.”          

Temmuz ortasında taksi artı otobüs (Ankara-İzmir) 465 lira, ağustos ortasında taksi artı otobüs (İzmir-Ankara) 684 lira! Artış oranı tam yüzde 47!               

Aylar birbiriyle yarışıyor!

Fiyat etiketi değiştirmekten çalışmaya vakit bulamadığını söyleyenler haklı mı ne! Hani bir dönem bazı Güney Amerika ülkeleri yaşamıştı ya, sanki şimdi de bizim başımıza geldi. Alışverişini sabah yaptın yaptın, akşam iş dönüşüne bırakırsan daha zamlı almak zorundasın!           

Fiyatların adeta sabahtan akşama artıyor olması haliyle talebi yukarı çeken bir etki de doğuruyor. Vatandaş sürekli kullandığı ve bozulmayacak ne varsa gücü yettiğince alıp stoklama eğilimi içine girmiş durumda. Bu da fiyat artışlarını tetikleyen bir başka etken.

Tam bir kısır döngü! Fiyatlar hem maliyetler yönüyle gerçekten artıyor, hem birileri döviz ve akaryakıttaki artışları bahane ediyor, diğer taraftan vatandaş zamlardan olabildiğince az etkilenmek için “stoklu tüketime” yöneliyor.           

Yetmiyor; mevduat faizinin aşağı inmesi için “çeşitli yollarla” çaba gösteriliyor. Siz bu “yolları”, “aba altından sopa” gibi de okuyabilirsiniz. Bankalar, faizi diğer bankalar da aşağı çektiği, dolayısıyla mevduat toplamada pek rekabet yaşamadıkları için bundan gayet memnun.        

Sonra düşük mevduat faizi başarı gibi görülüp bununla övünülüyor, sonuçta TL tasarruf eden cezalandırılıyor. Vatandaş adeta tüketime ve TL dışındaki araçlara itiliyor.         

Diğer yandan da rasyonel politikalara dönüldüğü yolunda söylemler... Bakmayın o söylemlere, kafalar fena halde karışık!         

Yüzde 58 hayal mi oldu?

Ağustos ayında da temmuzdaki gibi bir oran görebilir miyiz? Doğrusu hiç şaşırtıcı olmaz.          

Bu ay da temmuzdaki gibi yüzde 9.49 artış olduğunu varsayalım; bu durumda sekiz aylık TÜFE artışı yüzde 44’e dayanacak ve yıl sonunun yüzde 58’lik tahmini için dört ayın toplamına yalnızca yüzde 10’luk bir marj kalacak.         

Dolayısıyla bu gidişle Merkez Bankası’nın yıl sonu için yüzde 58 olarak tahmin ettiği ve piyasaların pek gerçekçi bulduğu oran şimdiden hayal olmuş gibi görünüyor.         

Mevcut durumda son beş aydaki artış toplam yüzde 20.5’te tutulabilirse yıllık yüzde 58’de kalınacak. Yüzde 20.5 de, son beş aydaki aylık ortalama artışın yüzde 3.8’de kalmasıyla mümkün.      

İyi de ağustos öyle bir ilerliyor ki aylık yüzde 3.8 anlamını yitirdi. Ağustos, temmuzla yarışmaya başladı!           

Daha şunun şurasında dört gün önce 10 Ağustos’ta bu köşede yüzde 5’lik bir artışı öpüp başımıza koymamız gerektiğini belirtmiştim. Çünkü gidişat yüzde 5’lik bir oranda kalmanın çok zor olacağına işaret ediyordu. Nitekim zamlar öylesine hızlandı ki bu kadar kısa sürede artık yüzde 5 gibi bir oran tümüyle hayal oldu.            

Akaryakıt zammı devam ediyor

10 Ağustos’tan sonra motorine 1 lira 80 kuruşluk bir zam daha geldi.            

Bugün, yani 14 Ağustos’ta geçerli olan fiyatlar ay sonuna kadar hiç değişmezse ay ortalaması bazında temmuza göre motorin yüzde 28, benzin yüzde 18, LPG yüzde 27 zam görmüş olacak.          

Bu oranları akaryakıtta bildiğimiz son ağırlıklara uyguladığımızda ağustos enflasyonuna doğrudan etki 1.20 puan. Yansımalardan söz etmiyorum, bu doğrudan etki.          

Aylık enflasyonun yüzde 9.49 geldiği temmuzda akaryakıt zamlarının doğrudan etkisi 1.40 puandı. Bu ayın zamlarının yarattığı etki de neredeyse temmuz düzeyine ulaştı.           

Kaldı ki akaryakıt gibi tüm mal ve hizmetler için temel girdi niteliğindeki ürün grubunun etkisi öyle aydan aya bıçak gibi kesilmiyor. Temmuzdaki akaryakıt zamları suya atılan taş gibi etkide bulunmaya devam ediyor ve bunun üstüne bir de ağustos artışları biniyor.         

Bir de ÖTV zammı gelirse...

Ve tabii bir de ÖTV artışı olasılığı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen ay ÖTV artışı yetkisinin tümünü kullanmadı.          

Erdoğan benzindeki ÖTV’yi litre başına 14.25 liraya çıkarma yetkisine sahip. Benzindeki ÖTV şimdi 7.52 lira, dolayısıyla benzine 6.73 lira ÖTV zammı gelebilir.          

Cumhurbaşkanı Erdoğan motorindeki ÖTV’yi ise 10.77 liraya çıkarabilir. Motorindeki ÖTV şimdi 7.05 lira olduğuna göre burada da 3.72 liralık bir ÖTV zammı olasılığı var.          

Erdoğan bu yetkisini bu ay mı kullanır, sonraki aylarda mı ya da yıl sonuna kadar hiç kullanmaz mı, bilemeyiz. Ayrıca ÖTV artışı yetkisinin tek seferde tümüyle kullanılması da gerekmez. Bu yetkinin ne zaman ve ne ölçüde kullanılacağını biraz da bütçenin durumu belirleyecek.         

Ancak şu kesin; benzinde 6.73 liralık, motorinde 3.72 liralık ÖTV artışı olasılığı var.         

Dolayısıyla bir de bu zamlar gelirse kim tutar TÜFE’yi!         

Ancak ÖTV kaynaklı zamların iki ay üst üste yapılacağı pek beklenmiyor. Temmuzdaki ÖTV artışı TÜFE’ye rekor kırdırmış ve onun etkisi ağustosta hala devam ediyorken yeniden ÖTV artışına gitmek yaraya tuz basmak olur. ÖTV düzenlemesinin fiyat artışının görece yavaşlayacağı bir dönemde yapılması daha güçlü olasılık gibi görünüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 13 Kasım 2024