ABD faiz artışının etkisi ABD ile sınırlı kalmayacak

Servet YILDIRIM
Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Geçen yıl bu zamanlar Fed’in ilk faiz artırımını 2023’te yapacağını tahmin ediyorduk. Bugün ise Fed’in faiz artırmaya 2022’nin Mart ayında başlamakla kalmayacağını, bu yıl toplam yedi defa artırabileceğini konuşuyoruz.

Önceki gün CNBC’de Bank of America’nın (BofA) araştırma direktörünün tahminleri vardı. BofA dünyanın önde gelen yatırım bankalarından biri. ABD’nin en büyük ikinci bankası. Çok geniş bir araştırma bölümü var. Gelişmiş modeller kullanıyorlar. Bu nedenle öngörülerini ciddiye alırım. Banka şu anda Fed’in her birinde çeyrek puan olmak üzere bu yıl yedi faiz artırımı yapacağını öngörüyor. Dört-beş artış öngöreni biliyorum ama BofA’nınki benim bugüne kadar duyduğum en uç tahmin. Mesela Goldman bu yıl 4 artış bekliyor. Dahası da var; BofA gelecek yıl ise dört artırım daha bekliyor.

Tahminler iddialı ama olur mu olur. Fed’in hedefi enflasyonu yüzde 2 dolayında tutmak. Eğer istihdamda sıkıntı varsa o zaman yüzde 2’lik hedefin aşılmasına da göz yumuyor. Ama enflasyonun geldiği yüzde 7’lik seviye bu tolerans marjının çok ötesinde. Enflasyon son 40 yılın en yüksek seviyesinde seyrettiği ve ABD istihdam piyasası da güçlü olduğu için Fed’in atacağı adımlar da sıradışı olacaktır.

Söz konusu olan dolar ve Amerikan ekonomisi olunca Fed faiz artırımının etkilerinin ABD ile sınırlı kalmayacağını biliyoruz. Artan oynaklık ve zayıflayan finansal istikrar karşısında ekonomileri yönetenlerin maharetlerini gösterme zamanları yaklaşıyor. Çünkü Fed faiz artırımına bağlı olarak küresel çapta birçok olumsuzluk yaşanabilir.

- Mesela ABD’de faizlerin seri biçimde artması ve buna bağlı olarak reel faizlerin hızla yükselmesi ABD hisse senetlerinde düşüşe ya da bir düzeltmeye yol açabilir. Böyle bir düşüş halinde en fazla son yıllarda aşırı değerlenen teknoloji hisseleri gibi kağıtlar daha olumsuz etkilenebilir. Geçmiş örnekler gösteriyor ki; ABD’de düzeltmeler yaşanırken diğer dünya piyasaları buna kayıtsız kalmıyor. Onlar da geriliyor.

- Fed faiz artırınca borçlanma sadece ABD’de değil tüm uluslararası piyasalarda daha pahalı hale gelecek. Birçok ülke ya da şirket vadesi gelen dolar cinsinden borçlarını daha yüksek maliyetlerle yenilemek zorunda kalacaktır.

- Fed’in faiz artırdığı ve diğer merkez bankalarının da Fed’in peşinden gittiği bir ortamda gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin gevşek ve büyümeyi destekleyici politika izlemeleri daha da zorlaşacaktır.

- Yatırımcıların bazıları Fed faiz artışı karşısında daha riskli olan gelişmekte olan piyasalardan çıkacak park etmek için gelişmişlere yani “güvenli liman”lara yönelecekler.

- Gelişmekte olan piyasa ekonomilerine sermaye akışları zayıflarken özellikle bu ülkelerde kısa vadeli yabancı semayenin adresi olan hisse ve tahvil piyasaları sermaye akışındaki zayıflamayı daha fazla hissedebilirler. Özellikle ekonomik göstergeleri sorunlu olan kırılgan ülkelerde bu olumsuzluklar daha belirgin hale gelebilir. Düşük faizli gelişmiş ekonomilerden borçlanıp yüksek getirili Türkiye gibi piyasalara yatırım yapanlar için gelişmekte olan piyasaların cazibesi azalacak.

- ABD’de faizin yükselmesi büyüme hızını yavaşlatacaktır. ABD’nin daha yavaş büyümesi dışarıdan daha az ithalat yapmasına neden olabilir ki bu da ABD’ye mal satanlar için ayrı bir sorun oluşturacak.

- Genel olarak küresel çapta hızlı büyüme oranları törpülenebilir; geçen yılın parlak ekonomik büyümeleri daha ılımlı hale gelebilir.

Kısacası fiyatlamaların yeniden yapılacağı, sermayenin adres değiştireceği, büyümelerin hız keseceği bir döneme giriyor olabiliriz. Ekonomik göstergeleri sorunlu kırılgan ülkelerin çok dikkatli davranmaları gereken bir dönem bu. Türkiye de yüksek enflasyon ve düşük rezervleri ile Fed faiz artırımından etkilenebilecek kırılgan ülkeler arasında yer alıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Acaba ne demek istedi? 21 Ekim 2024