Adı çıkmış dokuza, inmez sekize atık plastikler
Plastikler yaşamda her yerde. Plastik kirliliği hep gündemde. Adı çıkmış dokuza, inmez sekize atık plastikler, faydalı kullanım ömrünü tamamlamış plastikler bizimle. Benim söylemim şudur: Kimya endüstrisinde polimerlerin keşfi ve polimerlerin çok sayıda son ürün olarak insana sunulması bir devrimdir. Nereye baksak plastik, kauçuk, fiber ürünleri görürüz. Ülkemizde artan sıra ile otomotiv, tekstil, tarım, beyaz eşya, yapı-inşaat ve ambalaj sektörlerinde plastik tüketilmektedir.Atık plastik sorunumuz var mı? Var. Atık plastiğini yönetemeyen insan suçludur. Rengârenk plastikler, bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar, su ve kara ekosistemleri, sözün özü doğa ne yapsın? Hepsi savunmasız.Hepsi bizim. Hepsi gezegenimizin güzelliği ve zenginliği.
Plastik yanına ben atık kelimesini hiç ama hiç yakıştıramam. Plastiğe atık dendiğinde elimizde kıymetli bir yerli ham madde olur. Bu güçlü, dayanıklı moleküllerin, plastiklerin yaşam döngüsünde kaynaktan son kullanımına, atık yönetimine dek sadece insan sorumludur. Atık plastiklerin çevre kirliliği, biyoçeşitlilik kaybı ve iklim değişikliği üç temel gezegen sorunumuza etkisi önlenmelidir.İnsan önlemelidir.
Birleşmiş Milletler verisine göre yılda yarısı tek kullanımlık plastik olmak üzere 400 milyon ton’dan fazla plastik üretilirken yaklaşık 19-23 milyon ton plastik atık göllere, nehirlere ve denizlere karışıyor.800'den fazla deniz ve kıyı türü yutulma, karışma ve diğer tehlikeler yoluyla plastik kirliliğinden etkileniyor.Döngüsel ekonomiye geçişin okyanuslara giren plastik hacmini 2040 yılına kadar yüzde 80'in üzerinde azaltacağı, sera gazı salımları düşürülerek, iklim dirençli plastik ekonomisinde yeni istihdam ve gelir yaratılacağı öngörülüyor.
Plastikte ham petrol veya doğal gaz gizlidir.Üretimlerinde de eneji kaynakları tüketimi gizlidir. Plastikler en iyi atık-enerji-su yönetimi başarılarak mevcut en temiz teknoloji ile kaynak verimli üretilmelidir. Plastik ekonomisinde mümkün en fazla karbonsuzlaşma çözümleriyle sürdürülebilir üretim ve tüketimde ilerlemeliyiz. Atık önceliklemesine göre plastikler için yerinde önleme; yeniden kullanım, geri dönüşüm/ileri dönüşüm; geri kazanım, bertaraf aşamalarına uyarak en iyi atık yönetimi uygulanmalıdır. İşte burda kritik husus atık plastikleri döngüsel ekonomide işlemektir.
Kimya endüstrisi bunu başarabilir. Başarıyor. Bize bir yanda hidrokarbon kaynağı veriniz. Bu hidrokarbon atık da olabilir. Biz istenen ürünlere ulaşabiliriz. Kimya mühendisliği budur. Önce odunu işleyen kimya sektörü su, hava, kömür, petrol, doğal gaz, cevherler, bitkisel ve hayvansal kaynakları işleyerek, kimyasallara, yakıtlara, malzemelere, envai çeşit ürünlere dönüştürerek insan için üretti. Bugün atıklar, nam-ı diğer geri dönüştürülebilirler de girdimiz. Nasıl petrol kimyası, yağ kimyası, su kimyası, polimer kimyası varsa, bizim için atık tipine göre işleyeceğimiz atığın kimyası da var. Atık kimyasını bilince, girdimizi tanıyınca hedef ürün ve/veya ürünlere göre dönüşüm teknolojisi seçerek çalışırız ve üretiriz. Kimya mühendisliği yaşam için mühimdir. Bizler ulusal servet atıklarımıza değer katabiliriz. Unutmayalım ki petrol ve doğal gaz ithal, atık plastik yerlidir. Ülkemizin ilk atık plastik ileri dönüşüm tesisi için teknik heyecanım yüksek.Geliyor.Hoş geliyor.
Bu yazının asıl öznesi atık plastik değil. Dikkatinizi çekmek istedim. İnsanın yönetemediği plastik yaşam döngüsü özne. Aslında hepimiz biliyoruz. Yaptıklarımız yeterli değil. Plastikler insanın dostu. Plastikler doğanın, çevrenin ve iklimin de dostu olabilir. Plastiği keşfeden, kolaylık ve çözümleriyle yaşayan insanoğlu atık plastik yönetimini de başarmak zorunda. Bu yaz 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve 8 Haziran Dünya Okyanus Günü ardından plastikler çok konuşulup çok yazılacak. Denize karpuz kabuğu henüz düşmedi. Lakin plastikler hep denizde.Çok çalışmak gerek. Çok.