Adayın emanetçisi olur mu?

Mete BELOVACIKLI
Mete BELOVACIKLI İZ DÜŞÜMÜ

Biraz geriye gidelim…

İmamoğlu ve ekibi geçtiğimiz yaz sonunda bir toplantı yaparak “gelmekte olana” karşı pozisyon alınması konusunda hem fikir oldu. Bunun için de İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi kararlaştırıldı. Zaten neredeyse 6 yıldır kendilerine göre bir kampanya da yürütüyorlardı. Hatta bir ara altılı masanın adayı olmak için Meral Akşener’i de yanlarına alarak  bir çıkış yapmayı denediler ama olmadı. Bu arada, o çıkış denemesinin altılı masaya seçim kaybettirdiği yorumu da hayli taraftar toplayan bir yorum. Her neyse, süreç İmamoğlu cephesinde böyle başladı. Bu sürecin erken başlatılması iktidar tarafını da erken harekete geçirdi.

 

Dışarıdan yolsuzluk nedeniyle tutuklamaya zayıf tepki geldi

Diplomanın iptalinin ardından hemen gözaltı ve tutuklamanın gelmesi biraz kafa karışıcı olsa da vardır bir nedeni. Ankara’da konuşulanlara göre; İmamoğlu gözaltına alındıktan sonra Erdoğan’ın kapısı hayli çok çalınmış. Misal, kabinedeki iki Bakan, Mehmet Şimşek ile Hakan Fidan olayın sonuçlarını kestirebildikleri için hemen sürece müdahale etmeye çalışmışlar. Hiç olmazsa kayyımın atanmaması için çaba göstermişler. Hatırlayacaksınız, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarı iken Osman Kavala’nın tutuklanmasına da karşı çıktığı yorumları yapılmıştı… Mehmet Şimşek (doğal olarak) olayın maliyetini düşünerek hareket ermiş gibi görünüyor. Bu iki bakana ilginç bir biçimde damat Selçuk Bayraktar ile AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala’nın da katıldığı öne sürülüyor. Bütün bunların ardından da tutuklama biraz da itibara yönelik bir hamle ile yolsuzluktan geldi. Ve dış dünyadan tahmin edildiği gibi “yolsuzluk” tutuklaması nedeniyle zayıf bir tepki geldi.

 

Emanetçi aday olur mu?

Kuşkusuz Türkiye’nin hayati düzeyde onlarca sorunu var ama sadece iki rakam vereyim:

Birincisi; Mart ayındaki aylık yüzde 2,46 enflasyon oranıyla Arjantin’den sonra dünyada ikinci sıradayız. Üç aylık hazine nakit dengesi açığı 901 milyar lira. Son 12 ayda ise 2,4 trilyon lira. Bunlar borç ile kapanacak ve bu borçlarla birlikte faizleri de vatandaşın sırtından ödenecek.

Gelelim ikinci rakama; Türkiye’de cezaevlerinde kapasite aşılalı çok oldu. 403 bin 60 kişi var cezaevlerinde. Son 3 ayda 14 bin 478 kişi eklendi bu sayıya. Adli kontrol altındaki kişi sayısı ise 115 bin 857. Cezaevindeki kişi sayısı ile dünyada altıncı ülkeyiz. Avrupa Konseyi ülkeleri içinde 100 bin kişi başına düşen mahkum sayısıyla da en yüksek cezaevi nüfus oranına sahip ülkeyiz.

Bu tablo sosyo-politik olarak da sosyo-ekonomik olarak da sürdürülebilir değil. Bunun bir an önce değiştirilmesi lazım. Bunu sağlayacak olan da -bu sistem nedeniyle- cumhurbaşkanı. Halihazırda cumhurbaşkanlığının en güçlü ve CHP’nin de ileride resmileştirmek için belirlediği adayı da gayet tartışmalı yöntemlerle yarış dışı bırakıldı. Yapılacak ilk seçime katılma ihtimali de yok.

 

Cumhurbaşkanı adayının “herhangi” biri olmaması gerekir

Bu çerçeve içinde CHP Genel Başkanı “Herhangi birini aday gösterir kazanırız” diyor!!!

Memleketteki hukuksuzluklar dahil pek çok meseleyi çözmesi gereken ve halkın seçeceği Türkiye’nin cumhurbaşkanı adayının “herhangi” biri olmaması gerekir. Buna rağmen emanetçi bir cumhurbaşkanını oraya oturtmayı bir siyasetçinin aklına getiriyor olabilmesi şaşkınlık verici.

Halbuki CHP’nin daha önce yüzde 30 ve yüzde 48,5 oy alan iki adayı bulunuyor. Bunları aşacak üçüncü bir adayı da hatta adayları da olacaktır.

Ekrem İmamoğlu’nun da arkasında duracağı bir model ile iddialı bir adayla bu cumhurbaşkanlığı seçimine gidilir, seçim kazanılırsa memleketin normalleşmesi çalışmaları başlar. Sonrasında İmamoğlu da Selahattin Demirtaş da Ümit Özdağ da birbirlerinin rakipleri olarak adil bir seçimde yarışırlar.

Önümüzdeki seçimi kazanan ve bu ortamı sağlayan cumhurbaşkanının ismi de “unutulmazlar” arasına yazılır.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
METE BELOVACIKLI YAZDI 24 Mart 2025
Siyaset toz duman 17 Mart 2025