90 ülkeye tencere, tava satan adamın sırrı ne?
İstanbul ve Adıyaman’da iki fabrikası var. Çelik, granit, döküm tencereler, tavalar, çaydanlıklar, kek kalıpları, bıçaklardan, doğrama tahtalarına kadar yüzlerce farklı ‘kap kacak ve aksesuar’ üretiyor. OMS Paslanmaz Çelik’in (OMS) patronu Fethi Özger’in çok ilginç bir girişimcilik öyküsü var. Geçen yıl 20 milyon doları 90 ülkeye yaptığı ihracattan olmak üzere 30 milyon dolara yakın ciro yaptı. OMS’nin temellerini kardeşleriyle 1976’da İstanbul Beşyol’da (Sefaköy) küçük bir ‘sofra sinisi imalathanesi’ kurarak attıklarını anlatan Fethi Özger, “Adıyaman’dan İstanbul’a ilkokul sonrası küçük yaşta okumak için gelmiştim ama hiç okumak istemedim. Abi kardeş çalışmaya başladık. Babamız (Ramazan Özger) eğitimli bir insan olduğu için üretime inanan arif bir insandı ve tabii ki ilk başta bize destek oldu. O atölyede sofra sinisi üretmek için 2 makine, 4 kardeş çalışıyorduk” diyor. İlginç bir ekleme yapıyor: “Sıvamacı nedir bilir misiniz, Sadi Bey? Sofra sinilerini üretirken paslanmaz olması için usta olarak sıvama tekniği uygularsın, sağ göğsün daha çok çalışır ve bütün sıvama ustalarının sağ göğsü, sol göğsüne göre bayağı kaslı olur.”
Çelik tencere efsanesi ufkumuzu açtı
Kısa süre sonra, ilk atölyenin dar geldiğini ve Avcılar’da daha büyük bir imalathaneye taşındıklarını belirten Fethi Özger, 1980’lerde Türkiye’de ‘çelik tencere devrimi’ yaşandığını hatırlatıyor ve bu sayede o yıllarda ilk çelik çaydanlığı üretmek için cesaretlendiklerini ve marka olarak öne çıktıklarını söylüyor. 1986’dan itibaren OMS olarak ‘sini sıvama’ işini tamamen bırakıp çelik çaydanlık ve tencere üretimine odaklanırlar, 1987’de de Almanya’ya ilk çelik çaydanlık ihracatı yapan Türk firması olurlar.
2001 krizinde sıfırı tükettik, yeniden başladık
Avcılar’da 15 yıllık üretimin ardından 2001 ekonomik krizinin yıkıcı etkisiyle sıfırı tükettiklerini ve ‘eksiye düştüklerini’ söyleyen Fethi Özger, üretim ve ticaret tecrübesini sermaye yaparak piyasanın açtığı krediyle 2002’de yeniden iş başı yapabildiklerini anlatıyor. ‘Size açılan kredinin sebebi sadece iş tecrübesi olamaz’ diyorum, yanıt çok ilginç oluyor: “Benim en büyük sırrım, ilkem ya da formülüm aslında çok basitti. ‘Çok çalış, dürüst ol, sabırlı ol’ diye özetleyebilirim. Ticarette dürüst olmayı başarırsan alırken yüzde 5, satarken yüzde 5 kazanıyorsun. Müşteri de sana güveniyor ve yeni işler getiriyor. Bir müşterinin isteğiyle granit yapışmaz içi beyaz ürünlere girdik, bir başka müşterinin teşvikiyle alüminyum ürünlere başladık. Bir müşteri geldi çift taraflı balık tavasına girdik. İranlı bir müşteri istedi döküm ürünlere girdik. OMS bu üretimlerle ulusal marka oldu, ihracatta da zirveleri zorladı.”
Bütün üretimi Adıyaman’a taşıyabiliriz
Adıyaman’a da (memleketine) fabrika kuran Fethi Özger, bu yatırımın yaklaşık 100 milyon lirayı bulduğunu ve şu anda 300 kişilik istihdamla üretimin devam ettiğini belirtiyor. İstanbul’da da 250 kişilik istihdamla üretim yaptıklarını söyleyen Fethi Özger, en fazla 5 yıl içinde İstanbul’daki üretimi de Adıyaman’a kaydıracaklarını vurguluyor.
Yurt dışında depolar açtık Rusya'da pazar lideriyiz
Fethi Özger’in oğlu ve grubun ihracat sorumlusu Talha Özger’e ‘ihracatı daha da artırmak için ne yapıyorsunuz’ diye soruyorum. Yanıtı, “Türk cumhuriyetlerinde ve Rusya’da çok iyi durumdayız. Bazı ülkelerde mesela Rusya’da pazar lideriyiz. Yurt dışında iddiamızı sürdürmek için ‘OMS depoları’ kurduk. Yurt içinde de ürünlerimiz 1500 noktada satılıyor” şeklinde oluyor. Marka öne çıkınca kendilerinin üretmedikleri bazı ürünleri de önce ithal ettiklerini ama sonra buna da ‘yerli ve milli’ çözümler bulduklarını söyleyen Talha Özger, “Mesela Sürmene Bıçağını Sürmene’de ürettiriyoruz. Şanlıurfa’da, Kahramanmaraş’ta da başka ürünler ürettiriyoruz. Böyle 7-8 vilayetimizde ‘zanaatkâr tarzı’ üretimlerden, elektrikli ev aletlerine kadar yurt içinden tedarik ediyoruz. İthalat yerine yerli üreticilerimizi hareketlendirmek istedik, önemli cirolara da ulaştılar” diyor. Aile firması olarak yola devam eden OMS’de ikinci kuşaktaki diğer isimler Tarık finansı, Musap ise satın almayı yönetiyor.
300 milyon dolarlık ithalatı bitirecek fabirka açılıyor
Türkiye’de tekstil ve hazır giyimin en büyük ‘entegre’ sanayicilerinden Kahramanmaraşlı Kipaş Holding’in, Aydın Söke’de inşa ettiği kağıt fabrikası yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanların katılımıyla açılıyor. Özel sektörün son yıllardaki en büyük sanayi yatırımı unvanını kazanan fabrika, 550 milyon dolara mal oldu. Yılsonuna kadar yapılacak ikinci etap yatırımla toplam yatırım 1 milyar dolara ulaşacak ve yıllık üretim 1 milyon tona çıkacak. Yılda 200 milyon dolarlık ihracat potansiyeli de olan tesis, Türkiye’nin bu alanda 300 milyon doların üzerindeki ithalatını ikame edebilecek. Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hanefi Öksüz ile ortağı Halil İbrahim Gümüşer, 2000’li yılların başından beri tekstil ve hazır giyim, çimento, enerji ve kâğıt sektörlerinde Kahramanmaraş dışında, Bilecik, Karaman, İstanbul ve Aydın’a da yatırımlar yaptı. Grubun toplam çalışan sayısı ise 11 bini aştı. Söke Organize Sanayi Bölgesi'nde inşa edilen bu yeni fabrika da 1400 kişiye yeni iş imkânı sağlıyor.