Afet ekonomisi
Gezegen 18 bin yıldır ısınma sürecinde ve iklim sürekli değişiyor. Fakat son 100 yılda insan eliyle doğa müdahaleleri, değişimi hızlandırdı, bazı alanlarda yeni afetleri tetikledi. İklim bilimciler, 2023'e de dünya sıcaklığında 1,5 derece, bu yüzyılın sonuna dek 3 derece ısı artışı bekliyor.
Bu da afetlerin artık daha sık ve daha şiddetli olacağını söylüyor bize… Afetleri holistik (bütüncül) bakışla ele alıp, ekonomideki olası hasarlar yanı sıra afetlerle var olma reflekslerini de geliştirmek zorundayız.
Türkiye, afetlerde yara sarma ve yardımlaşma konusunda dünyaya iyi örnek bir ülke. Ancak afetleri önleme konusunda ise dünyanın kötü örneklerinden biri.
AFET BAKANLIĞI KURULMALI
2020’de 905 afet yaşadık. AFAD istatistiklerine göre geçen yıl büyüklüğü 4’ün üzerinde olan 321 deprem, 270 fırtına, dolu, aşırı kış koşulları, 177 sel, su baskını olayı meydana gelirken, 107 de heyelan yaşandı. 2020’de 17 kaya düşmesi, 11 çığ, 2 de obruk (yer altı suyunun, karbondioksit ile birleşimi sonucu karbonik asit oluşması) olayı gerçekleşti.
Bu kadar afet ile karşı karşıya iken acaba biz afet bakanlığı kurmayı düşünemez miyiz? Belli ki afetler devam edecek ve her sektörü farklı boyutta etkileyecek. Sorun, yasa sorunu değildir. Sorun kaynak sorunu da değildir; sorun; idrak sorunudur. Afetler eğer sürgit olacaksa, ekonomi de buna karşı bazı tedbirler geliştirmeli, bazı kaslarını güçlendirmeli.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Ülkemiz hangi afet riskleri altında?
Ağırlıklı olarak hidrolojik olaylar: Sel, ani su baskını, heyelan, çığ, çökme, söndürülmesi zor yangın. Volkanik patlama dışında jeofiziksel olayların hepsi yaşanıyor ülkemizde.
Afet bilinçlendirmesi nasıl yapılmalı?
Öncelikle okul öncesinden başlayarak eğitimin doğal bir parçası olmalı. Su ile başı dertte olan Hollanda’da her çocuk, ileri derecede yüzme ve su baskınında insan kurtarma eğitimi alıyor. Bizler deprem kuşağındayız ve hala çocuklara midyenin sindirim sistemini öğretiyoruz da onların afetlerle nasıl baş edeceklerini öğretmiyoruz.
Ayrıca tüm televizyon ve sosyal medyada kamu spotları yayınlamak, kurumlarda afet tatbikat zorunluluğu, her işletmenin afetlere karşı tedbir sertifikası mecburiyeti gibi…
AFET DEĞİL GAFLET ÖLDÜRÜR
Dere yatağına ev yapan adama selde yardım edelim ama devletin yaptığı yardımla dere yatağındaki evine bir kat daha çıkmasına izin vermeyelim. Hatta onu affeden ve imar izni veren devlet ya da belediye yetkilisinin evinin de dere yatağında komşusu olduğunu unutmayalım. İmar affetse de dere affetmez.
Depreme gelince; deprem değil bina öldürür demiştik. Şimdi ben bu sözü tüm afetler için genelliyorum; AFET DEĞİL GAFLET ÖLDÜRÜR.