4 yıl önce, 4 yıl sonra...
ABD’nin yeni seçilen Başkanı Joe Biden Türkiye için tanıdık bir isim; Biden, dört yıl öncesine kadar ABD’nin “2. Adamı”, Başkan Yardımcısı idi.
Bu görevi gereği de sık sık Türkiye’ye geldi, hem Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümet yetkilileri ile, hem de İstanbul’da Türkiye’nin değişik meslek gruplarından, sivil toplum örgütlerinden insanlarla görüştü.
Türkiye’ye son ziyareti 2016 Ocak ayında gerçekleşti. Biden’ın o dönemdeki görüşmelerinde söyledikleri, görüştüğü kişiler, aslında 2021 Ocak ayında resmen başlayacak Başkanlık dönemine de ışık tutacak nitelikte.
Biden'ın 4 yıl önce görüştükleri
Öncelikle Biden’ın dört yıl önceki Türkiye ziyaretinde “kimlerle” görüştüğüne bakalım;
Listede gazeteci Can Dündar’ın ailesinden, Osman Kavala’ya;
Türkiye’deki sosyal medya kısıtlamalarına karşı mücadeleyle tanınan Yaman Akdeniz’den, işlerinden olmuş, haklarında davalar açılmış, hapis yatmış gazetecilere;
Suikast sonucu kaybettiğimiz gazeteci Hrant Dink’in, öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin ailelerine;
Barış akademisyenlerine kadar çok geniş bir yelpazeye mensup kişiler vardı.
Peki Biden’in dört yıl önce görüştükleri bugün ne durumdalar?
Osman Kavala mesela; Dört yıl önce özgürce Biden’la görüşme imkanı bulan Kavala, şimdi hapishanede. AİHM’in “tahliye edilmeli” kararına rağmen, Türk hukuk sisteminin yasaların “kenarından dolaşması” nedeniyle hala tutuklu.
Biden’ın dört yıl önce hapiste olduğu için ailesiyle görüştüğü gazeteci Can Dündar hapisten çıkmış ama, Türkiye’de duramamış; Şu anda hem kendisi, hem eşi yurtdışındalar. “Firari” sayıldığından, miras ya da bizzat çalışıp kazandığı paralarla edindiği mülklere de el konulmuş durumda. (O dönemde Biden, Dündar’ın oğluna “babanla gurur duymalısın” demişti).
Prof Yaman Akdeniz dört yıldır hala sosyal medya kısıtlamalarına karşı mücadele ediyor. Şimdi durum daha vahim; AK Parti eliyle ve MHP desteğiyle TBMM’den geçirilen yasa ile “hükümetin işbirlikçisi” olmayı reddeden sosyal medya platformlarının fiilen yasaklanmasının önü açıldı. Birkaç aya kadar Türk halkı, Twitter’dan Facebook’a, Instagram’a kadar tüm büyük sosyal medya platformlarıyla vedalaşmakla yüz yüze.
Biden’ın zaman ayırıp görüşlerine başvurduğu gazetecilerin sembolize ettiği ifade özgürlüğünde son dört yıl içinde gerileme ise had safhada. O kadar ki, Maliye Bakanı’nın sosyal medyadan yaptığı istifa açıklamasını, “ana akım” diye tabir edilen gazeteler de, haber televizyonları da hiç görmedi. Sosyal medya hesabı olmayan, Türkiye’yi ana akım medyadan izlemeye çalışan Türk vatandaşları, Berat Albayrak’ın istifa ettiği gibi çok kritik bir haberi bile öğrenemedi.
Biden o dönemde TBMM’de temsil edilen siyasi partilerin milletvekilleriyle de bir araya gelmişti. Görüştüğü partilerden CHP’nin bir milletvekili, Enis Berberoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin “yeniden seçildiği için dokunulmazlığı var, tahliye edilmeli” kararına rağmen halen cezasını çekiyor.
Biden’la HDP heyeti içinde dört yıl önce bizzat görüşen o dönemin milletvekili, şimdinin Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ise bugün tutuklu.
Barış Akademisyenleri ile de görüşmüştü Biden; Şimdi hemen hepsi üniversitelerden ihraç edilmiş durumdalar. Çoğuna hala pasaport verilmiyor. Her ne kadar AYM barış yargılanmalarını “ifade özgürlüğüne aykırı” bulmuş olsa da, haklarındaki suçlamalar değiştirilip, yeni suçlar isnat edilip, çoğunun davaları devam ettiriliyor.
Biden'ın söyledikleri
Biden’ın dört yıl önce ABD Başkan Yardımcısı olarak geldiği Türkiye’de Suriye konusunda verdiği mesajlar da çok çarpıcı;
Türkiye’nin “Suriye’nin kuzeyindeki PYD-YPG yapılanması PKK terör örgütünün uzantısıdır” söyleminin aksine, PKK ile PYD-YPG’yi kalın çizgilerle ayırmıştı Biden. PKK’nın terör örgütü olduğunu söylemekle beraber, PYD-YPG’yle Türkiye arasında bir uzlaşı zemini yoklaması yapmıştı.
Dört yıl önceki Biden-Erdoğan görüşmesinden sonra Türkiye Cumhurbaşkanlığı hiçbir açıklama yapmazken, Beyaz Saray’dan açıklama gelmiş ve Biden’in AK Parti hükümetine Kürt sorununda “barışçıl çözüm arayan tüm topluluklarla diyaloğa girmesi” çağrısında bulunduğu ifade edilmişti. Bu ifade, Kürt sorununun çözümü konusunda AKP hükümeti ve Erdoğan’dan farklı düşünen kesimlere “açık destek” olarak nitelendirilmişti.
Biden’ın verdiği dış politika mesajları ise Kıbrıs ve İsrail ağırlıklıydı. Kıbrıs’ta görüşmeler yoluyla çözüme vurgu yapan ABD Başkan Yardımcısı, İsrail’le Türkiye’nin enerji alanında işbirliğinin önünü açmak için bizzat devreye girmişti.
Şu aralar Biden döneminde ABD-Türkiye ilişkilerinin nasıl olacağı konuşuluyor; dört yıl öncesine bakın yeter...