2025’te ne olmayacak?

Dr. Burcu Ünüvar
Dr. Burcu Ünüvar İKTİSADEN

Başlıktaki soruyu yazının kalanında yanıtlamaya çalışacağım ama öncesinde bir selam vermek ve gönülden “Merhaba!” demek isterim.

Bundan sonra yazılarımla merhabamı tekrar ederken, dünya ve Türkiye ekonomisinde önemli gördüğüm noktaları, piyasa ve kalkınma perspektifinden aktarmaya, mevzulara “İktisaden” bakmaya çalışacağım. 

İlkyazım, yeni yılın ilk haftasına denk gelince, 2025’ten bahsetmemek olmazdı. Bir yandan “Nasıl yedik koca yılı!” duygusu, diğer yandan yepyeni bir yılın belirsizliği, heyecanı. Geçen gün ömürden, yazıyor taksimetre! 

Önce sağlıklı, mutlu bir yıl dileyeyim, sonra da 2025’e bir bakalım:

- Herkes “Trump ne yapacak?” diye sorsa da Trump’ın ne yapmak istediği belli (-ki bence istediklerinin tamamını yapamayacak!). Asıl soru, Trump’a karşı dünya ne yapacak? Çin ve Avrupa’daki iktisadi zayıflama, Trump’ın ilk dönemine kıyasla daha belirgin. Yani, Çin ve Avrupa’nın artık kaybedecek daha fazla şeyi var. O nedenle, Trump yönetiminin atacağı korumacılık adımlarına verilecek tepkilerin de sert olmasını bekliyorum. Çin özelinde yerel para biriminin değer kaybından, bariyerleri aşmak için Türkiye, Meksika gibi ülkelere yatırımların artırılmasına kadar pek çok aksiyon bizi bekliyor. 

- Herkesin değerli ABD Doları beklediğinin farkındayım. Ancak genişleyen bütçe açığı, kuralsız politikalar, bir noktada yatırımcı güvenini sarsabilir. Özellikle ikinci yarıyıla dikkat!

- Avrupa’da dertler derya olmuş. Almanya’da hükümetin kurulması Mayıs’a sarkabilir. Fransa’daki siyasi istikrarsızlık da daha çok su kaldırır.  

- Avrupa’da siyasi belirsizliğe eşlik eden iktisadi zayıflamanın şu aşamada Türkiye ihracatını keskin bir şekilde aşağı çekmesini beklemiyorum. Ancak Avrupa’daki dönüşüm ihtiyacının farkında olmamız şart. Doğru zamanlama ile doğru adımlar atılırsa, bu dönüşümün aktif bir parçası olmak mümkün. 

- Bu çerçeve içerisinde gelişmekte olan ülkelerin sermaye çekmesi daha zor olacak. Türkiye’ye sermaye girişi olacak ama akın akın bir giriş beklememek lazım. Kredi notu cephesinde iyi haberler gelebilir ancak tek hikâyemiz “enflasyonla mücadele” olarak kalacaksa, yatırımcı ivmesi sınırlanabilir.

- Buna karşın TSKB Ekonomik Araştırmalar’daki arkadaşlarımın tahminleri 2025 içerisinde TL’nin reel olarak bir miktar değer kazanacağına işaret ediyor. Bu beklentimizin arkasındaki temel varsayım, TCMB’nin faiz indirimlerine karşın sıkı duruş sergilemeye devam edecek olması.

- Faiz indirimlerinin “Yap-bekle-izle” şeklinde olmasını bekliyorduk. Bunu anlatmanın en garantili yöntemi olarak TCMB toplantı sayısını 12’den 8’e düşürdü. Böylece, toplantı olmayan aylar da “Bekle-izle” ayları olarak tanımlandı. 

- Enflasyonda düşüş devam edecek ama katılıklar riski canlı tutacak. 2025 sonunda, enflasyon TCMB tahmininin üzerinde, politika faizi ortalaması da, piyasanın mevcut beklentisinin üzerinde gerçekleşebilir.

- Hem sıkı para politikasının devamı hem de küresel çalkantılar, Türkiye’nin 2025’te de potansiyelinin altında; %3 civarında bir büyüme sergileyeceğine işaret ediyor. Bu seviye, enflasyonla mücadele ile uyumlu.

- Türk varlıklarında alım fırsatları olacaktır. Hızlı pozisyon değiştirmeye uygun, likit bir portföy, daha güvenli duruyor.

Velhasıl, 2025’te ne olmayacak? Dünyada,

- Çalkantılar bolca görülecek, trend olmayacak, 

- Tek hikâyeye dayanan yatırım stratejileri yeterli olmayacak,

- Ticarette sertlik artacak, centilmenlik olmayacak.