500 milyar dolarlık ihracat hedefine hızlıca ulaşmak mümkün

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Av. Faruk Aktay

Uluslararası Ticaret Hukuku Uzmanı

Geçtiğimiz günlerde açıklanan dış ticaret verilerine göre 2022 Ocak-Aralık ayında dış ticaret açığımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 138 artarak 110,2 milyar dolara yükseldi. 2022 yılı Ocak-Aralık döneminde ihracatımız yıldan yıla yüzde 12,9 artarak 254.4 milyar dolar, ithalatımız ise yüzde 34 artışla 364,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Elbette ithalattaki hızlı artışın makroekonomik nedenlerden kaynaklandığını söyleyebiliriz ancak ihracattaki sınırlı artışın sebepleri üzerine daha detaylı düşünmemiz gerekir.

Hedefe ulaşmayı mümkün kılacak 5 başlık

Hatırlayalım, 2012 yılında açıklanan 10. Kalkınma Planı’ndan çok daha önce, 2006 ihracatı 83 milyar dolara ulaştıktan sonra, dönemin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, 2023 yılı hedefimizin 500 milyar dolar olduğunu açıklamıştı. Aradan geçen 15 yıldan fazla süre içerisinde bu hedefe ülkece neden ulaşamadığımızın incelemesini bir başka yazıya bırakmak isterim. Ancak bu yazıda 500 milyar dolar ihracat hedefine büyük bir hızla erişebilmemizin mümkün olduğunu ve bu noktada dikkat edilmesi gereken hususları bence kolaydan zora doğru sıraladığım 5 başlıkta özetledim:

1- İkili ticari ilişkilerde yeni müzakereler başlatılmalı

2- Hizmet sektörü ihracata yönlendirilmeli

3- Yüksek teknoloji ürünlerine daha fazla yatırım yapılmalı

4- Bölgesel ticari ilişkiler derinleştirilmeli

5- Küresel ticarete bütünlüklü yaklaşım getirilmeli

Bu yazıda ilk başlık üzerinde duracağım…

İkili ticari ilişkilerde yeni müzakereler başlatılmalı

Türkiye son iki senedir gerek Avrupa Birliği (AB) gerekse ABD ile ticaretinde, ticaret fazlası veren ülke konumuna gelmiştir. Öte yandan Rusya ve Çin ile olan ticaret açığı büyük artış göstermiştir. Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesinden ve Rusya ve Çin ile ticari müzakereler yürütmesinden elde edebileceği 100 milyar dolarlık ilave ihracat imkânı vardır. Bu konuda vakit kaybedilmemelidir.

Türkiye’nin ikili ticari ilişkilerini açısından ilk akla gelen Türkiye-Avrupa Birliği ticari ilişkileri olabilir. Gümrük Birliği üyesi olan Türkiye’nin 2021 yılında AB’ye olan ihracatının 93 milyar dolar ithalatının ise 85.4 milyar dolar olduğunu görüyoruz.

2022 yılında AB’ye ihracatımız 2021’e göre yüzde 8 artışla 86,7 milyar dolardan 93,6 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde Türkiye’nin AB’den yapılan ithalatı ise yaklaşık 85 milyar dolar oldu. Dolayısıyla geçen sene AB-Türkiye ticaretinde yine 10 milyar dolara yakın bir ticaret fazlası verdiğimizi söyleyebiliriz. 30 milyar doları aşkın ticaret açığını hızla fazlaya çevirmek ülkece gurur duymamız gereken bir başarı. On yıllar boyunca Türk sanayi Avrupa ile rekabet edemez denilerek gümrük birliği üyeliği dahi ertelenen Türkiye’nin bu dezavantajı avantaja çevirmesi takdire şayandır.

