AB’de gaz ve nükleer şirketleri “yeşil liste”ye girme peşinde
Bu sene sonunda tamamlanması planlanan Avrupa Birliği Taksonomisi, sermaye piyasalarının çevresel politika amaçlarına katkı sağlayacak yatırım fırsatlarını belirleyip, bu fırsatlara tepki verebilmeleri için önemli bir uygulama aracı olarak sunuluyor.
Avrupa Parlamentosu tarafından önümüzdeki sene hayata geçirilmesi planlanan Sürdürülebilir Finansman Taksonomisi, çevresel açıdan sürdürülebilir yatırımlar için ortak sınıflandırma sistemi getiriyor. Bu sisteme göre, karbon emisyonlarını belirlenen sınırın altında tutmayan şirketler, AB’nin ‘sürdürülebilir şirket’ listesine dahil edilmeyecek. Bu da, finansmana ulaşamama, hatta oyunun dışında kalma anlamına gelecek.
Avrupa Birliği geçtiğimiz sene üzerinde uzlaşılan Sürdürülebilir Finansman Kural Kitabı ile nükleer ve doğal gaz enerjilerinin “yeşil” kabul edilip edilmeyeceğine dair tartışmalara son noktayı koymuştu.Kural kitabı, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına ilişkin katkı sağlayacak ekonomik faaliyetler listesini ve çevresel hedeflere zarar vermemenin kriterlerini içeriyor. Kural kitabında iklim değişikliği uyum sürecine katkı sağlamaya yönelik bir çerçeve de sunuluyor.
Bu sene sonunda tamamlanması planlanan AB Taksonomisi, sermaye piyasalarının çevresel politika amaçlarına katkı sağlayacak yatırım fırsatlarını belirleyip, bu fırsatlara yönelmeleri için önemli bir uygulama aracı olarak sunuluyor. Taksonomi aynı zamanda ‘yeşil yıkamayı’ sonlandırma ve şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerini ve risklerini açıklamaları zorunluluğu getiriyor.
Lobi faaliyetleri hız kazandı
Avrupa Komisyonu’nun 2020 yılı sonuna kadar yeşil listenin detaylarını hazırlaması bekleniyor.
Listede yer alacak tüm etiketler Sürdürülebilir Finans Teknik Uzman Grubu tarafından geliştirilecek.
Bu kapsamda, Eylül ayı itibariyle Sürdürülebilir Finansman Platformu oluşturulacak.
İşin düzenleme tarafında düşük karbon ekonomisine geçişi destekleyen gelişmeler sürerken, gaz ve nükleer endüstrilerinin en büyük endişesi ise “yeşil” listeden çıkarılmanın kendilerini milyarlarca dolarlık fondan mahrum bırakacak olması. Bu nedenle lobi faaliyetleri hız kazanmış durumda. Gaz ve nükleer endüstrisi kendi içinde 300’ün üzerinde toplantı gerçekleştirdi. İklim savunucuları ise, AB’yi bu güçlü lobi karşısında güçlü durmaya davet ediyor; yeşil liste kurallarının petrol ve gaz endüstrisinin baskısı altında şekillenmemesi gerektiğini savunuyor.
“Geçiş süreci desteklenmeli” talebi
Fon yöneticileri, sivil toplum organizasyonları, bankalar ve iki enerji sektörü temsilcisinin oluşturduğu 35 üyelik uzman gruba göre, gaz şirketlerinin “sürdürülebilir” olarak etiketlenmesi için, karbon emisyonları limitlerine uyum göstermeleri gerekiyor. Uzmanlara göre, gaz endüstrisinin karbon emisyonlarını azaltmada en önemli görevlerden biri yenilenebilir kaynaklardan elde edilen yeşil hidrojene düşüyor.
The International Association of Oil & Gas Producers (Uluslararası Petrol ve Gaz Üreticileri Birliği-IOGP), Eurogas ve FuelsEurope tarafından oluşturulan lobi grupları ise bankaların sürdürülebilir finansman kriterlerini belirlerken, emisyonlarda daha aşamalı kesintileri kabul etmeleri gerektiğini savunuyorlar. IOGP Strateji Direktörü Kamila Piotrowska, karbon emisyonlarının azaltılmasının bir süreç olduğunu ve bu geçiş sürecinde finansal desteğin devam etmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Lobi gruplarının talebi net: AB Taksonomisi’nin temiz enerjiye geçiş dönemindeki şirketleri de kapsamasını istiyorlar. Tabii ki bu geçiş döneminin de bir sınırı olması gerekiyor. Uzman grup üyeleri arasında yer alan BNP Paribas Fon Yöneticisi Helena Vines Fiestas’a göre, dönüşüm süreci çoktan başlamalıydı. Bugün geldiğimiz noktada geç bile kaldık.
Ama görünen o ki, düşük karbon ekonomisine geçişte, artık geri dönüş yok. Ve Avrupa Birliği, bu süreçte açık ara lider konumda…
AB Taksonomisi nedir?
AB Taksonomisi, yatırımcılara, şirketlere, enerji üreticilerine ve finans kurumlarına düşük karbonlu, esnek ve kaynak verimli bir ekonomiye geçişte yardımcı olacak bir araç olarak tanımlanıyor. Yatırımcıların bir ekonomik faaliyetin çevresel olarak sürdürülebilir olup olmadığını anlamalarına katkı sağlamayı amaçlayan taksonomi, yatırımcılar, enerji üreticileri, proje geliştiriciler ve politika yapıcılar arasında ortak bir dil oluşturmayı hedefliyor.