ABD'nin “boşalttığı” Ortadoğu’ya Çin talip

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Dünya çok merkezli yeni uluslararası sisteme geçerken, hem Batı cephesinin, hem de doğudaki küresel aktörlerin "faaliyet merkezleri" de değişmekte;

ABD liderliğindeki Batı cephesi giderek daha çok uzak Asya'ya odaklanırken, Rusya ve özellikle de Çin adım adım, bir dönem "ABD'nin arka bahçesi" gibi görünen Ortadoğu'ya giriyorlar.

Rusya'nın bölgeye girişi malum; Suriye'deki iç savaş Moskova'ya Akdeniz'de kalıcı bir deniz , bir de hava üssü kazandırdı. Ruslar, Libya'daki kargaşadan istifade, Akdeniz'in öteki ucunda da, resmi askeri birlikleriyle olmasa da, paralı asker şirketleri ile aktörlerden biri haline gelmiş durumdalar.

Çin ise Ortadoğu'ya güvenlik değil, "ekonomi kapısından" girmekte; Çin'in Suriye'de Esad rejiminin kontrolündeki bölgede yaptığı çok sayıda enerji yatırımı malum. İran'la da uzun vadeli kredi anlaşmasının karşılığında, pek çok anlaşma imzalamayı başarmış durumda Çin yönetimi. Şimdi ise belli ki sırada Arap dünyası var.

ÇİNLİ LİDER'İN "ARAP ÇIKARTMASI"

 Çin'in her Komünist Parti kongresinde görev süresini biraz daha uzatıp, ülke yönetimini tek parti devletinden, tek adam rejimine çevirmekte olan Devlet Başkanı Şi Cinping geçen hafta Suudi Arabistan'daydı. Şi, yaptığı üç günlük ziyarette neredeyse görüşmedik Arap lideri bırakmadı. Önce Suudiler'le ikili görüşmeler yapan Çinli Lider, ardından Körfez Araplarıyla buluştu, son olarak da Mısır'ın Sisi'sinden, Filistin'in Mahmud Abbas'ına, Ürdün Kralı'na kadar hemen hemen tüm Arap ülkelerini kapsayan bir zirve toplantısı yaptı.

Sadece Suudi Arabistan'la 30 milyar dolara varan karşılıklı yatırım anlaşmaları imzalayan Şi Cinping'in en çok ilgi gösterdiği alan enerji sektörü oldu. Suudiler Çin'de ham petrolün işleneceği çok sayıda tesis yatırımı yapma sözü verirken, Çin de Suudi Arabistan'a "temiz enerji kaynakları" yatırımları vaadetti.

Hem Çin, hem de Suudi Arabistan basın özgürlüğünün katı şekilde kısıtlandığı ülkeler olduğundan, imzalanan pek çok anlaşmanın detayını dünya, ancak sıkı kontrol altındaki Suudi basını ya da Çin'in resmi açıklamalarından takip etti. Dolayısıyla pek çok anlaşma ve bunların detayları gizli kaldı.

Yine de yapılan açıklamalardan, Çin ile Suudi Arabistan'ın, daha önce konusu dahi geçmeyen bir alana, güvenlik politikalarına da girdiklerinin izlerini sürmek mümkün oldu. Oysa daha önce petrol zengini Arap ülkeleri savunma ve güvenlik denilince, hep ABD'nin "arka bahçesinde" yer alırlardı.

DEĞERLER MESELESİ

Yıllarca Ortadoğu'daki "Amerikan kalesi" gibi görünen Suudiler, Çin'e birden bire meyletmiş değiller elbette;

Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin "eksen değişikliğikliğinde" en büyük pay, başta ABD olmak üzere Batı cephesinin "değerler" konusunda sürekli "gürültü çıkartması". Çıkarlar sözkonusu olduğunda Suudi Arabistan'daki, başta kadın hakları olmak üzere, tüm insan haklarını yok sayan katı monarşik düzenle her türlü işbirliğine giren Batı dünyası, bunu hep "söylenerek" yaptı bugüne kadar. Hele ABD'deki Biden yönetiminin önce 11 Eylül saldırılarındaki Suudi bağlantıları, ardından da Kaşıkçı cinayeti üzerinden Suudiler'in fiili lideri Veliaht Prens Muhammed Bin Salman'a yüklenmesi, Riyad'daki Saraylar'da büyük rahatsızlık yarattı.

Buna bir de ABD'nin son dönemde dikkatini, Soğuk Savaş sırasında ve sonrasında uluslararası siyasetinin adeta merkezi haline getirmiş olduğu Ortadoğu'dan Uzak Asya'ya yöneltmesini ekleyin. Doğan boşluğu doldurmaya hevesli uluslararası aktör Çin oldu. Bunda, kendisi de demokrasi ve insan hakları değerleriyle pek başı hoş olmayan Çin'in "değerler" diye söylenip durmaması etkili oldu.

PETROL HALA DOLARLA SATILIYOR

Suudiler ABD'den uzaklaşıp, Çin'e yaklaşsalar da, Washington açısından "kırmızı çizgi" görülen sınırı Şi Cinping'in ziyaretinde de aşmadılar;

Çinli liderin çantasında Suudi Arabistan'la petrol ticaretinin Çin para birimi yuan üzerinden yapılması da vardı. Bu gerçekleşseydi, ABD'nin "lideri ve koruyucusu" olduğu uluslararası ekonomik düzen büyük yara alacaktı.

Şimdilik bu olmadı.

Ancak sadece "şimdilik..."

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024