2024 yılı birinci çeyrek değerlendirmesi
Son yıllarda üretimde ve ticarette ağırlık merkezinin Batı’dan Doğu’ya doğru kaymaya başladığını görüyoruz. Yaşanan ekonomik krizlerin de etkisiyle birçok alanda korumacılık eğilimlerinin güçlendiği bir dönemden geçiyoruz. Yeşil ve dijital dönüşüm süreci tüm hızıyla dünya ekonomisi üzerinde etkilerini hissettirmeye devam ediyor. Düşük karbonlu büyüme ve yeşil ekonomi ile doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi faaliyetleri giderek yaygınlaşıyor. Önümüzdeki dönemde gelişmiş ülkelerin yeşil dönüşümle ekonomilerine rekabet avantajı kazandırma çabalarının artması bekleniyor. Diğer yandan dijital teknolojilerin kullanımı rekabetçilik için önemli bir unsur haline geldi. Üretim, lojistik, tedarik zinciri yönetimi ve kamu hizmetleri gibi alanlarda önemli bir dönüşüm yaşanıyor.
2024 yılının ilk çeyreğini tamamladığımız bu dönemde dünya ekonomisi ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin etkisi altında. Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaş Avrupa başta olmak üzere tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. Orta Doğu bölgesinde İsrail ile Hamas arasında yaşanan savaş büyük insani felaketlere yol açtı. Savaşın bölgede yayılması riski her geçen gün büyüyor. ABD ile Çin arasında ekonomik rekabet giderek artıyor. Yenilenebilir enerjiye geçiş dünyadaki enerji kaynakları dengesinin yeniden belirlenmesine neden oluyor.
Küresel ticaret geçtiğimiz yıl zor bir süreçten geçti
Güncel IMF verilerine göre, 2022 yılında %3,5 büyüyen dünya ekonomisi, 2023 yılını %3,1 büyüme oranı ile tamamladı. 2024 yılında ise büyümenin %3,1 olması bekleniyor. OECD tahminlerine göre dünya ekonomisi 2024 yılında %2,9 oranında büyüyecek. Dünya Bankası verilerine göre ise 2024 yılı büyüme tahmini %2,4. Beklentiler son 20 yıllık ortalamanın altında kalan bir büyümeyi işaret ediyor.
Küresel ticaret geçtiğimiz yıl zor bir süreçten geçti. 2022 yılında yaklaşık 32 trilyon dolar seviyesine ulaşan küresel ticaret hacmi, UNCTAD verilerine göre 2023 yılında %3 düşerek 31 trilyon dolara geriledi. Bu gerileme büyük oranda mal ticaretindeki düşüşten kaynaklandı. 2022 yılını yaklaşık 27 trilyon dolar ile kapatan küresel mal ticareti, 2023 yılında %5'lik azalış ile 23,8 trilyon dolara düştü. Özellikle emtia fiyatlarında yaşanan düşüş ticaret hacminin azalmasında etkili oldu. Hizmet ticareti ise 2023 yılında %8 artarak, 2022 yılındaki 7 trilyon dolarlık seviyesinden 7,6 trilyon dolara çıktı. Bu alanda özellikle turizm ve seyahat harcamalarında belirgin bir artış yaşandı.
Jeopolitik riskler global belirsizlik yaratıyor
2024 yılının ilk çeyreğinde öncü veriler mal ticaretinde düşüşün sonlandığını, küresel ticarette az da olsa bir artış yaşandığını ortaya koyuyor. Bu dönemde ABD Doları'nda yaşanan güç kaybı küresel ticareti destekleyen bir etken olarak ön plana çıkıyor. Çevresel ürünler dış ticaretinin artış gösterdiğini görüyoruz. Özellikle bu alanda elektrikli araçların ticaretindeki yükseliş dikkat çekti. 2024 yılının geri kalan dönemi için öngörüler genel olarak pozitif yönde. Küresel çapta enflasyonun giderek azalması ve ekonomik büyüme öngörülerinde yaşanan iyileşmeler küresel ticareti destekliyor. Çevresel ürünlere olan talep her geçen gün artıyor. Bununla birlikte jeopolitik riskler, deniz taşımacılığında yaşanan sorunlar, artan kamusal borç yükleri küresel ticareti olumsuz etkileyebilecek riskler olarak karşımıza çıkıyor. Ülkelerin ticareti kısıtlayıcı yönde aldıkları önlemlerde artış yaşanması da uluslararası ticareti olumsuz olarak etkileyebilecek diğer bir konu.
