Acımıza tuz basarken
Yaşamda her günümüz yeni bir şiirin ilk dizesi gibidir. Bu dize bazen acı, bazen tatlıdır. Hüzün ya da sevinç olur. Başarıyı tanımlamamız farklıdır. Öfkeleniriz. Düşeriz. Kalkarız. Uğraşırız. Yaşarız. Türkiye’mizde aynı günü her bir yurttaş kendi günü olarak yaşar. Lakin doğa kökenli bir afet olduğunda, sadece afet coğrafyasında değil, Anadolu’muzda, Rumeli’mizde hepimiz acıyı birlikte hisseder ve yaşarız. Öncesinde, afet anı, hemen sonrası ve afet sonrasında acımıza tuz basarken görevlerimiz sürer. Yaşamımızı toparlarken ruhumuzu ve kentlerimizi önce iyileştirme sonra yeniden inşa gerekli ancak kolay değildir. Depremdeki can kaybını, yıkılan yuvalardaki yitirilen anıları geri getiremeyiz. İleriye bakmayı başarma çok zordur. Mevla’m depremzedelerimize, ailelerine, hepimize sabır ve meşakkat versin.
Şimdi insan, doğa ve kentler için çalışma vakti
Şimdi insan, doğa ve kentler için çalışma vakti. Birlik olma ve çok çalışma vakti. Çok. Enkazlarda kayıplarımız, içinde tehlikeli maddeler ve kimyasalları içerebilen ve en büyük bileşen olan inşaat ve yıkıntı atıkları, toprak, kaya, yol atıkları, yeniden kullanılabilir ya da faydalı ömrünü tamamlamış eşyalar, taşıtlar, geri dönüştürülebilirler (ahşap, metal, plastik gibi) beklerken, afet psikolojisini iyileştirme ile doğayı iyileştirme, eşgüdümdeki ekonomik toparlanmayla ilerlemeli. Atık su, kanalizasyon, çöp, tıbbi atıklar ile tozumadaki asılı kirleticiler çok önemli. Birlikte yaşadığımız hayvan ve mikroorganizmalar, sözün özü biyoçeşitlilik, su ve kara ekosistemlerimiz, sürdürülebilir yaşam tehlikede. Afet yönetilirken nasıl olması gerektiği çok iyi bilinen barınma, beslenme, giyinme, sağlık, hijyen, eğitim, güvenlik, ulaşım, enerji ve su yönetimi ilerlerken, daha doğrusu ilerlemesi gerekirken, en mühim hususlardan biri enkazdaki atıklar ile geçici yaşam alanı çadır ve konteynerlerde süren yaşamdaki atıkların yönetimidir. Sözün özü atıklar ulusal servetimiz olarak önceliklenerek (ayrı toplama; yeniden kullanım; geri dönüşüm; ileri dönüşüm; geri kazanım; bertaraf) değer kazanmalıdır. Yer değiştirme, depolama, gömme kararı doğru uygulanmalıdır. Mevzuatımız var. En iyisini yapabiliriz. Deprem ardından sanitasyon, halk sağlığına yönelik gizli riskleri en aza indirmek için acildir. Afet yönetilirken atık en iyi şekilde yönetilmezse yangın, patlama, hastalık ve salgınla karşı karşıya kalabiliriz.
İTÜ 2023 deprem ön inceleme raporu
2001 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetimi Mükemmeliyet Merkezi adı ile kurulan, ülkemizde alanında ilklerini başaran merkez bugün İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü olarak güçlü akademik kadrosuyla eğitim, komisyon, yayın hazırlama ve proje görevleriyle hizmet etmekte, Afet Yönetimi yüksek lisans programı mezunlarımız kurumlarında fayda yaratmakta. Afet Yönetim Bilimleri ve Mühendisliği doktora programı çalışmaları da sürmekte. İTÜ akademisyenlerinin afet yönetiminde etkin toplumsal katkısı için ilgili bölümlerle değerlendirme toplantısı yapılarak hedefler belirlendi. Deprem ardından hızla afetzedelere yönelik personel ve ihtiyaç desteğini başlatan İTÜ’nün, 35 kişilik ilk ekibi Adıyaman’a gitti. Kentlere inceleme, gözlem ve hasar tespiti için hocalarımız gitmekte. En önemlisi de saygın bilim insanlarımız yazılı, sözel ve görsel medyada bilim ve teknolojiye dayalı değerlendirmelerini, öngörülerini anlatarak yurttaş doğru bilgilenmesine ve afet riski yönetimine mühim katkı veriyorlar. 17 Şubat günü İTÜ 2023 Deprem Ön İnceleme Raporu kamu bilgisine sunuldu.
