23 Eylül 2021’in tahribatı ne mi oldu?
✓ Fiyatların eylülden eylüle olmak üzere 2018-2021 döneminde üç yıl toplamında yüzde 46, 2021-2024 döneminde ise yüzde 338; doların da yine aynı dönemler itibarıyla yüzde 38 ve yüzde 293 artmasının nedeni ne olabilir?
✓ Acaba bu hızlı artışlara yol açan Eylül 2021'de başlatılan ve geçen yıl mayısa kadar sürdürülen düşük faiz politikası mıdır?
Türkiye ekonomisi için dönüm noktalarından birinin 23 Eylül 2021 tarihinde başlatılan faiz indirimi olduğunu, bu indirimle birlikte ekonomik sorunların görülmedik boyuta ulaştığını yazıyorum; birileri hemen “Ekonomi daha önce çok mu iyiydi ki” diye itiraz ediyor. Sanki faiz indirimi öncesindeki dönem için dikensiz gül bahçesi demişim gibi. Oysa söylediğim, sorunların önceki dönemle kıyaslanmayacak boyutta arttığı.
Bu konuda hâlâ ikna olmayanlar, aslında olmak istemeyenler için üç grafik hazırladım. Aslında aktardığım iki veri; doların ve fiyatların seyri. Fiyatlarla ilgili olarak biri endeks, biri değişim oranı olarak iki grafik oluşturunca sayı üçe çıktı.
Bakalım bu grafikleri gören o kraldan çok kralcılar bu sefer ne diyecek, nasıl bir savunma mekanizması geliştirmeye çalışacak...
Üç yıllık dönemlerin kıyaslaması
Faiz indirimi sürecinin başlatıldığı 23 Eylül 2021’in üstünden tam üç yıl geçti; ben de şöyle bir varsayımda bulunarak TÜFE ve dolar artışlarının seyrine baktım:
“TÜFE ve dolar, son üç yılda, önceki üç yıldaki kadar artsaydı, hatta bir kat daha fazla artsaydı, şimdi hangi düzeylerde olunurdu?”
Fiyatlar nasıl tırmandı...
TÜİK’in 2003 yılını 100 kabul ederek oluşturduğu tüketici fiyat endeksi, yani kısaca TÜFE, Eylül 2021’de 571 düzeyinde bulunuyordu.
Bu tarihten önceki üç yıla bakalım, TÜFE Eylül 2018’de 391 düzeyindeydi.
Bir başka ifadeyle TÜFE Eylül 2018-2021 döneminde üç yıllık sürede toplam yüzde 46 arttı.
Eylül 2021’den sonraki üç yıldaki artışın da yüzde 46 olduğunu varsayalım; bu durumda TÜFE’nin bu eylülde 833’te kalması gerekiyordu. Bu ayın gerçekleşmesi henüz belli değil ama aylık artışın yüzde 2 olacağını varsayarsak Eylül 2024’teki TÜFE 2502’yi bulacak.
TÜFE’nin, yani fiyatların ortalama düzeyini gösteren sepet değerinin 833 yerine 2502 olmasını nasıl izah edeceğiz?
Fiyatlar “normal” koşullarda son üç yılda yüzde 46 dolayında değil de, endeksin 2502’ye çıkmasıyla yüzde 338 artmış oldu.
Hadi son üç yıldaki artış yüzde 46 olmasın da, bir kat fazlasını da kabul edelim, yüzde 92 olsun, hadi yüzde 100 olsun.
Yüzde 100 ile yüzde 338 arasındaki fark neyin eseri dersiniz?
13.4’ten 63.7’ye...
Biraz önce üçer yıllık dönemlerdeki TÜFE artış oranını aktardım.
2021 eylülünden önceki üç yılda toplam yüzde 46, 2021 eylülünden sonraki üç yılda toplam yüzde 338 artış...
Üçer yıllık bu oranları yıllık baza getirdiğimizde gördüğümüz oranlar şu:
“Eylül 2018-2021 dönemini kapsayan üç yılda yıllık fiyat artışı yüzde 13.4 oldu. Peki Eylül 2021-2024 dönemini kapsayan üç yıldaki yıllık fiyat artışı kaç oldu, tam yüzde 63.7.”
İşte faiz indiriminin enflasyon “hasılatı” bu!
“Ekonomi faiz indiriminden önce çok mu iyiydi” diye sormaya devam edenlere bu oranlara bakmalarını öneririm.
Dolar nasıl fırladı?
Gelelim bu süreçte doların nasıl seyrettiğine...
Dolar faiz indirimi düğmesine basılan Eylül 2021’de 8.63 düzeyinde bulunuyordu.
Dolar Eylül 2018’de ise 6.27 liraydı.
Eylül 2018’den 2021’e kadar olan üç yılda dolarda kaydedilen artış yalnızca yüzde 38.
23 Eylül 2021’de faiz indiriminin başlaması ve bu indirimin izleyen aylarda da devam etmesiyle doların nasıl bir hareketlenme içine girdiğini ve özellikle o yılın aralık ayında neler yaşandığını, KKM icadını dün detaylı olarak anlattım.
Türk parası faiz indirimiyle birlikte hızla değer yitirmeye başladı ve geldik bu eylüle. Dolar uzunca bir süredir yatay seyretmekle birlikte son üç yıl toplamında yüzde 293 arttı.
Eylül 2021’den önceki üç yılda yüzde 38, Eylül 2021’den sonraki üç yılda yüzde 293 artış!
Böylesine yüksek enflasyon yaşanan bir dönemde doların yükselmesi gayet normal tabii ki. Ama o enflasyonu yaratan da uygulanan hatalı politikalarsa?
Dolar, Eylül 2021’den önceki üç yılda kaydedilen artış oranında yükselseydi, bugünlerde 12 lira dolayında oluşacaktı. Oysa şimdi 34 liralarda dolaşıyor.
Bir kez daha vurgulamakta yarar var. Enflasyonun yüzde 338 arttığı bir dönemde kur artışı tabii ki bu orana yakın olmalıdır. Ama enflasyonun yüzde 338 değil, yüzde 50’ler dolayında artması sağlanabilir, kur artışı da yine yüzde 50’ler dolayında kalabilirdi.
İki temel soru
Sorulması gereken; ne yapıldığı için enflasyonun son üç yılda yüzde 338 (önceki üç yılda yüzde 46) ve ne yapıldığı için kurun son üç yılda yüzde 293 (önceki üç yılda yüzde 38) artmasına yol açıldığıdır?
Ve daha önemli soru; bunun niye yapıldığıdır?