ABD ile zorlu süreç

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın G-20 Roma zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden ile yapacağı görüşme zorlu geçecek.

Brüksel’de haziran ayında yapılan ilk yüz yüze ikili görüşme, ABD’nin en çok sıkıştığı Afganistan dosyasında, Türkiye’nin Kabil Havaalanı'nın kontrolüne talip olması nedeniyle iyimser bir havada geçmişti. O görüşmede Ankara-Washington hattındaki can yakıcı konulara ya hiç değinilmedi ya da tarafl arın kendi pozisyonlarını dile getirmesinin ötesine geçilmedi. Hazirandan bu yana ABD ile Türkiye arasındaki bu zorlu dosyalar azalmak bir yana arttı.

ABD’den “dijital hizmet vergisini kaldırın” baskısı

Türkiye ile ABD arasında zaten S-400 yaptırımları, Fırat’ın doğusundaki PKK uzantısı PYD-YPG yapılanmasına verilen Amerikan desteği, soykırım iddiaları gibi meseleler vardı. Bunlara şimdi bir de “vergi meselesi” dahil oldu.

Konu ABD merkezli, tüm dünyaya hizmet veren dijital pazarlama ya da sosyal medya şirketleriyle ilgili. Hem Türkiye’nin, hem de ABD’nin üyesi olduğu OECD çatısı altında aylardır süren müzakereler 8 Ekim’de anlaşmayla sonuçlandı. Aralarında Türkiye’nin de olduğu 136 ülkenin kabul ettiği anlaşma çerçevesinde devletler, bu tip çok uluslu şirketlerden azami yüzde 15 kurumlar vergisi tahsil edebilecekler. Düzenleme en çok ABD merkezli Amazon gibi, Facebook ya da Twitter gibi şirketleri ilgilendiriyor. ABD, Amerikan merkezli bu şirketlerin hizmet verdikleri ülkelerde ödeyecekleri kurumlar vergisine karşılık, bazı ülkelerin daha önce koymuş oldukları dijital iletişim vergisinin ise kaldırılmasını istiyor. Dijital iletişim vergisi uygulayan ülkeler arasında Türkiye de var. -Türkiye, dijital iletişim vergisini Nisan 2020’de yürürlüğe koymuştu. Bu vergi kapsamında, koyulduğu günden Ağustos 2021’e kadar olan dönemde, Maliye Bakanlığı toplamda 2.7 milyar TL tahsil etti. -

ABD’nin radarında, dijital iletişim vergisinin kaldırılmasını istediği Türkiye dışında, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Avusturya ve Hindistan da var.

Hem ekonomi, hem de diplomatik kulislerde, ABD tarafının Türkiye’ye “bir an önce dijital iletişim vergisinin kaldırılmasını beklediğini”, aksi halde Amerikan şirketlerine yönelik “çifte vergilendirmeye varabilecek” bu tavır karşısında, ABD’nin de Türkiye’ye yaptırım olarak bazı vergi düzenlemelerini “güncelleyebileceğini” bildirdiği konuşuluyor.

Türkiye’nin f-35 zararı; iki başkentin hesapları farklı çıkıyor

Biden-Erdoğan görüşmesindeki bir başka zorlu pazarlık konusuTürkiye’nin satın almak için başvurduğu yeni parti F-16 savaş uçakları olacak gibi; Ankara, savaş uçağı filosunu güçlendirmek için ABD’den 40 yeni F-16 uçağı satın almak, eldeki 80 F-16 uçağının da modernizasyonu için resmen Washington yönetimine başvurdu.

AK Parti hükümetinin hesabı, Rusya’dan S-400 füzelerinin alımı yüzünden Türkiye’nin dışlandığı F-35 savaş uçağı projesinden olan maddi alacakların, F-16 alımı için kullanılması, böylece yeni uçaklar ve modernizasyona olabildiğince az ödeme yapmak.

Ancak işin sıkıntılı kısmı, Türkiye’nin F-35 projesinden çıkarılmasının neden olduğu maddi zarar konusunda Washington ve Ankara’nın hesaplarının birbirini tutmaması. Washington'un hesabı, Türkiye’nin parasını ödediği ama alamadığı 6 savaş uçağının maliyeti üzerinden tutarken, Ak Parti hükümeti projeden çıkarılmanın Türk sanayisine zararının da tanzim edilmesini istiyor. Türkiye projeden çıkarılmadan önce F-35 uçaklarının 90’dan fazla parçasının üretimini üstlenmişti. Bu üretimden gelecek kazancın 10-15 milyar dolar civarında olacağı, hatta aşabileceği hesaplanıyordu. Projeden çıkarılmak, hem Türkiye’yi bu üretim sürecindeki kazançtan, hem de istihdamdan etti. AK Parti hükümeti, zarar hesaplanırken bunların da göz önüne alınması gerektiğini savunuyor. Bu konudaki görüşmelerin de kısa süre içinde başlaması bekleniyor.

Oyalama taktiği mi?

Biden yönetimi, bir yandan NATO müttefiki Türkiye’nin daha fazla Rusya’ya –ve elbette Çin’e- yaklaşmasını istemiyor. Başta Yunanistan olmak üzere, Türkiye’nin gergin ilişkiler içinde olduğu pek çok ülke savaş uçağı filosunu yenilerken, Ankara’nın geride kalmaktan duyduğu endişe de Amerikan yönetimi tarafından anlayışla karşılanıyor.Ancak ortada bir de Amerikan bütçesi konusunda bile anlaşamayıp, konu Türkiye olunca Cumhuriyetçi-Demokrat, her aleyhte kararın neredeyse üçte iki çoğunlukla çıktığı bir Amerikan Kongresi var.

Ayrıca; kamuoyu anketleri çerçevesinde AK Parti hükümetini 2023’de zorlu bir seçimin beklemekte olduğu Washington’da Türkiye söz konusu olduğunda en çok konuşulan konular arasında.

Biden yönetiminin, Kongre’nin F-16 satış talebini reddetmesi ihtimalinin büyüklüğünü ve Türkiye’de yaklaşan seçimlerde olası bir iktidar değişikliğini hesap edip, işi olabildiğince zamana yaymayı tercih etmesi mümkün.

İşte Ankara ile Washington arasındaki “F-35 zarar müzakeresinin” böyle bir ortamda yapılması söz konusu.

Sadece Türkiye değil, uluslararası alandaki aktörler de 2023’deki seçimlere kilitlenmiş durumda…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024