Adım adım zarardan kâra nasıl geçilir?
Yünsa, dünyadaki 5 büyük üst segment yünlü kumaş üreticisinden biri… Tekirdağ, Çerkezköy’de 200 bin metrekarelik alana kurulu entegre üretim tesisiyle Avrupa’nın tek çatı altındaki en büyük kumaş üreticisi konumunda. Yıllık 4 bin 500 ton kamgarn iplik üretme ve 10 milyon metre kumaş dokuma kapasitesine sahip. 50’den fazla ülkeye ihracatı var. Yünsa’nın yüzde 58 hissesini 2 yıl önce yıllarını tekstil sektörüne adayan Mustafa Sürmegöz’ün Ziraat Katılım Ortaklığı ile ortak olduğu Sürmegöz Tekstil Yatırım aldı. Mustafa Sürmegöz’ün en büyük hayali kendi ürettiği kumaşı satmaktı. Bu hayalini Yünsa’yı alarak gerçeğe dönüştürdü. Kalan hisseleri Borsa İstanbul’da işlem gören Yünsa’nın el değiştirmesiyle önemli bir değişim ve dönüşüm süreci başladı. Mustafa Sürmegöz ile satın almadan sonra geçen süreyi konuştuk. Şirketin yılın ilk 6 ayında zarar ettiğini, üçüncü çeyrekte zararı kapattıklarını, yıl sonunu ise kârla bitirmeyi hedeflediklerini anlatan Sürmegöz, bunu nasıl başardıklarını madde madde şöyle sıraladı:
- İki senedir gece gündüz çalışıyoruz. Verimliliği, stok kontrolünü, finansmanı ve maliyetlerimizi iyi yönettik. Hiç tatil yapmadım. İyi sonuçları alınca emeklerimize değdiğini düşünüyorum.
- Şirket fabrika gibi değil de atölye gibi çalışıyordu. 100-200 metre gibi çok düşük üretimler yapılıyordu. Oysa 100 metrenin de 10 bin metrenin de maliyeti aynıydı. Şimdi küçük üretimlerin maliyeti yükseldi, büyüklerin düştü.
- Mamul stoklarımızı 8 kat düşürdük. Yünsa rekorunu kırdık. Pandemide cesaret isteyen bir uygulamaya geçtik. Malını çekmeyenlerin siparişlerini yenilemedik. Müşteri ne zaman mal çekecekse o zaman üretiyoruz. Taviz vererek müşteriyi elde tutmayı doğru bulmuyorum.
- Yünsa çok köklü, önü açık bir şirket ama nedense çok düşük kârlar kaderiymiş gibi düşünülmüş. Artık ne olursa olsun üretelim, kaç para olursa olsun satalım demiyoruz. Kârlılığı gözetiyoruz.
- Kalitemiz de tarihi noktalarına ulaştı. Yüzde 99.6 oranındayız. Hata payı yüzde 1’in altında. Yeni bir kalite kitapçığı çıkardık, müşterilerimize gönderdik.
- Yılın ikinci yarısında talepte artış olacağını biliyorduk. Yün elyaflar, boya ve kimya hammaddelerinde mümkün olduğunca stoklu gittik ve stoklu çalışmanın faydasını gördük.
- Teminatsız satışları yasakladık. Benim genel müdür olarak bir limitim var ama kendime de yasakladım.
- Müşterileri ziyaretine öncelik verdik. 11 ülkede acentemiz dışında şirketten arkadaşlarımız da ziyarete gidiyor.
- Ar-Ge merkezimizi daha etkin çalıştırıyoruz. Ticarileşecek yeni ürünler geliştiriyoruz.
- Enerji büyük sorun. Alternatif kaynakları değerlendiriyoruz. Çerkezköy'deki fabrikamızın çatısını tamamen güneş panelleriyle kaplayacağız.
- Sürdürülebilirliğe büyük önem veriyoruz. Atıklarımızı tekrar değerlendirip kullanmaya başladık.
Moda devlerinin İtalyan kumaşı algısını kıracak
Mustafa Sürmegöz ile büyüme hedeflerini ve yeni projelerini de konuştuk. Üretimlerinin yaklaşık üçte ikisini ihraç ettiklerini anlatan Sürmegöz, Çin’den Türkiye’ye kayan siparişlerin kendileri için de önemli bir fırsat yarattığını söylüyor. Sürmegöz, şöyle devam etti: “Bize özellikle Amerika’dan sipariş geliyor. İngiltere’den hazırgiyim siparişlerimiz vardı zaten, şimdi Amerika’dan da talep alıyoruz. Almanya ile de çalışmaya başladık. Markaların İtalyan kumaşı talebini kırmak istiyoruz. Max Mara, Fendi ve Armani gibi dev markalarla görüşüyoruz.”
Sabri Ülker’in odasındaki pencerenin sırrı!
Murat Ülker, sosyal medyayı iyi kullanan bir iş insanı. Özellikle sosyal iş ağında paylaştığı yazıları, değerlendirmeleri ve fotoğrafl ar büyük beğeni topluyor. Geçtiğimiz hafta sonu odasının fotoğrafını “Benim ofisim şirketteki en küçük oda ve 40 yıldır dağınıktır” notuyla paylaşan Murat Ülker, birkaç gün sonra pladis CEO’su Salman Amin ile birlikte Topkapı Ülker Çikolata Fabrikası’nı ziyaretlerini paylaştı. Ülker, paylaşımında babası merhum Sabri Ülker’in odasının ve ziyaret sırasında üretimden çıkan 1 milyarıncı Laviva’nın fotoğrafl arına yer verdiği paylaşımda duygularını şöyle dile getirdi:
1 milyarıncı Laviva kutusunu imzaladılar
“Mekan hafızası gerçekten var… Geçen gün pladis CEO’su Salman Amin Bey’le Topkapı Ülker Çikolata Fabrikamızı GOYAlarken bunu düşündüm. Hemen anılar canlanıyor insanın gözünde. İşte burası Sabri Ülker Beyin Topkapı’daki ofisi… Benim ofisimden büyük değildi. Tek farkı masasının sol yanındaki yegane ışık kaynağı pencerenin fabrikanın tek çıkış kapısına bakmasıdır… Sabri Bey her çıkan kamyon, araç, kişiden haberdar olabilirdi. O tarihte aynı koridordaki benim işe başladığım aynı büyüklükteki penceresiz odayı ise üç kişi münavebeli kullanırdık. Bazı şeyler değişmiyor işte, geçen gün sizlerle paylaşmıştım, son 20 senedir hâlâ küçük bir oda kullanıyorum. Ama artık günümüz şartlarıyla her yer bana ofis. Fotoğraf soldan sağa: pladis Başkan-bendeniz, CEO-Salman Amin ve Ülker CEO-Mete Buyurgan. Bir de güzel sürprizi oldu bize bu ziyaretin; İşte milyarıncı Laviva kutusu… Ne mutlu tesadüf…”