3. çeyrek büyümenin yorumu

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

Yine bir büyüme rekoru!...

2020 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 6.7 oranında büyümüşüz, üstelik bir önceki çeyrekteki yüzde 9.9 oranındaki daralmaya rağmen.

Dünyanın geri kalanı yerlerde sürünürken, küçülmeye devam ederken biz büyüme gerçekleştirmişiz. Dolayısıyla şimdi de ekonomi ile ilgili günlük gelişme olarak gündemi büyüme almış durumda. Malum, hemen her günlük ve hatta saatlik ekonomik gelişmeleri izliyoruz ve böyle sevindirici haberlerle davul çalıyoruz.

Bu noktada iki soru sormak gerekiyor.

1. Büyümeden ne anlıyoruz?

2. Üçüncü çeyrekte rakamlardaki nicel değişimin niteliği ne?

Büyümeden ne anlıyoruz?

İktisat teorisinin önemli alt çalışma alanlarından birisidir büyüme teorileri. Büyüme üzerine yapılan çok ampirik çalışma vardır. Aynı şekilde büyüme kavramındaki değişim ve gelişimin de evrimi vardır.

Uzun yıllar gündemden düşmeyen ve planlarımıza adını veren “kalkınma” ile günümüzde kullandığımız “büyüme” arasında çok önemli tanım ve nitelik farkı söz konusudur.

Herkesin anlayabileceği basit dille “büyüme”, kişi başına düşen gayrisafi yurt içi hasılanın artışıdır. Dolayısıyla buna bağlı olarak toplum refahının yükselişidir. Elbette bu artışın sabit fiyatlarla olması gerekir. Yani enflasyondan arındırılmış, dileyen ve çalışmak isteyen herkesin iş bulabildiği gerçek refah artışı.

Şimdi şunu sormak lazım: kişi başına düşen gelir artmış mıdır, dolayısıyla gerçekten büyümüş müyüz?

Üçüncü çeyrek büyümenin anlamı nedir?

Dilerseniz konuyu daha iyi anlayabilmek adına önce birkaç rakam verelim.

Yukarıdaki tablo, bazı kalemler itibariyle hem harcama esasına göre ve hem de iktisadi faaliyet kollarına göre 2020 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin bilgileri veriyor. İlk sütunda cari fiyatlarla rakamsal büyüklükler, ikinci sütunda ilgili büyüklüğün GSYH içerisindeki yüzde payı ve üçüncü sütunda da bir önceki yılın üçüncü çeyreğine göre yüzde değişim yer alıyor. Şimdi bakalım ki içinde bulunduğumuz yılın üçüncü çeyreğinde ne olmuş?..

►Hane halkı tüketimi ciddi ölçüde artmış ve geçen yılın aynı dönemine göre bir çeyrek kadar yükselmiş. Oysa geride kalan bir yılın enflasyon oranı yüzde 12 dolayında olmuş ve dolayısıyla enflasyonun üzerinde hane halkı tüketimi artmış. Peki neden?

i) Koronavirüs koşullarına bağlı olarak gıda, temizlik, sağlık gibi temel harcamalara bağlı olarak hane halkı tüketimi yükselmiş.

ii) Mal ve hizmet fiyatlarındaki büyük artış ister istemez hane halkı tüketiminin de artışını tetiklemiş.

iii) Devlet geçtiğimiz aylarda özellikle konut satışlarını artırmaya yönelik olarak çok ucuz kredi desteği vermiş ve dolayısıyla vatandaş da hesap kitap yapmadan konut satın alımına yüklenmiş. Tabi bunun yükü de kamu bankalarına görev zararı olarak yansımış.

iv) Yine koronavirüs nedeniyle toplu ulaşımın risklerinden kurtulmak adına taşıt alımına yönelme olmuş. Devlet de taşıt kredilerinde ciddi kolaylık sağladığı için önce birinci el ve daha sonra da ikinci el otomobil satışları adeta patlamış.

►Bu dönemde devletin nihai mal ve hizmet tüketiminde önemli bir artış olmamış. Nitekim bu olguyu, merkezi yönetim bütçesindeki mal ve hizmet alım kalemlerinden de anlıyoruz. Yani devletin harcamaları büyümeye önemli bir katkı sağlamamış.

►Mal ve hizmet ihracatı, cari fiyatlarla bile, geçen yılın gerisinde kalmış. Üretememişiz ve dolayısıyla ihraç edememişiz. Kaldı ki ihracatımızın fiyatı da düşmüş. Bir kilogram ürün ihraç bedelinin azalmış olması bunu gösteriyor.

►Buna karşın ithalat cari fiyatlarla mal ithalatı, özellikle döviz kurlarındaki artış nedeniyle, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34.4 artmış. Ağırlıklı yatırım malı ve ara mal olsa da üretmemişiz, dışarıdan hazır almışız.

►Dolayısıyla stok değişmelerine baktığımızda bu yılın son çeyreğinde stoka çalıştığımız anlaşılıyor. Geçen yıla göre ciddi stok artışı olmuş.

►Faaliyet kolları itibariyle baktığımızda; tarım sektörünün GSYH içindeki payının düşük kaldığını, sanayi sektörünün hareket gösterdiğini ve bunun yıllık kapasite kullanım oranlarına yansıdığını, hizmetler sektörünün özellikle koronavirüs salgını nedeniyle çok ciddi daralma sergilediğini, buna karşın finans ve sigorta faaliyetlerinin geçen yıla göre yüzde 60 büyüme kaydettiğini görüyoruz. Yani vatandaşa ucuz finansa erişim yolunu göstermişiz ve onları tüketime zorlamışız.

Sonuçta da büyümüşüz!... Eğer buna büyüme dersek.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar