ABD'nin İran "tahkimatı"
Türkiye iç siyasetle ve depremle uğraşırken, hemen yanıbaşında kritik gelişmeler yaşanmakta;
ABD, bir önceki Başkan Trump döneminde İsrail'le bazı Arap ülkeleri arasında imzalanan normalleşme anlaşmaları sonrasında, dış politikasındaki Ortadoğu odağından vazgeçer bir izlenim vermişti.
Ancak son bir ay içinde ABD'den bölgeye yönelik üst üste gelen kritik ziyaretler, bu trendin dönmeye başladığını ortaya koydu. ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın Türkiye'ye -biraz da depremi bahane ederek- yaptığı ziyareti, ABD Genelkurmay Başkanı'nın Suriye ziyareti izledi. Şimdi de ABD Savunma Bakanı Austin Ortadoğu turunda; Austin'in turu, Irak, Ürdün, Mısır ve İsrail'i kapsıyor.
Washington'un bir anda bölgeye hem askeri, hem de siyasi "çıkartma yapma" eğiliminin ardında pek çok unsur var;
İSRAİL'DEKİ AŞIRI SAĞCI HÜKÜMETİN YARATTIĞI SORUN
Bunların başında, İsrail'de Başbakan Netenyahu'nun ülkedeki aşırı sağcı, hatta ırkçı partilerle kurduğu koalisyon hükümetinin bölge istikrarı için yarattığı tehlike bulunuyor. Netenyahu kabinesindeki radikal bakanların Filistinliler'e yönelik içinde açık seçik nefret suçu barındıran çıkışları, hukukun üstünlüğünü bitirmeye varacak yasa tasarıları, ülkenin dört bir yanından gelen çatışma haberleri, Washington'un "istikrar" endişelerini doğrular nitelikte gelişmeler. ABD'nin Abraham anlaşmaları ile Arap ülkeleri ile İsrail arasında başlattığı normalleşme süreci tehlikeye girmiş durumda.
İsrail siyasetinin radikal unsurları sadece Filistinlilerle uğraşmıyorlar; diğer yandan da İran'a göz dikmiş durumdalar. İran'ın, Suriye, Irak ve Lübnan'daki siyasi ya da askeri "taşeronlarına" yönelik İsrail'in zaman zaman yaptığı nokta saldırıların sayısı ve yoğunluğu son dönemde iyice arttı. Bu saldırılar ABD'nin İran'ı kontrol altında tutma politikasına yardımcı oluyor gibi görünse de, İsrail'in radikal hükümetinin "dozu kaçırması tehlikesi de var.
ABD, "SURİYE VE IRAK'TAN ASKER ÇEKMEYECEĞİNİ" AÇIKLADI
Hem ABD Genelkurmay Başkanı Milley'in Suriye ziyareti, hem de Savunma Bakanı Austin'in geniş kapsamlı Ortadoğu turundan çıkan mesajlar da, Washington'un Ortadoğu'da yakın dönemde istikrara yönelik endişelerini ortaya koyar nitelikte. Milley, Ankara'da kaşların kalkmasına neden olan, Suriye'nin kuzeydoğusunda, PKK terör örgütünün uzantısı PYD-YPG'nin kontrol ettiği bölgede bulunan Amerikan askerlerini ziyaret ederek, sayısının yaklaşık 900 olduğu açıklanan bu askerlerin yakın zamanda geri çekilmeyeceği mesajı verdi. Ankara'nın endişelerinin aksine, Amerikan Genelkurmay Başkanı'nın bölgeye ziyareti sırasında sadece Amerikan unsurları ile görüştüğü, PYD-YPG'yle herhangi bir temasının bulunmadığı da açıklandı.
Bakan Austin ise, Irak'a yaptığı ziyaret sorunda, bu ülkede görev yapan 2 bin 500 Amerikan askerinin "göreve devam edeceğini" söyledi.
Mesaj açık; NATO üyesi Türkiye, iki ay içinde yapılacak kritik seçimlerle meşgulken, üstelik seçim sonrasında ülkenin "ne yöne gideceği" belirsizliğini korurken, ABD bölgeyi boş bırakmayacak.
İRAN'DAN TÜRKİYE ATAĞI
ABD'nin bölgeye yönelik bu yoğun ilgisine Tahran'ın karşı atağı ise, İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan'ın Ankara ziyareti ile geldi. Ziyarette, İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin de yakın zamanda Türkiye'ye yapmayı planladığı ilk resmi ziyaretin ayrıntılarının da görüşülmesi bekleniyor. Şimdiye kadar sadece Rusya'nın "kolaylaştırıcılığında" yürüyen Türkiye-Suriye normalleşme görüşmelerine İran'ın da dahil olduğunun açıklanması da ayrıca not etmeye değer.
Belli ki İran da, seçim belirsizliğinde Ankara'nın hızlıca ABD tarafına kaymaması için elinden geleni yapmaya kararlı...