ABD seçimlerinde bir siyah kuğu

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi

İki yıldan beri süre gelen resesyon beklentileri kuvvetli ekonomik büyüme karşısında 2. yarıya ertelenirken görünen o ki bu beklentiye paralel gerçekleşmesi beklenen Fed faiz indirimleri de hem zamanı hem de miktarı açısından bir kez daha piyasaları ve analistlerin büyük kısmını hayal kırıklığına uğratacak. Ancak dikkatli gözler zaten yılın ilk yarısı için resesyon dolayısı ile de mart ayında başlayacak ve seri halinde devam edecek bir faiz indirimi beklentisinin yersiz olduğunu görebiliyordu. Bu hafta ekonomiden biraz uzaklaşarak ekonomiyi de etkileyebilecek önemli bir siyasi senaryodan bahsetmek istiyorum. Bazılarınızın bildiği üzere Demokratların kontrolünde olan bir kaç eyalette yüksek yargı Trump’ın seçimlere katılamayacağına dair kararlar aldı. Doğal olarak Trump da bu kararları Federal Yüksek Mahkemeye taşıdı. Bir eyaletin kimin aday olup olamayacağını belirlemesi hukuken mümkün olmadığı için söz konusu kararların Yüksek Mahkemeden dönmesi kesin gibiydi. Nitekim döndü de.

Bu gelişmenin ardından Trump’ın bir suikast neticesinde devre dışı bırakılması, bir savaş ile secime girilmesi gibi üst düzey spekülasyonları atlayarak daha ciddi tartışılan bir konuya giriş yapmak istiyorum. Kennedy’nin ciddi bir yükseliş içinde olduğunu daha önce tartışmıştık. Giderek daha fazla öne çıkan senaryo Biden veya Trump’ın Seçiciler Meclisinde gerekli 270 kişilik oyu sağlayamaması durumunda olacaklar. Bu durumda yasa gereği Temsilciler Meclisi Başkanı seçerken Senato da Başkan yardımcısını seçiyor. Temsilciler Meclisinde oylama eyalet bazında olacağından kazanan aday 26 oyu almalı ve bu yarışma “ilk 3 aday” arasında oluyor. Kennedy Jr.’nin ilk üçe kalması kesin diyebiliriz. Başkan Yardımcısı ise, ki böyle bir durumda aynı partiden de olmayabilir, 51 oy almalı ve burada sadece iki aday yarışıyor.

Genellikle bağımsız adaylar Seçiciler Meclisine temsilci gönderecek oyu sağlayamaz. Ancak Ross Perot 1992’de popüler oyların 20%’sini kazanırken 1968’de bir diğer bağımsız aday George Wallace 46 seçici kazanmayı başarmıştı. Son secimlerde Biden’in 306 vs 232 ile kazandığı göz önüne alınırsa Kennedy’nin bu tip bir performans göstermesi dengeleri kökünden sarsacaktır. Herhangi bir partiye kayıtlı olmayan seçmenler arasında Kennedy son derece popüler bir isim haline gelirken Trump ve Biden gibi iki isim arasına sıkışan bazı Cumhuriyetçi ve Demokrat seçmenler de memnuniyetsizliklerini alternatif bir adaya oy vererek gösterme eğilimi içine girebilir. Bu kesimlerin desteğini alan Kennedy secimin diğer iki aday lehine sonuçlanmasını engelleyerek konuyu “karakola” yani kongreye taşıyabilir. Ancak yakın tarihte bunun örneği yok, geçmişte ise 1801, 1825 ve 1837 yıllarında böyle bir durum söz konusu olmuştu. Bu tip bir gelişme Biden veya Trump lehine sonuçlansa bile trafların mahkemeye gitmesi, sosyal kırılmalar, oluşan belirsizlik ışığında finans piyasalarının beklemeye geçmesi gibi alışık olmadığımız bazı durumları tetikleyecektir. Daha orta vadede ise ABD siyasetinde kalıcı bir 3. partinin temelleri bu seçim ile beraber atılıyor olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump değil ekibi 15 Kasım 2024
Altın ve dünya 18 Ekim 2024
Çin ve coşku 04 Ekim 2024
Sahnede Fed, geride Çin 16 Ağustos 2024
İzin verin tanıştırayım 09 Ağustos 2024
Kolay para 26 Temmuz 2024
ABD siyaseti 05 Temmuz 2024