ABD ile ticaret nasıl ilerliyor

Şimdi de ABD ile ticaretimize bakalım. Türkiye 3.4 trilyon dolarlık ABD ithalatından geçtiğimiz yıl sadece yüzde 0.43’lük bir pay alarak 14,3 milyar dolar ABD’ye ihracat yapmışız. ABD ihracatımızı 6 milyar dolardan bu seviyelere gelmesi oldukça olumlu bir gelişme. Bununla birlikte ABD ile olan ticaret açığımızı son iki senedir ticaret fazlasına çevirmemiz de bir o kadar olumlu gelişmedir. ABD pazarından yıllar içerisinde aldığımız payın henüz %1 seviyesine dahi ulaşmamış olması, ABD’ye yapılabilecek ihracat potansiyelinin büyüklüğünü gösteriyor.

İhracatımıza 240 milyar dolar ekleyebiliriz

Türkiye Çin ticaretinin de son yıllarda Türkiye aleyhine bozulduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye’nin Çin’in toplam ithalatından aldığı pay yüzde 0.1 seviyelerinden yukarı çıkamadığı, Çin’e yaptığımız ihracatın 3 milyar doların dahi üzerine çıkamadığı bir tablo ile karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz sene 28.6 milyar dolar olan ticaret açığının bu sene 32 milyar doları bulduğu ve sene sonunda daha yüksek bir açık ile tamamlanacağı görünüyor. Dolayısıyla, Türkiye ile ABD ve Çin ticaret hacminin AB’nin oldukça gerisinde kaldığı aşikar. Türkiye ABD ve Çin’e yüzde 0.4. ve yüzde 0.1 seviyesinde olan ihracatını sadece yüzde 1 oranında yükselttiği takdirde, bu iki büyük pazardan ilave 65 milyar dolarlık ihracat geliri elde edebilmesi mümkün. Coğrafi faktörlerden ötürü zor da olsa bu ülkelerle olan ihracatımızı yüzde 3.6 olan AB seviyesine yükselttiğimizde bu pazarlardan 240 milyar dolar ilave ihracat geliri elde edebiliriz. Bu neden mümkün olmasın? Coğrafi uzaklık açısından bizden bir farkı olmayan Almanya, ABD ve Çin’e 144.6 ve 123.6 milyar dolar ihracat yapabiliyorsa, Türkiye için aynı pazarlara ihracatını 18.4 milyar dolar ihracat seviyesinden 200 milyar dolar seviyelerine neden çıkaramasın? Bir dönem Avrupa sanayi ile rekabet edemez denilen Türkiye bugün Avrupa Birliği için Çin, ABD, İngiltere, Rusya ve İsviçre’den hemen sonra 6. sıradaki ticaret ortağı haline gelmiştir. Benzer bir başarıyı Türk iş insanları ABD ve Çin’de de gösterebilecek potansiyele sahiptir.

Rusya ve Çin’i unutmamalıyız

Buradaki esas sorun ticari partnerlerimizle yıllar içerisinde ticari müzakerelerimizi artırmıyoruz. AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinde fazla bir mesafe kat edemedik. Özellikle ticaret açığımızın rekor düzeye çıktığı Rusya ve Çin gibi ülkelerle daha sıkı müzakereler yürütmemiz gerekiyor. 2022 yılında Türkiye’nin Rusya’dan ithalatı 50 milyar doları aşarken, ihracatımız 7,2 milyar dolarda kaldı. Aynı şekilde Türkiye Çin ithalatı 35 milyar dolar iken ihracatımız sadece 2,8 milyar dolar. Rusya ve Çin, 2021 yılında toplam 51.8 milyar dolar ticaret açığı vermişken, bu yıl Türkiye’nin iki ülke ile ticarette verdiği açık toplam 73 milyar doları aştı. Bunun bir diğer ifadesi sadece bu iki ülke ile yürütülecek kapsamlı ticari müzakereler sayesinde hızla 70 milyar doları aşkın ihracat imkânı bulabilmemiz mümkün.

İkil ticari ilişkileri daha fazla detaylandırmak mümkün ancak bu yazı kapsamında sadece en önemli ticaret ortaklarımızdan ABD, Çin ve Rusya ile yürütülebilecek ticari müzakerelerle birkaç sene içerisinde ihracatımızı 100 milyar dolar artırabilmemiz hayal değil!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yeni yılda yeni zamlar 23 Kasım 2024