ABD ile zorlu pazarlık
ABD yönetimi, seçimlerden önce Türkiye'deki iç politikaya "taraf olmama" kararını esnetti;
ABD Başkanı Joe Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çok istediği Beyaz Saray ziyareti için kapıyı hala açmadı. Ancak Amerikan Dışişleri Bakanı Blinken Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu'na yönelik "Washington ambargosunu" bitirdi. Blinken, 18 Ocak'ta Washington'da Çavuşoğlu'nu ağırlayacak.
Görüşme gündemi çok yüklü;
ABD, F-16 SATIŞINI "NATO GÜNDEMİ" YAPMAK İSTİYOR
Türkiye-ABD ikili ilişkiler gündemindeki ana konu, Ankara'nın istediği F-16 savaş uçaklarının satışı olacak gibi. Ancak burada da iki ülke arasındaki "yaklaşım farkına" değinmek gerek;
AK Parti hükümeti F-16 satışını "ikili düzeyde" ele almak isterken, Biden yönetimi konuyu "NATO ittifak ilişkisi" kapsamına taşımakta kararlı görünüyor.
Bunun somut kanıtı ise, Biden yönetiminin Türkiye'ye F-16 satışını Amerikan Kongresi'ne, Yunanistan'a F-35 satışıyla aynı dosya içinde gönderme kararı. Belli ki Washington yönetimi Türkiye'ye F-16 satışını Kongre'ye, "NATO'nun güneydoğu kanadında hava savunma zaafiyeti oluşmasın" mesajıyla pazarlayacak. Bunun yanına bir başka müttefik olan Yunanistan'a F-35 satışını da ekleyerek, Rum-Yunan lobisinin de gönlünü yapacak.
Blinken'in, yine Kongre'deki AK Parti hükümeti karşıtı atmosferi öne sürerek, F-16 satışına "bedel" olarak NATO'nun genişlemesi -İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımı- kartını da Çavuşoğlu ile görüşme masasına koyacağı uluslararası basına sızmış durumda.
Ankara dördüncü nesil savaş uçağı olan F-16'ları alırken, Atina'nın beşinci nesil savaş uçağı F-35'lere sahip olmasının, Türkiye-Yunanistan hava savunma dengesi açısından yaratacağı olumsuzluk ise, ayrıca vurgulanmaya değer. AK Parti hükümetinin dış politika yanlışlarının, Türkiye'nin asıl beka sorunu olan milli savunmaya etkisinin somut göstergesi gibi bu satış.
SURİYE İLE NORMALLEŞME; ANKARA'NIN "İRAN KARTI"
Blinken-Çavuşoğlu görüşmesinde gündeme gelecek ikinci kritik konu ise Ankara'nın, Rusya'nın da bastırmasıyla, Esad yönetimi ile masaya oturma çabaları. Washington yönetimi pek çok fırsatta böyle bir normalleşmeye karşı olduğunu ifade etmişti. Ak Parti hükümetinin buna karşılık görüşmede, "Esad'la normalleşme ile olursa, İran'ın Şam üzerindeki etkisi de Türkiye tarafından dengelenir" mesajını vermesi bekleniyor.
Görüşmede elbette Fırat'ın doğusundaki PKK terör örgütü uzantısına Amerikan yardımları da gündeme gelmesi kaçınılmaz; Ancak Washington yönetiminin, en azından Türkiye'deki seçim sonuçlarını görmeden, Ankara'ya bu herhangi bir taahhütte bulunması sürpriz olur. Konunun, "görüştük mü, görüştük" şeklinde, tarafların duruşlarını karşılıklı olarak not etmelerinin ötesine geçmesi pek beklenmiyor.
ANKARA-MOSKOVA İLİŞKİLERİ
Blinken-Çavuşoğlu görüşmesinde gündeme gelecek bir başka konu ise Moskova ile Ankara arasında son dönemde iyice hız kazanan mali/ticari ilişkiler olacak gibi; Washington yönetimi Rusya'ya yönelik yaptırımlar konusunda Ankara'ya yönelik uyarısını tekrarlarken, Ankara'nın ise o bilindik "arabuluculuk" kartını masaya koyacağı aşikar.
Çavuşoğlu gündeme getirir mi bilinmez;
Ancak bir de New York'ta süren Halkbank davası ile Teksas'taki Sezgin Baran Korkmaz yargılamaları var ikili ilişkiler dosyasında elbette.
AK Parti hükümetleri Halkbank konusunu açtığında, bir önceki Trump yönetimi "elinden geleni" yapıyordu. Ancak aynı sıcaklığın Biden yönetiminden gelmesi, -en azından Türkiye'deki seçimler öncesinde- pek mümkün görünmüyor doğrusu...