Afganistan testi; Türkiye hukuk devleti mi?

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Afganistan’da 20 yıllık NATO operasyonuna son verilip, ülkenin yeniden Taliban’ın kontrolüne geçmesinin tüm dünyaya etkileri olacak.

ABD ile Çin arasındaki gerilimden, NATO’nun işlevi ve geleceğine;

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Moskova-Washington etki rekabetinden, Ortadoğu’da ABD taşeronu ülke ya da güçlerin akıbetine kadar pek çok konuda kartlar yeniden karılıyor.

Dünyadaki Afganistan odaklı jeopolitik karmaşa bir tarafa; Afganistan’ın NATO-ABD destekli hükümetten, Taliban’ın eline geçmesinin Türkiye’ye ilk olası etkisi ise, “meşruiyet” ve “hukuk devleti” ilkeleri konusunda olacak gibi.

AFGANİSTAN TEZKERESİ GEÇERLİ Mİ?

Mesela, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Afganistan’daki varlığına ilişkin tezkere konusu;

AK Parti hükümetinin Afganistan’a asker göndermek için TBMM’den geçirdiği 18 ay süreli tezkerede açık ve net şekilde Mehmetçiğin “NATO görevi” çerçevesinde bu ülkede yer alacağı belirtilmiş durumda.

NATO ise Afganistan’da, Afgan hükümetinin daveti üzerine görev yapıyordu.NATO görevi resmen 1 Eylül 2021’de bitiyor. Üstelik Taliban’ın Kabil’in kontrolünü ele almasıyla, NATO’yu davet eden Afgan hükümeti de artık yok.

Bu çerçevede, AK Parti hükümetinin TBMM’den Afganistan’a asker göndermek için çıkarttığı tezkere de, en geç 1 Eylül itibarıyla “kadük” hale gelmiş oluyor.

1 Eylül’den sonra, TBMM’den yeni bir tezkere çıkartmadan Mehmetçiğin Afganistan’da tutulması, öncelikle Türk mevzuatı açısından “hukuka aykırı” hale dönüşüyor.

AK Parti hükümetinin, yeni tezkere çıkartmadan Türk askerini Afganistan’da tutmaya devam etmesi halinde, Mehmetçiğin başına gelebilecek en küçük sıkıntıda bile sorumlu kim olacak?  -Allah korusun- Mehmetçiğin başına bir şey gelmesi halinde, şehitlik gibi, gazilik gibi, gerekli hukuki prosedür nasıl işletilecek?

TÜRKİYE, TALİBAN YÖNETİMİNİ TANIYACAK MI?

Bir başka sıkıntılı konu ise, Türkiye’nin Taliban rejimini Afganistan’ın yeni hükümeti olarak tanıyıp tanımayacağında düğümleniyor.

Taliban, Türk hukukunda hala resmen “terör örgütü” olarak geçiyor. Taliban’a finansman sağlamak, Taliban militanlarını koruyup kollamak, onlara herhangi bir şekilde yardımcı olmak “terör suçu” kapsamına giriyor. Hukuki düzeltme yapmadan, Taliban ile temasa geçmek, anlaşma yapmak mümkün değil.

 İsmi açıklanmayan Türk üst düzey yetkililerinin ağzından, Taliban’ın onay vermesi halinde Türkiye’nin Kabil havaalanının korunması ya da işletilmesi konusunda görev alabileceği söyleniyor. AK Parti hükümeti Taliban’ın hukuki durumu konusunda gerekli düzenlemeyi yapmadan, nasıl olacak bu?

Hadi diyelim gerekli düzenlemeler yapıldı, Türkiye Taliban rejimini resmen Afganistan’ın yeni yönetimi olarak tanıdı; Mehmetçiğin Afganistan’da yeniden görev üstlenmesi için finansmanı kim karşılayacak? Biden-Erdoğan görüşmesinde Kabil havaalanı için uzlaşılan düzenlemede, Türk kuvvetlerinin finansmanının NATO, ABD ve müttefikleri tarafından sağlanması üzerinde uzlaşmaya varılmıştı. Şimdi, Taliban döneminde Türkiye aynı göreve talip olursa, parayı kim verecek? Taliban mı, yoksa vergi ödeyen Türk vatandaşları mı? Türkiye’de ekonomik kriz zirve yapmışken Somali’ye verilen milyonlarca dolarlık hibeler gibi, Taliban’a da hibeler mi yağdırılacak ?

Para konusu bile bir şekilde halledilmiş olsa; NATO ve ABD’nin çekilmesinin ardından Türk kuvvetlerinin Kabil havaalanının sorumluluğunu üstlenmesi uzlaşmasında, ABD’den istihbarat ve lojistik destek alınması da yer alıyordu. Afganistan’daki yeni durumda, ülkede tek bir ABD askerinin ya da görevlisinin bile bulunması mümkün görünmüyor. Türk kuvvetlerine kim lojistik ve istihbarat desteği verecek? Mehmetçik oraya, istihbarat, herhangi bir dış destek/güvence olmadan mı gönderilecek?

TALİBAN’LA GÖRÜŞEMEYE HAZIR OLANLAR, SİSİ’YLE NEDEN YILLARCA GÖRÜŞMEDİ?

Tam da burada, bir başka sorun daha ortaya çıkıyor; Ayasofya’nın eski imamı gibi, AK parti’ye yakın isimler Taliban’ın Afganistan’da kontrolü ele geçirmesini “milli mücadele” olarak nitelendirip, övgüler düzüyorlar. Oysa AK Parti’nin 20 yıldır iktidarda olduğu Türkiye, 20 yıldır Taliban’la mücadele için oluşturulmuş önce BM gücü, ardından NATO gücünde görev yapıyor. Bu bakış açısıyla, Türkiye 20 yıldır Afganistan’da “milli mücadelenin” olmaması için uğraşıyor. O zaman bu sevinç niye?

Ya da daha net bir soru; Resmen “terör örgütü” olarak nitelenen Taliban ile Afganistan’da yönetimi devralır almaz görüşme hevesi gösteren AK Parti hükümeti, neden Mısır’da Müslüman Kardeşler rejimini darbeyle deviren Sisi yönetimiyle yıllarca görüşmedi, “düşman” ilan etti ?

Afganistan’daki kaos, Türkiye’deki dış politika, hukuk  ve yönetim kaosunu da iyiden iyiye ortaya çıkarmış görünüyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024