3 yıldır Avrupa’nın en hızlı büyümesini Türkiye’de yaşadık

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

MAVİ’nin kurucu ekibinde bulunan, şirketin Turkven’e satışına kadar görevini sürdüren Deniz Erda, daha sonra Danimarkalı bir spor giyim markasında çalıştı. Derken Danimarka merkezli ayakkabı markası ve üreticisi Ecco, Erda’nın kapısını çaldı:

-Türkiye pazarına kendi şirketimizi kurarak girmek istiyoruz. Bu işi sizinle yapmayı planlıyoruz.

Deniz Erda, Ecco’nun kendisini seçmesinin nedenini sordu, şu yanıtı aldı:

- Sizi bize Danimarka’nın İstanbul Başkonsolosluğu tavsiye etti.

Erda, bunu Danimarkalı spor giyim markasındaki dönemine bağladı:

- O şirkette görev yaparken konsoloslukla irtibatım oldu. Anlaşılan o şirketteki görevim sırasında dikkatlerini çektim.

Perakende sektöründeki deneyimi gözünün önünden geçti:

-300’ü aşkın monobrand mağaza açılışında işin içindeydim.

Erda, 2013’te Ecco Türkiye’yi kurdu, ilk mağaza açılışına dönemin global CEO’su geldi. Erda, CEO’ya Türkiye’deki planlarını detaylıca anlatmaya koyuldu. CEO, frenledi:

-Bana detay anlatmayın. Zaten İstanbul’da zamanım az. Her ne yapacaksanız, nasıl yol alacaksanız karar sizin. Başaramazsanız hesabı verirsiniz.

Deniz Erda ile 15’inci mağazayı İstinye Park’ta açtıkları günlerde buluştuk, Ecco yönetiminin, hissedar ailenin Türkiye’ye bakışını ödenmiş sermaye ile ortaya koydu:

-Şirketimizi ilk kurduğumuzda 5 milyon liralık ödenmiş sermaye ile başladık. Kendilerine, “İstenirse 100 bin lira ile başlayıp, sonra artırabilirsiniz” dedik, şu yanıtı aldık: “Biz pazara girerken çıkış planı yapmayız. Kalıcı olmaya bakarız.”

Ödenmiş sermayenin zamanla 30 milyon liraya çıktığını kaydetti:

- Ödenmiş sermayemizde 11-12 milyon liralık daha artış olacak.

Yılda 5-6 mağaza açma planlarını merkezin kabul ettiğini bildirdi:

-Mağaza açılışlarımızda AVM’lerden genelde destek gördük.

Ardından Ecco’nun fabrikalarıyla ilgili bilgi verdi:

-Ecco’nun Portekiz, Slovakya, Çin, Endonezya ve Tayvan’da ayakkabı fabrikası var. Bunlara Vietnam da ekleniyor. Biri Hollanda, 3’ü Uzakdoğu’da olmak üzere 4 de deri fabrikası var.

Fabrikaların bulunduğu ülkeleri sıralayınca sordum:

- Ecco, önümüzdeki dönemde Türkiye’de fabrika yatırımı düşünür mü?

Yanıtladı:

-Türkiye’de fabrika düşünülmemesi için hiçbir sebep yok.

Ecco hissedarları ve üst yönetiminin Türkiye’ye bakışının altını bir kez de şu mesajla çizdi:

-Ülkemize bizden daha fazla inanıyorlar. Elbette bunda Türkiye’deki ekibin de payı var.

COVID-19 sürecinde Türkiye’de 3 mağaza açtıklarını vurguladı:

- Ecco Türkiye, son 3 yıldır grubun Avrupa’da en hızlı büyüyen şirketi oldu.

Bir mağaza da Galataport’ta açacaklarını bildirip, ekledi:

-Merkez ofiste 8 kişi, sahada 60 kişilik bir kadromuz var. Bu yıl çalışan sayımız 70’in üstüne çıkmış olur.

Yazıyı yazarken arşivde dönemin Ecco CEO’su Dieter Kasprzak’ın Nisan 2014’teki Türkiye ziyareti haberlerini gördüm. Deniz Erda’nın o günlerde önüne koyduğu hedef dikkatimi çekti:

-5 yılda Türkiye’de 35 mağazaya ulaşırız.

Ecco Türkiye’nin söz konusu dönemde 35 yerine 15 mağazada kalması, temkinli ama emin adımlarla yol aldığını ortaya koyuyor.

Çinli, havalimanı mağazalarına daha çok güveniyor

ECCO Türkiye Genel Müdürü Deniz Erda, İstanbul Havalimanı mağazalarını Nisan 2019’da açtıklarını belirtti:

- En kârlı mağazamız kısa sürede İstanbul Havalimanı’ndaki oldu. Müşterilerin yüzde 94’ü yabancıydı. Pandemiyle birlikte bizim mağazanın bulunduğu bölüm kapandı. O bölüm açılınca biz de oradaki işimize döneceğiz.

İstanbul Havalimanı’ndaki mağazanın yabancı müşterilerini ülkelere göre sıraladı:

- Yabancı müşterilerin yüzde 21’i Çinli idi. Ardından İran, ABD ve Rusya geliyordu.

İngiltere’de yapılan bir araştırmadan alıntı aktardı:

- Çinliler, havalimanı mağazalarını daha güvenilir buluyor. Şehirdeki mağazalarda taklit yanılgısı yaşayabileceklerini düşünüyorlar. Havalimanı mağazalarında taklit ürün olmayacağına inanıyorlar.

Umre için mobil rehber hazırladı

WITTOUR’un patronu ilahiyat doktoru Erkan Aydın, Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şefik Gül’ün vefatının 40’ıncı günü vesilesiyle Mehmet Gül ev sahipliğinde Kur’an-ı Kerim okuyup, dua ettikten sonra telefonunu gösterdi:

- Umre için “yazılı ve sesli mobil rehber” hazırladık. Cep telefonuna yüklenecek bu uygulama umre yolcusu evinden çıktığı andan, uçağa bineceği ana, ibadetlerde edeceği dualara kadar kendisine yol haritası olacak.

Erkan Aydın, COVID-19 sürecinde en büyük darbeyi turizm sektörünün yediğini belirtti:

- Yeni sürece ayak uydurmak için yeni fikirlere ihtiyaç var. Umre ve Hac organizasyonları şüphesiz çok kalabalık ortamlarda ve gruplar şeklinde gerçekleşiyor. Mobil uygulamayla umre rehberliğini kişisel hale getiriyoruz.

Uygulamada neler olduğunu anlattı:

- Sefer duasından “umre”ye niyete, Harem bölgesine varıldığında edilecek duadan Kabe’nin ilk görüldüğü anda edilecek duaya, tavaf ve sa’y sırasında edilecek dualardan tüm aşamalardaki dualara kadar hepsi yazılı ve sesli olarak uygulamada yer alıyor.

Dua ve tariflerin tamamını kendisinin seslendirdiğini kaydetti:

- Uygulamada ayrıca yine benim sesimden Kur’an-ı Kerim tilavetine yer verdik. 30 cüzün tamamı ile kısa sureleri, meallerini dinleme imkanı var.

Uygulamada video kütüphanesinin de yer aldığını vurguladı:

- Umre sırasında ziyaret edilen kültürel ve dini mekanlar ile ilgili bilgilere de uygulamada erişmek mümkün.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar