5. İstanbul Tasarım Bienali başladı

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK

Tasarım, Latin kökenli bir kelime. İngilizce ve Fransızcada karşılığı “design.” Türkçemize “tasarım” diye giren bu sözcük, günümüzün en önemli kavramlarından birisi… Ekonomiden kültür ve sanata, ekonomiden teknolojiye kadar hemen her alanda varlığını gittikçe daha çok duyumsatıyor. Bugün, geleceği, tasarım odaklı çalışmalara önem veren kişi, kurum ve kuruluşların şekillendireceğini söylemek kâhinlik sayılmıyor.
Tasarımın üretime, ekonomik kalkınmaya, sosyal ve toplumsal gelişime, kültürel etkileşime ve bireylerin yaşam kalitesine olumlu etkisini vurgulamayı hedefleyen İstanbul Tasarım Bienali’nin ilki, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 2012 yılında gerçekleştirilmişti.

Bienal bu sene pandemiye, zor koşullara rağmen farklı formatları bir araya getiren yeni yapısıyla 5. kez düzenleniyor. Bu kapsamda sergiler, kamusal alanda yer alan açık hava yerleştirmeleri ve dijital video serileri olmak üzere üç farklı format yer alıyor.

İKSV tarafından, VitrA sponsorluğunda ve Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen 5. İstanbul Tasarım Bienali’nin küratörlüğünü Mariana Pestana, Sumitra Upham ve Billie Muraben ile birlikte yürütüyor. Bienalin bu seneki başlığı, Empatiye Dönüş: birden fazlası için tasarım.
Küratör Mariana Pestana bienali anlatırken şunları söylüyor:

“5. İstanbul Tasarım Bienali Ekim 2020’den Nisan 2021’e dek yavaş yavaş değişen ve gelişen bir bienal olacak. Karşımıza çıkan zorlukları ve pandemi sürecinde getirilen kısıtlamaları göz önünde bulundurarak, günümüz koşullarını yok saymak yerine bu sürece uyum sağlayan bir program düzenledik. İstanbullular ile iletişim içerisinde, onlara yönelik, üretken ve yerel üretime odaklanan bir bienal sunuyoruz. İklim krizinin aciliyeti ve küresel boyuttaki sosyal izolasyon süreci sürerken bienal bizi birbirimizle ve diğer türlerle nasıl ilişki kurduğumuzu düşünmeye davet ediyor. İnsana ait olsun ya da olmasın, bu soru tüm biyolojik, bakteriyel, jeolojik bedenleri kapsıyor. Tasarımı çevremizdekilerle aramızda bir arabulucu gibi konumlandırmak istiyor, dünyayı ve içinde yaşayan sayısız canlıyı algılamak için bir araç olarak görüyoruz. Bu algılama hâlinin ne tür bakış açılarını ortaya çıkarabileceğini merak ediyoruz. Bizi normalde ilişki kuramayacağımız elementler, maddeler ve canlılarla bağlar mı? Peki, kurulan bu ilişkiler içimizdeki empatiyi uyandırabilir mi?”

Bienal, sergi mekânları Pera Müzesi ve Ark Kültür’de, İstanbul sokaklarında ve dijital ortamda farklı ülkelerden ve disiplinlerden katılımcıların projelerine ev sahipliği yapıyor. Sergi mekânlarındaki projeler 15 Kasım tarihine kadar ziyarete açık olurken; şehirdeki müdahaleler, araştırma projeleri ve video serileri ise 30 Nisan 2021’e kadar gelişerek devam ediyor.

5. İstanbul Tasarım Bienali, izleyicilerini üç eksende bir araya gelen bir programla karşılıyor:
Bienalin Eleştirel Yemek Programı başlıklı ayağı, her hafta bir bölümü yayımlanacak videolardan oluşuyor. Her biri farklı bir uygulamacı ya da düşünür tarafından sunulacak bölümler, yiyecek alışverişi, tedariki ve tüketiminin günümüz kültürünü etkileyen ekolojik, ekonomik ve jeopolitik koşullarla nasıl ilişkili olduğunu sorguluyor.

İkinci olarak bölgedeki ekonomik ve çevresel direnç için yeni araçlar ve sistemler oluşturmak adına Akdeniz havzasında araştırmalar yapan tasarımcılar ve düşünürlerin projelerinden oluşan bir seçki, Kara ve Deniz Kütüphanesi başlığıyla ARK Kültür’de sergileniyor.

Üçüncü eksen ise Yeni Yurttaşlık Ritüelleri. Rastlaşmaların yeni türlerini araştıran, farklı toplulukların ev sahipliğinde gerçekleştirilecek bu müdahaleler farklı biçim ve zamanlarda İstanbul’un çeşitli noktalarında gerçekleştiriliyor. Ortak yemek pişirme araçlarından bahçelere ve oyun alanlarına dek uzanan, kent ve sakinleri için güvenle bir arada olmayı, yeniden bağ kurmayı, özen göstermeyi öne çıkaran deneyimler sunan bu projelerin onarıcı bir yanı olması hedefleniyor. Kentin sokaklarına ve Pera Müzesi’ne yayılan, insanların yanı sıra kuşları, yıldızları, bitkileri ve mikroorganizmaları kapsayan bu projelerin, farklı bedenlerin farklı ölçeklerde etkileşimlerine sahne olması bekleniyor.

5. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında empati kavramını genişleten Empati Seansları başlıklı ücretsiz bir film seçkisi de Pera Müzesi’nde izleyicilerle buluşuyor. Sanatçıların ve tasarımcıların ürettiği bu filmler, seyircileri yeryüzünden okyanusların derinliklerine kadar farklı bakış açılarını benimsemeye (suyun, kaplumbağanın, hatta bir bakterinin bakış açısı) ve dijital âlemdeki çok sayıda alanı keşfetmeye davet ediyor. Filmler her perşembe ve pazar saat 13.00’te gösteriliyor.

Bu coğrafyadaki yaratıcı potansiyeli ortaya koymayı, tasarım kültürünü yaygınlaştırmayı hedefleyen bienalde sergilenen farklı ülkelerden ilham verici çalışmalar, izleyicilerini bekliyor. 5. İstanbul Tasarım Bienali tüm mekânlarda ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Ayrıntılı bilgi, tasarimbienali.iksv.org adresinden alınabiliyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hamburg izlenimleri 22 Kasım 2024
Benim Yalvaç’ım(*) 01 Kasım 2024