ABD’nin 13. bölgesel merkez bankası değiliz
Türkiye kamuoyunun AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi olarak tanıdığı; şu anda Finlandiya Merkez Bankası Başkanı ve Avrupa Merkez Bankası idare kurulu üyesi olan Olli Rehn geçtiğimiz günlerde dikkat çekici bir açıklama yaptı.
Enflasyonun yüzde 2’lik hedefe doğru yaklaştığına işaret eden Rehn, haziran ayında faiz indiriminin mümkün olabileceğini belirtti. Rehn, açıklamasında Avrupa Merkez Bankası’nın, ABD’nin 13. Bölgesel merkez bankası olmadığını, faiz indirimi için FED’i beklemenin gerekmediğini, faiz indirimi sürecine ABD’den önce başlanması gerektiğini söyledi. ABD faiz artırım sürecine başladıktan sonra Avrupa Merkez Bankası’nın artırımlara başladığını, FED’e göre daha hızlı ve daha sert adımlarla artırım yapıldığını hatırlatan Rehn, “Uzun vadeli büyüme performansımız ABD’nin gerisinde. Avrupa, Rusya-Ukrayna Savaşında enerji fiyatları ve tedariki nedeniyle olumsuz etkilendi. Toparlanmamız ve hatta hızlanmamız gerekiyor” dedi.
Rehn söylediklerinde hiç de haksız sayılmaz. Avrupa Merkez Bankası faiz artırım ve indirim süreçlerinde istisnasız olarak her zaman ABD’nin arkasından harekete geçer. Ancak, bu defa da ABD’yi beklemek, zaten son derece yavaş büyüyen Avrupa ekonomisinin küresel rekabetteki pozisyonunu daha da zora sokacaktır. Bu cuma Avrupa Merkez Bankası faiz kararını açıklayacak. Halen 4,5 olan faizin 4,25’e indirilmesi bekleniyor. Ancak geçen cuma açıklanan mayıs ayı enflasyonun beklentilerin üzerinde gelmesi, indirim beklentisinin üzerine bir soru işareti bıraktı.
Nisan ayında yüzde 2,4 olan tüketici enflasyonu mayısta yüzde 2,6’ya, çekirdek enflasyon ise yüzde 2,9’a çıktı. Üye ülkeler arasında en yüksek yıllık enflasyon yüzde 4,9 ile Belçika, yüzde 4,3 ile Hırvatistan ve yüzde 3,9 ile Portekiz’de yaşandı. En düşük oranlar ise yüzde 0,5 ile Finlandiya, yüzde 0,8 ile İtalya ve Litvanya’da kaydedildi. Enflasyondaki bu sürpriz artışa rağmen Avrupa Merkez Bankası büyük olasılıkla beklenen indirimi gerçekleştirecektir. Ancak, bunu bir indirim sürecinin ilk hamlesi olarak lanse etmek yerine, sonraki indirimlerin enflasyonun seyrine göre belirleneceğini söyleyecektir.
Euro bölgesinde faiz indirimi, en çok bölge ekonomisindeki canlanma nedeniyle ihracatı pozitif etkilenecek olan Türkiye gibi ülkelere fayda sağlayacak.