2025 bütçesiyle öngörülen vergiler toplanabilecek mi?...
2025 mali yılı merkezi yönetim bütçesi 17 Ekim 2024 günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından TBMM’ye sunuldu. Bütçenin Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesine başlama tarihi 22 Ekim 2024. 2025 bütçesinin nitelik itibariyle öncekilerden farklı bir tarafının olmadığını söyleyebiliriz.
Oysa özellikle enflasyonla mücadele programının ve kamuda tasarruf döneminin izlerini bu bütçede görmemiz gerekirdi. Yani bütçenin bu hedefler doğrultusunda hazırlanmış olması ve bir tasarruf bütçesi olması beklenirdi.
Ancak görüyoruz ki bütçeye bu hedefler yansımamış.
Söylediklerimizi rakamlarla ortaya koyarsak daha iyi anlatmış oluruz.
Önce 2024 ve 2025 yılı bütçeleri temel büyüklüklerine bir bakalım:
Buna göre 2025 yılı bütçe giderleri 2024 yılına göre yüzde 31.7 artırıldığı halde bütçe gelirleri yüzde 51.7 artırılmış. Yani bütçe gelirleri performansına daha ağırlık verilmiş.
Bu arada bütçe giderleri içerisinde palazlanan ve giderek artış sergileyen faiz giderleri de yüzde 55.5 artışla 1.2 trilyon liradan neredeyse 2 trilyon liraya çıkmış. Yani faiz giderleri yükselişi devam etmiş.
Öte yandan 2024 yılında bütçe gelirlerinin yüzde 89.6’sını oluşturan vergi gelirlerinin payı 2025 yılında yüzde 87.8’e gerilemiş.
Gelin şimdi de bazı vergiler açısından öngörülen artışlara bakalım.
- Gelir vergisi tahsilatı 2024 yılına göre yüzde 44 artırılarak 2.5 trilyon liradan 3.8 trilyon liraya çıkarılmış.
- Kurumlar vergisi tahsilatı ise daha yüksek hedeflenerek yüzde 53 olarak tahmin edilmiş. 1.1 trilyon liralık 2024 yılı rakamı 2025 yılı için 1.7 trilyon lira öngörülmüş.
- Dahilde alınan KDV için artış hedefi yüzde 43 olarak belirlenmiş ve 2.9 trilyon lira tahsilat hedeflenmiş.
- Kolay ve dolaylı bir diğer vergileme olan ÖTV artışı yüzde 46 olarak öngörülmüş ve yaklaşık 1.5 trilyon liralık 2024 tahsilat hedefi 2025 yılında 2.1 trilyon liranın üzerinde belirlenmiş.
- Ciddi bir getirisi olan İthalde Alınan KDV artışı ise sadece yüzde 26’da bırakılmış ve yaklaşık 1.7 trilyon liralık 2024 yılı tahsilat hedefi 2025 yılı için 2.1 trilyon lira olarak ön görülmüş.
Kusura bakılmasın!... Biraz fazla rakam dillendirdik ama daha fazla rakama boğmadan işin özüne bir bakalım.
Bilindiği üzere 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Programın sunumunun üzerinden 1.5 ay geçti. Programda 2024 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 41.5 öngörülmüştü, 2025 yıl sonu ise yüzde 17.5 öngörüldü.
Peki, bu vergi gelirleri hedefi gerçekçi mi? Enflasyon ile mücadele çerçevesinde daralan veya daralması beklenen gelir ve harcamalara rağmen vergi hedefleri enflasyon ile uyumlu mu? 2025 yılı sonunda yüzde 17.5 hedeflenen ve yıl ortalaması da yaklaşık yüzde 30 olan enflasyon hedefi karşısında yeni vergi hedefleri tutturulabilir mi?
Daha açık bir ifadeyle;
- 2025 yılı yıl ortalaması veya yıl sonu enflasyon hedefi karşısında yüzde 51.7 vergi artış hedefinin anlamı nedir?
- Hane halkının ve şahıs firmalarının gelirlerinin azalmasının beklendiği 2025 yılında gelir vergisindeki yüzde 44 artış hedefi doğru mudur?
- Özellikle şirketlerin gelirlerinden alınan kurumlar vergisinin de yüzde 53 artırılması gerçekçi midir?
- Dahilde alınan KDV hedefinin yüzde 43 artırılması, tüketimin kısılması yoluyla enflasyonla mücadele programı uygulanabilir mi?
- İthalde Alınan KDV hedefinin sadece yüzde 26 ile sınırlı tutulması, ucuz döviz kuruna rağmen ithalatta müdahaleci ticaret politikası önlemlerinin uygulanması veya dış ticaretin daralması anlamına gelmiyor mu?
Bu durumda ya enflasyonla mücadele sıkı ve kararlı olmayacak, ya da bu hedefler kesin tutmayacak.
O zaman 2025 bütçesinde öngörülen vergi hedefleri nasıl yakalanabilir?...
İlk akla gelen OVP’de yer alan vergi harcamalarının azaltılması tedbiri oluyor. Bu yolla Hükümet yeni vergi getirmemiş oluyor, daha önce almadığı vergileri almayı amaçlıyor. Programdaki takvime göre bu tedbirin 2025 yılı ilk çeyreğinde devreye girmesi gerekiyor.
İkinci akla gelen tedbir, yıl içinde atılan kayıt dışılığı önlemeye yönelik yasal ve idari düzenlemeler oluyor.
Vergi incelemeleri de galiba bir başka umut bağlanan vergi artırma yolu olarak görülüyor.
Yine de KDV, ÖTV tablolarındaki muhtemel oynamaları da göz ardı etmemek gerekiyor.