AB’den iki kritik yeni yasa: Yapay Zeka ve Medya Özgürlüğü

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Avrupa Parlamentosu geçen hafta iki kritik yasa çıkardı; Yapay Zeka yasası ile Medya Özgürlüğü yasası.

Yaşanan iniş çıkışlara rağmen hala AB içinde “aday ülke” konumunu koruyan Türkiye’yi de yakından ilgilendiren unsurlar içeriyor AB’nin yürürlüğe soktuğu iki yasa.

YAPAY ZEKA KATEGORİLERE AYRILDI: “KABUL EDİLEMEZ”, YÜKSEK, ORTA VE DÜŞÜK RİSK

AB’ye üye tüm ülkelerde geçerli olacak ve “çerçeve yasa” özelliği taşıyan yeni Yapay Zeka yasasında en çok dikkat çeken unsurlardan biri yapay zekanın kategorilere ayrılıp, özellikle kamusal alanda kullanımına getirilen kısıtlamalar. Bu çerçevede yapay zekanın kamusal alandaki kullanımına ilişkin düşük, orta ve yüksek risk ile “kabul edilemez” kategoriler oluşturuldu.

“Kabul edilemez” kategorisinde en çok dikkat çeken yasaklar insanların gözler üzerinden duygusal tepkilerinin toplanmasında yer alıyor. Eğitim kurumlarında, ofislerde, mülteciler üzerinde ve kolluk kuvvetleri tarafından yapay zekanın bu tip verilerin toplanmasında kullanmasına kesin yasak getiriliyor. Yasaklar arasında, vatandaşların toplanan duygusal tepkilerine göre “kategorilere ayrılması” da bulunuyor. Çin hükümetinin yapay zekayı “makbul vatandaşların” belirlenmesinde kullandığı biliniyor. AB yapay zeka yasasında ayrıca algoritmaların düzen korumak amacıyla “önleyici önlemler” ve işe alımlar için kullanılmasına da ciddi kısıtlamalar yer alıyor.

Yapay zeka aracılığıyla insanların duygusal tepkilerinin toplanmasına izin verilen durumlar ile chatbot kullanımlarında ise, mutlaka bu konuda önceden kişilere “bir makineyle karşı karşıya olduklarına” ilişkin bilgilendirme yapılması şartı getiriliyor yeni yasa ile.

Yasa ayrıca yapay zekanın metin yazımı, fotoğraf ya da görüntü düzenlenmesi, konuşma yazımı gibi genel kullanım alanlarına da yeni kurallar getiriyor.

Yasanın son bölümünde ise koyulan kurallara uymayanlar için verilecek cezalar yer alıyor. Cezalar 35 milyon Euro’ya kadar çıkabiliyor. Daha ciddi durumlarda yasaya uymayan firmaların yıllık karının yüzde 7’sine kadar el konulmasına da olanak veriyor.

Yasada sadece yasaklar ve kurallar yok. AB içinde yapay zeka uygulamalarının geliştirilebilmesi için 7 yıllık bir süre için 80 milyar Euro’luk bir araştırma ve geliştirme fonu da oluşturuluyor.

AB bu yasayla bir yandan yapay zeka kullanımına düzenleme getirirken, diğer yandan geçen hafta çıkardığı “Dijital Pazarlar Yasası” ile uyumu da gözetiyor. Her iki yasanın birleşimi ile, dijital pazarların ABD merkezli Amazon, Alphabet, Apple, Meta ve Microsoft gibi, Çin’in ByteDance gibi pek çok dev şirketlerin pazardaki etkin konumlarının törpülenerek, yeni girişimcilere yer açılması, böylece tüketicilerin “seçme hakkının korunması” amaçlanıyor.

Ancak teknolojinin gelişme hızı karşısında AB’nin yeni yasasının “çıktığı gün eskidiği” düşünürler de var. Buna karşı Avrupalı siyasetçiler ise bunun çerçeve bir düzenleme olduğu ve gerektiğinde geliştirilebileceğini söylüyorlar.

MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ YASASI

Avrupa Parlamentosu’nun geçen hafta çıkardığı medya özgürlüğü yasası ise, gazetecilerin kaynakları ile kurdukları ilişkileri korumalarında önemli güvenceler getiriyor. Yasa ile AB üyesi ülkelerin hükümetlerinin gazetecilerin temaslarını izlemek için casus yazılımlar kullanmasına yasak getiriliyor. Ancak bu konuda Fransa, İtalya, Malta, Yunanistan, hatta Finlandiya gibi ülkelerin talepleri ile bir “istisna” da getirilmiş durumda; “Milli güvenliğin tehlikede olduğu” durumlarda bu tip casus yazılımların kullanılmasına izin var.

Yeni yasa ayrıca gazetecilerin “kaynaklarını korumalarına” ilişkin yeni güvenceler de içeriyor.

Medya özgürlüğü yasası ayrıca, Türkiye’de de büyük sorun olan, medya kurumlarının “sahipliği” konusuna da düzenleme getiriyor. Yeni yasa ile medya kurumlarının sahipliğinde tam şeffaflık kuralı yer alıyor. Yeni yasada ayrıca kamu ilanlarının hangi medya kurumlarına nasıl verileceğine ve bu konuda şeffaf olunmasına ilişkin de yeni düzenlemeler var.

Yasada kamu yayıncılığı konusunda önemli düzenlemeler var; Hükümetlerin değişmesiyle ülkelerdeki kamuya ait medya kuruluşlarının yönetimlerinin de değişmesinin önüne geçecek, kamu yayın kuruluşlarının yönetimlerini “hükümet baskısına karşı” koruyacak hükümler de AB’nin bu çerçeve yasasına girmiş durumda.

Bir başka yenilik ise, yasayla yeni getirilen bu düzenlemelerin izlenmesi için AB içinde “Medya Hizmetleri için Avrupa Kurumu” adlı yeni bir “üst kurum” oluşturulması.

Avrupa Birliği bu iki yasa ile insan hak ve özgürlükleri açısından iki önemli konuda çok ciddi bir adım atmış oldu. Darısı Türkiye’nin başına…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024