Dünya ekonomisi ve ticaretindeki belirsizlik ortamının etkileri ülkemizde de hissediliyor. 2022 yılını %5,5 büyüme ile kapatan Türkiye ekonomisi, 2023 yılının tamamında %4,5 oranında büyüme kaydetti. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, işsizlik oranı %9,4 seviyesinde gerçekleşti. 2024 yılı Mart ayında yıllık enflasyon %68,50 düzeyinde. 2024 yılı Ocak ayı itibarıyla cari işlemler dengesi 2,56 milyar dolar açık verdi. Yıllıklandırılmış cari işlemler açığı ise 37,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Türkiye ekonomisi, dünya ekonomisinin yaklaşık %1'ini oluşturuyor. Cari fiyatlara göre dünyanın 19. ekonomisi konumunda. Satın alma gücü paritesine göre GSYH sırlamasında ise dünyanın en büyük 11. ekonomisi. Kişi başına düşen milli gelir ise 13.110 dolar seviyesinde.
Küresel ticaretteki dalgalanmalara rağmen Türkiye ihracatı istikrarını korumayı başardı. Yılın ilk çeyreğinde ihracat %3,6 oranında artışla 63,7 milyar dolara yükseldi. İthalat ise %12,6 oranında azalışla 84,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde dış ticaret hacmi %6,3 azalarak 147,8 milyar dolara geriledi. 2024 yılı Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracatın ithalatı karşılama oranı 1,26 puan artarak %75’e ulaştı.
Ocak-Mart 2024 döneminde otomotiv sektörü 9,1 milyar dolar ihracatla en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz sektör oldu. Otomotiv sektörünün ardından, 8,0 milyar dolar ihracat ile kimyevi maddeler ve 4,5 milyar dolar ihracat ile hazır giyim konfeksiyon en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz sektörler olarak sıralanıyor. Birim ihracat değerimiz ise 1,41 dolar oldu.
Ocak-Mart döneminde en fazla ihracat yaptığımız ülkelerin başında Almanya geliyor. Bu dönemde Almanya’ya ihracat 5,2 milyar dolar olarak gerçekleşirken toplam ihracat içindeki payı ise %8,2 olarak gerçekleşti. ABD 3,8 milyar dolar ihracat ve %6 pay ile ikinci, İtalya 3,5 milyar dolar ihracat ve %5,4 pay ile üçüncü oldu. En fazla ithalat yapılan ülkeler ise 12 milyar dolar ve %14,3 payla Rusya, 10,2 milyar dolar ve %12,2 payla Çin, 6,3 milyar dolar ve %7,5 payla Almanya olarak sıralandı.
Birinci çeyrekte en fazla ihracat yaptığımız ülke grubu ise 27,1 milyar dolar ihracat ve %42,6 payla Avrupa Birliği. Yakın ve Ortadoğu Ülkeleri’ne ihracat 11,2 milyar dolar ile %17,6’lık bir payı oluşturuyor. Diğer Avrupa Ülkeleri’ne ihracat 9,1 milyar dolar ile %14,4 paya sahip. En fazla ithalat yapılan ülke grupları ise 27,1 milyar dolar ve %32,2 payla Avrupa Birliği, 20,1 milyar dolar ve %23,8 payla Yakın ve Orta Doğu dışındaki Diğer Asya Ülkeleri, 18,0 milyar dolar ve %21,4 payla Diğer Avrupa Ülkeleri olarak sıralanıyor.
2028 yılı için hedefimiz mal ihracatında 375 milyar dolar, hizmet ihracatında ise 200 milyar dolara ulaşmak. Başlıca ticaret bölgeleri arasında transit konumda olan ülkemizin, özellikle küresel değer zincirlerinin yeniden yapılandığı bu dönemde, yeşil ve dijital dönüşüm sürecinin ortaya çıkardığı yeni fırsatlardan azami ölçüde yararlanması büyük önem arz ediyor. Bu sayede belirlenen hedeflere ulaşmak ve ülke ekonomimize katkı sağlamak mümkün olacak.