Hatay’ın değerlerini ve hedeflerini ortaya koymalıyız
Her biri kendine özgü biyoçeşitlilik, doğa ve kültürel varlıklara sahip, farklı enkaz kaldırma-kurtarma planlaması gereken, sanayisini mühendis gözümle, güzelliklerini gezgin olarak karış karış bildiğim biricik 11 kentimizden Hatay, fenni kanaatimce bize en büyük deprem dersini acı ile öğretirken, yeni bir ders kitabı yazarak küresel örnek bir kenti yaratma görevi de veriyor. Ülkemizin en yüksek verimli ovası olan Amik Ovası, en uzun deniz sahilimiz olan ve Chelonia Mydas ve Caretta Caretta deniz kaplumbağaların yuvası Samandağ Kumsalı, Asi Nehri, Harbiye Şelalesi gün boyunca bazen birbirine karışan ezançan- hazzan sesi ile kardeşlik simgesi Hatay’ın insanını, mavi ve yeşilini iyileştirmeliyiz.
Hatay nasıl bir kent olmalıdır? Öncelikli kalkınma alanı nedir? Ekonomisi nasıl toparlanır? Hangi nitelik/niteliklerle marka kent olabilir? Tarım? Gıda? Turizm? Yitirilmiş tarihi dokunun tıpkısı yeniden nasıl yapılabilir? Tarihi mirası nasıl onarmalıyız? Konut inşası nasıl planlanmalı? Toplu konutlar nerede olmalı? Ulaşım? Milli Parklar? Orman/ Ormanlaştırma? Enerji-Su-Atık yönetimi? Göç? Toplumsal travma? İklim direnci nasıl yüksek olur? Afet Yönetim Sistemi nasıl oluşturulmalı? gibi sorulara şimdi yeniden yüksek paydaş katılımı ile hızla cevap aramak şart. Yapılabilir. Yapmalıyız. Hatay’ın değerlerini ve hedeflerini ortaya koyan, yeniden inşa ve ekonomik toparlanması için Sürdürülebilirlik Stratejisi ve Sürdürülebilirlik Eylem Planı olmalı. Diğer deyişle, tabiri caizse işe girişmeden önce çalışmak için çalışmak, planlama şart. Eli kalem tutmak gerek. Böylece Hatay’ın yeniden kentleşmesi için sürdürülebilir finansmana erişim ayrıcalığı da kazanılabilir. Kentin iyileşmesi için akçe mühimdir. Yitirdiklerimizin akçeli değeri bulunamaz. Bulamayız. Ancak adını Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği ve günümüzdeki jeopolitik konumu tartışılamaz Hatay’ı iyileştirecek, sürdürülebilir kalkınan kent yapacak akçe hesaplanabilir ve finansmana erişim gücü kazanılabilir.
Kentte toplu konut inşası öncelikle başlayacaktır. Toplu konut atıklarından enerji üretimi planlamalarında olmalıdır. Nerdeyse sıfır atık toplu konutta yaşam mümkündür. Toplu konutta yerinde enerji üretimi mutlaka olmalıdır. Birlikte elektrik-ısı üretimi, nam-ı diğer kojenerasyon teknolojisi, çatı güneş elektriği, ısı pompası gibi. Hatay yenilenebilir kaynaklı elektrifikasyonu öncelikleyebilir. Bambaşka bir sürdürülebilir enerji yönetimi başarılabilir. Enerji sektörümüzün liderleri gücünü ortaya koyacaktır. Halen 2024-2030 için yenilenmesi süren Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’mız yol göstericimiz olmalı.
Hatay’ımız herkesin görmek istediği bir kent olacak. İnanıyorum. Yaşam akacak. Doğru için uğraşacak ve birlikte başaracağız. Hemşehrilik, dayanışma, hayırseverlik, iş dünyamıza düşen sorumluluklar önemli. Anadolu’muz, Rumeli’miz bereketlidir. İleride Hatay’da, İstanbul’da zahter çayımı içerken hüzün ve neşe bir arada olacak. Biliyorum. İçim hep sızlayacak. Yeni müzecilik yaklaşımına uygun, Japonya’da gördüğümde etkilendiğim Kobe Depremi Anıt Müzesi gibi müzemiz olmasını bekliyorum. Unutma ve yok sayma artık olmamalı. Acımıza tuz bastığımız bu günler dersimiz olurken, unutmamalı. Unutturmamalıyız. Bilim ve teknolojinin ışığında çok çalışmalıyız. Çok. İyileşeceğiz. İyileştireceğiz. Başaracağız. Biz Türkiye’yiz.