Adaylar, anketler, vaatler ve seçim sonrası
Siyasi parti ve bağımsız adaylara ilişkin kesin listeler, dün il ve ilçe seçim kurullarınca ilan edildi. Listeler, il ve ilçe seçim kurulu binalarına asıldı ve artık aday tartışmaları geride kaldı.
Adayların ilanından sonra, adaylıktan istifa, seçim sonuna kadar dikkate alınmayacak. Ancak, bu adaylar seçilirse, istifaları hüküm ifade edecek ve yerlerine kendilerinden sonra gelenler seçilmiş sayılacak, ölüm halinde de aynı şekilde hareket edilecek.
Listelerin ilanının ardından il seçim kurullarınca birleşik oy pusulalarının basımına başlanacak. Basım işlemleri tamamlandıkça pusulalar bir plan dahilinde İlçe Seçim Kurulu Başkanlıkları’na gönderilecek.
Dolayısıyla artık kim, nerede, nasıl bir seçim kampanyası yürütecek, kim, nerede, ne kadar oy alacak, hangi aday diğerlerinin önüne geçecek, kim hangi hatayı yapacak hep birlikte izleyeceğiz. Ancak bu gürültü patırtının ortasında seçim sonuçlarının siyasette yaratacağı değişiklikleri de gözden kaçırmamak gerekiyor.
Bu noktaya biraz sonra dönmek üzere, önce şu kim, nerede, ne durumda ona bir bakalım.
Siz de farkındasınızdır, taraflar gayet iddialılar. Her ne kadar 2023 seçimlerinin ardından Millet İttifak’ı dağılmış olsa da yine de iktidar-muhalefet cepheleşmesi benzer bir şekilde sürüyor.
Misal bir tarafa göre; Eskişehir, Manisa, Balıkesir, Bursa, Uşak, Burdur, Bilecik, Bolu, Kırşehir, Sinop, Kırklareli, Edirne, Çanakkale, Tekirdağ, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Mersin, Adana, Hatay, Ankara, Ardahan, Artvin ve İstanbul'da seçimi CHP kazanacak...
Diğer tarafa göre; Millet İttifakı’nın dağılmasıyla birlikte CHP'nin kesin kazanabileceği belediyeler sadece Adana, Tekirdağ, Çanakkale, Ardahan. Cumhur İttifakı’nın kazanacağı iller ise İzmir, İstanbul, Ankara, Aydın, Muğla, Burdur, Antalya, Mersin, Hatay, Artvin, Sinop, Kırşehir, Bolu, Bilecik, Yalova.
Peki, gerçekten durum böyle mi?
İlk kamuoyu yoklamalarına göre iki tarafın iddiaları da çok doğru görünmüyor. Ya da şöyle söyleyelim, şimdilik iddialarla, matematik gerçeklik örtüşmüyor.
Teker teker bakarsak…
Ankara’da Yavaş önde görünüyor. Bunun temel nedenleri; Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tartışmaların dışında kalması -ki sloganı da “az laf, çok iş”, Ankara seçmeninin bütününe hitap etmesi, DEM Parti ile ittifak yapıp, yapmamak gibi bir sorunu olmaması, son olarak da Turgut Altınok’un AK Parti teşkilatları ile yaşadığı kopukluk. Rakamsal olarak iki aday arasındaki fark da yüzde 10’ları buluyor. Tabii bu şu anın matematiği. Bu fark önümüzdeki günlerde nereye doğru evrilir göreceğiz.
İstanbul’da ise iki taraf da sıkıntılı… Aradaki fark ilk anketlere göre İmamoğlu’nun lehine. Ancak şu an için açık ara bir farktan bahsedilemez. Gerek DEM Parti ittifakı, gerek Kurum’un açık bir şekilde devlet desteği ile başkanlık yapacağını ifade etmesi seçmeni ne kadar etkileyecek göreceğiz. Konu buraya gelmişken, iki hatırlatma yapmakta fayda var. Birincisi 2023 seçiminde büyük deprem bölgesinde Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın aldığı oyları yeniden hatırlamak gerekiyor. Keza tarihinin en büyük yıkımlarından birini yaşayan bölgedeki seçmenin, “devlet desteği” güvencesini tercih etmesini de…
Diğeri ise İstanbul’un deprem hassasiyeti… İktidar, kentsel dönüşüm için 750 bin lirası hibe, 750 bin lirası da kolay kredi olanağı sağlayacağını ilan etti. Kulislerde Murat Kurum’un seçimi kazanabilmesi için ek desteklerin de açıklanacağı konuşuluyor. Yerinde dönüşüm için müteahhitlere kolaylık sağlayacak, ev sahiplerine ise ek yük getirmeyecek yeni formüller açıklanırsa şaşırmamak lazım.
Bu arada kuşkusuz iktidarın bu seçime yönelik yeni kararlar alması da mümkün. Misal; kademeli emeklilik. Misal; stajın sigorta için başlangıç sayılması ve Bağ-Kur’lulara 7 bin 200 gün prim müjdesi seçim öncesi gelebilir.
Diğer ilkleri tek tek yazmayayım. Ama bizzat AK Parti kaynaklarının aktardığı bilgilerin bir kısmını paylaşayım. Bu kaynaklara göre; Adana, Mersin kazanılmaya yakın ama kesin değil. Eskişehir’de bu kez seçim kazanılabilir, Bursa’da ise seçim zora girmiş görünüyor. İzmir’de Millet İttifakı’nın dağılmış olması bir avantaj olarak görülüyor...
Evet, en kısa haliyle aday listeleri kesinleştikten sonraki durumun özeti bu. Dediğim gibi bu hafta içinde rakamlar, anketler konuşulmaya başlanır, biz de tabloyu daha net görürüz.
Biz bir de seçim sonrasına bir göz atalım.
Kim, hangi ili, nasıl kazanırsa kazansın bu sonuçlardan bağımsız olarak siyaset kurumunda top yekûn bir dalgalanma ve değişiklik yaşanacağı kesin görünüyor.
Kısaca değinmek gerekirse; DEM Parti içinde “CHP ile ittifak yapalım”cılarla, “biz kendi işimize bakalım”cılar kaçınılmaz olarak karşı karşıya gelecekler.
İYİ Parti’nin seçim sonrası yol haritasını netleştirmek ve yeni bir tutum belirlemek için tartışma sürecine gireceği de kuşku götürmez.
CHP’nin seçim sonuçlarından bağımsız bir olağanüstü kurultay sürecine gireceği şimdiden belli. Gerek liderlik, gerek aday belirleme yöntemleri şimdiden tartışmaları alevlendirmiş durumda. Bir taraftan Kemal Kılıçdaroğlu için cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir tek pankart açmayan kimi belediye başkanları bugün canhıraş biçimde kendileri için çabalıyor, diğer yandan “yeni dönemde ben genel başkan olabilirim” vehmine kapılan kimi parti yöneticileri yerel seçimi bırakmış seçim sonrası hazırlığı yapıyor.
Yani demem o ki seçimler biter, Ramazan Bayramı geçer ardından birçok partide değişikliklerin yaşanacağı bir sürece gireriz. Kimi “lider”ler değişir, kimi partiler tükenir. Kimi partiler güçlenerek çıkar bu süreçten, kimi siyasetçiler emekliye ayrılır…
Bir de unutmadan daha önce de kısaca bahsetmiştim, erken genel seçim ciddi ciddi konuşulmaya başlanır.