3,5 milyon yatırımcı için sorulara cevap aramaya devam
Hatırlayacaksınız; 25 Kasım’da “Borsaya gelen 3 milyon 400 bin yatırımcı için soruyorum” başlıklı bir yazı yazdım. Amaç; yeni yatırımcılarla büyüyen sermaye piyasalarımızın gelişimine katkıda bulunmak ve yeni gelen yatırımcıları koruyacak bilgilere ulaşmaktı. Sayıları bu hafta 3,5 milyona erişti bile…
Ekonomi basınında 50 yılını geçirmiş, yüzlerce mağduriyete şahit olmuş biri olarak içerisinde bulunduğumuz konjonktürün tarihi önem taşıdığını düşünüyorum. Ben ve arkadaşlarım, bu sorumlulukla gittiğimiz her yerde bu sorulara doğru cevapları bulma gayretindeyiz.
Borsada piyasa değeri en yüksek şirketimizin en yetkili ağzına soruları sorduk ve aldığımız cevapları paylaştık. Çalışmamız devam edecek. Birinci ağızdan ulaşabildiğimiz en doğru ve şeffaf bilgileri sizlere taşıyacağız. Zira biliyoruz ki gözümüz gibi dikkat etmemiz gereken borsamızın buna ihtiyacı var.
Bilgi kirliliği, gri alanlar oluşturur. Gri alanlar ise gerçek ile yalanın birbirine karıştığı yerlerdir. Borsa gibi yatırım alanları, kazanç ve kayıpların yaşandığı ortamlar, sağlıklı veri akışı ile ekonomiye maksimum faydayı sunabilir. Aksi halde kendi çıkarı için insanları manipüle edenler türer ve türeyecektir.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Neden sorular soruyoruz? Neden cevapları size ulaştırmaya çalışıyoruz?
Sermaye piyasalarımızda pay piyasası ilk defa 3 milyon 500 bin yatırımcı kitlesine sahip oldu. Bu büyük yatırımcı akının sürmesini sermaye piyasalarımızın büyümesini istiyoruz.
Sermaye piyasalarının önemi nedir?
Bir ülkede sermaye piyasaları gelişirse, sağlam ve sağlıklı büyürse şirketler ucuz kaynak temin eder. Yatırımcılar büyüyen şirketlere ortak olma fırsatı bulur. Paramız, betona, dolara, yastık altına kaymaz.
NOT
AŞIRI BEKLENTİLER ZİRVESİ VE HAYAL KIRIKLIĞI ÇUKURU
Aşırı beklentiler zirvesine tırmananlar hayal kırıklığı çukuruna düşüyor. Çıkma çabaları hüsranla sonuçlanıyor. Yıllarca borsadaki hareketleri izledim. Şirket yöneticilerine sordum. Kamu otoritelerine sordum. Yatırımcılarla konuştum.
Bazen tepki almaktan korkan yöneticilerle karşılaştım. Bazen PR danışmanlarının hijyen açıklamalarını yapan yöneticilerle. Ancak gerçekten de yatırımcıyı koruyan bir duruş sergileyen piyasa otoriteleri hem de şirket düşünmeden durumu ortaya koydu. Sasa şirketine ilişkin aldığımız cevaplar da bunlardandır.
Yatırımcıların verimli platoda yer almaları için gelişmeleri gözden geçirip, mevcut durumlarını yeniden tanımlamaları en doğru olandır.
Ekonomiler küçülürken, şirketlerin ciro ve kârlarının azalma ihtimalinin bulunduğu bir ortamda aşırı iyimser olmak doğru mudur? Bunu hemen tüm aktörlerin sorgulaması gerekmiyor mu sizce?