Ağır ceza

Okan ALTAN
Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

Geçtiğimiz hafta hibrit Renault Rafale ve tam elektrikli Volkswagen Ticari Araç ID.Buzz Türkiye lansmanlarında idik. Tesla Türkiye de, ilk test aracını ilgili medyalara teste göndermeye başladı. Bu aralar sürüş izlenimlerim için planlanan otomobillerin de tamamı elektrikli… Ancak, bizlerin markaların sunduklarına bakarak, artık her yer elektriklendi, diyebilmemiz için, önce yollarda dört bir yanımızda gördüğümüz, egzostlarından kara dumanlar atarak gezenlerin, ortadan kalkması gerek. Daha düşük ÖTV’lere rağmen, Ağustos sonu rakamlarıyla pazarımızdaki elektriklilerin payı yüzde 7,7’ye ulaşsa da ve adetlerde 42 binlerle kısmen yükseliyor görünse de, aslında gelişmiş ülkelerde bile ani yükseliş grafiklerinin düzleştiğini görüyoruz.…

Son istatistikler, bataryalı elektrikli araç satın almak istemeyen tüketicilerin çoğunlukta olduğunu göstermeye devam ediyor. Sektör yöneticilerinden bir çok kişi, 2035 yasaklarının büyük ihtimalle iptal edileceğini söylemeye bile başladı.

Halen resmen ötelenmeyen 2035'ten itibaren içten yanmalı otomobil satış yasağı ile ilgili acaba kaç otomotiv üst düzey yöneticisi, çok ciddi şekilde ilgileniyor veya elektriklenmeye tam olarak hazırlanıyor?.. Yoksa, tam değişimi istemiyorlar mı?.. Çoğu on yıl içinde emekli olacak!.. Acaba, kendilerinden sonraki nesillere mi, bu sorumluluğu bırakmak istiyorlar?..

Diğer yanda; Brüksel’deki Avrupa Birliği Komisyonu, tüketicinin halen tercih etmeye çalıştığı içten yanmalı otomobilleri üreten otomotiv endüstrisini cezalandırmayı planlamaya, ısrarla devam ediyor. İzin verilen emisyon hedefleri daha da düşürülerek, 1 Ocak'tan itibaren vatandaşların aslında tercih ettiği termal araçları üretenlerin karbondioksit salım ortalamalarıyla ilgili para cezaları kaçınılmaz olacak ve daha da sert uygulanacak!..

Şimdiye kadar ortalama 116 gr/km CO2 eşiğinin üzerinde olan markalar, elektrikli ve plug-in hibritlerini yollara çıkarsalar da, geçen yıllarda Geely ve Tesla’dan kredi satın alarak cezalardan kaçınmaya çalışıyorlardı. 2025'ten itibaren limit yüzde 19 daha, yani 94 gr/km'ye düşürüldüğünde, en iddialı markalar için hatta herkes için “çevreci egzost” ulaşılamaz olacak.

Uzun vadeli düşünen üreticiler, önce tutucu müşterilerinin alışkanlıklarını değiştirebileceklerine inandılar, sonra elektrikli dönüşüm yatırımlarına ve en “yeşil” olma yarışına giriştiler. Ancak, son aylarda müşterilerin ilgisizliği, yavaşlamalarına neden olurken, ara basamak olarak geride bırakmak üzere oldukları kablolu şarj edilebilir hibritleri yeniden planlarına aldılar.

Renault ve ACEA Başkanı Luca de Meo, "Satılmayan her elektrikli araç için dört termal aracın satışından vazgeçmek zorundayız, aksi takdirde CO2 limitlerini aştığımız için 15 Milyar Euro para cezası ödemek zorunda kalacağız. Avrupa’da 2,5 milyon otomobil kaybı olabilir!” diyor.

Diğer endüstri yöneticilerinin, “kendi kalemize gol atmak” olarak eleştirdikleri, AB Komisyonu kararlarının, bazı VW fabrikalarının kapanma ihtimali gibi, Avrupa otomotiv endüstrisinin sanayisizleşmesine neden olabileceği de ufukta görünmeye başladı.

Belki de bu yüzden Yeşil Anlaşma'nın gözden geçirilmesine yönelik siyasi baskı ve Avrupalı otomotiv sanayi derneklerinin 2045 yılına doğru çağrıları duyulmaya başlandı.

“İklimin korunması" soruna, tahrik teknolojisi değil, stratejik, endüstriyel, jeopolitik, enerji ve istihdam sorunu mu, desek?!.. Bütçe boşluklarıyla boğuşan en gelişmiş ülkelerde bile kamu fonlarının dağıtımı ve hükümet teşvikleri kaldırılırken, küresel rekabette önderlik mücadelesi ve klasik tedarik zincirlerini devam ettirme başlıkları da zayıflıyor. Üstelik, sadece 4 yıl önce bir milyon ihraç ihraç eden Çin, bu yıl 100'den fazla ülkeye 6 milyon otomobil ihraç edip, dünyanın en büyük ihracatçısı olma konumunu sağlamlaştırmak üzereyken… Çin yapımı araçların 19 bin dolarlık ortalama fiyatının Avrupa'daki yeni bir otomobilin ortalama fiyatının yarısından bile az olması; Volkswagen’lerin yerine MG ve BYD gibi yenilerin tercih sebebi… Ya Çin ihracatı dört yıl sonra da katlanıp 12 milyona çıkarsa?.. Hatta, Güney Asya pazarlarında Batılıların ikizleri Çinliler için 8 bin dolar teklif edilirken, 4 misline orijinalini satmaya çalışan Batılıların on yıllardır süregelen pazar payları ve kârları alt üst oluyor. Yılların şampiyonu Toyota’nın bile satışları düşüyor gibi…

Düne kadar Fiat, Jeep ve Chevrolet’nin egemen olduğu Brezilya’da da agresif fiyatlandırma ve daha dolu ürünlerle Çinliler, 2023'ün aynı dönemine göre yüzde 450 artış ile 2024 ilk 6 ayında 175 bin adetlere ulaştılar. 

9 milyonuncu yeni nesil enerji aracını banttan indiren BYD’nin yıllık satışları, 4 milyona yaklaşırken; artık asırlık Ford’un sırasını zorladığı da fark ediliyor. Chery 1,25 milyon, SAIC 1,1 milyon, Changan 620 bin, Geely 500 bin adetlerde ihracat kapasitelerini aşıyorlar. Çin iç piyasasındaki ağır rekabet, yurt dışına daha agresif yayılmalarına neden olunca; devasa ölçekli ulusal kaynakları, tedarik zincirleri, çeşitli sübvansiyonları ve kendi gemileriye baş döndüren hız ve güce çıktılar. Çin’in potansiyelini, en basit şekilde, Tesla’nın toplam küresel üretiminin yarısını Şangay Giga fabrikasında oluşturduğundan anlayabiliyoruz.

İşte bu gibi önemli verilere rağmen; asırlık Batılı otomobil hakimiyetinin parçalanma ihtimali varken; AB Komisyonun yeni emisyon sınırlamalarıyla kendi endüstrisini cezalandırması, şaşırtıcı!..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teşvikkâr BYD 18 Kasım 2024
Sıra ithallerde mi? 11 Kasım 2024
Elektrik çarptı 04 Kasım 2024
Değişen Paris 21 Ekim 2024
Kısa devre 14 Ekim 2024
Kırmızı alarm 07 Ekim 2024
Türk gücü 23 Eylül 2024
Automechanika’da EVrim 16 Eylül 2024