2024; Kafkasya'ya dikkat!
Dünya 2024'e kan ve gözyaşı ile girdi; Ukrayna-Rusya savaşı ile İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonları, 2024'e de "miras kalmış" durumda.
Buna bir de Türkiye'nin 2023'ün son ayında yaşadığı terör saldırısını, Irak ve Suriye'de bitmeyen istikrarsızlığı da ekleyince, belli ki yılın en azından ilk haftalarında Türkiye'nin etrafındaki coğrafya yine çatışmayla, savaşla anılacak.
Ancak 2024 için, az da olsa umut var hâlâ.
UKRAYNA SAVAŞI; DAVOS'TAN OLUMLU İŞARET GELİR Mİ?
Ukrayna savaşında taraflar uzlaşmaya hiç olmadığı kadar yakın duruyor. Ukrayna yönetimi hâlâ Rusya'ya karşı direnç gösterse de, ABD ve Avrupa ülkelerinden giderek azalan yardımlar, bu direncin çok da uzun vadeli olamayacağını gösteriyor. Rusya ise, yaptırımlara rağmen bir yandan savaş aygıtını güçlendirmeye devam ederken, diğer yandan sabırla bekliyor.
Batı cephesi dikkatini Ortadoğu'ya genişleme eğilimindeki Gazze kaosuna ve daha şimdiden Kızıldeniz'de ticareti durma noktasına getiren Yemen-Husi saldırılarına çevirdikçe, Ukrayna'nın "yalnız kalma" ihtimali artıyor. Ocak ayı sonunda Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu çerçevesinde gerçekleşecek Ukrayna toplantısı, bu savaşın akıbeti konusunda en kritik işareti vermeye aday
İSRAİL'E ULUSLARARASI MAHKEMEDE AÇILAN DAVA
Gazze'ye yönelik amansız operasyonu sürdüren İsrail'deki mevcut aşırı sağcı hükümetin önünü ise bir yandan uluslararası hukuk, diğer yandan bizzat kendi vatandaşları kesecek gibi görünüyor.
Hem Batı ülkelerinde, hem de Tel Aviv sokaklarında Gazze'de yaşanan insanlık dışı operasyona karşı gösteri yapanların sayısı her geçen gün artıyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin BM çatısı altında kurulu Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne İsrail aleyhine açtığı "savaş suçu ve soykırım" davası ise, Gazze'de yaşananlara karşı ses yükselten hükümet ya da kişileri daha da cesaretlendirecek gibi duruyor
KAFKASYA'DAKİ BAHAR HAVASI NE KADAR SÜRER?
Türkiye açısından ise 2024'te "fırsat" olarak nitelendirilebilecek gelişmelerin en büyüğü Kafkasya'da yaşanıyor. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki görüşmeler bir barış anlaşması ile sonuçlanmaya doğru hızla ilerliyor. Türkiye'nin yakın müttefiki Azerbaycan'ın Ermenistan'la barışması, Ankara-Erivan ilişkilerinin de normalleşmesinin önünü açabilir.
Ancak buradaki en büyük sıkıntı, Rusya'nın gözünü bu coğrafyaya çevirmeye başlamasında yatıyor;
* RUSYA'NIN ABHAZYA'DA KURDUĞU DENİZ ÜSSÜ- Rusya ile Gürcistan arasında yaşanan çatışmaların ardından 2008'de, Gürcistan'a bağlı iki özerk bölge Güney Osetya ve Abhazya "bağımsızlık" ilan etmişlerdi. Rusya da, "danışıklı dovüş" nitelindeki bir kararla, bu bağımsızlıkları tanıdığını açıklamıştı. Böylece iki bölge fiilen Rusya'nın etki alanına girmişti. AB'nin Gürcistan'a tam üyelik için "adaylık" statüsü verdiği günlerde, Rusya da Karadeniz'in en doğusunda, Abhazya topraklarında bir deniz üssü açmanın ilk adımlarını attı. Bu üs, Rusya'nın Ukrayna'dan yine benzer bir yolla ayırdığı ve fiilen kontrolüne geçirdiği Kırım'daki limanın ardından, Karadeniz'deki ikinci askeri üs olacak.
* MOSKOVA'NIN ERMENİSTAN MESAJI - Rusya bununla da kalmadı; 2023'ün son günlerinde Moskova'nın gözünü bu kez Batı ile ilişkilerini giderek yakınlaştıran Ermenistan'a diktiğinin işaretleri gelmeye başladı. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Galuzin, ABD'nin Güney Kafkasya'da Rusya'ya karşı ‘ikinci bir cephe’ açmayı planladığını öne süren bir açıklama yaptı. Görünürde ABD'yi suçlayan bu açıklamanın diplomatik okuması tam tersi bir mesajı da beraberinde getiriyor; Belli ki Moskova yönetimi, Ermenistan'ın Batı ile yakınlaşmasının önünü kesmek için harekete geçmeye hazırlanıyor. Rusya'nın bu yönde atacağı olası adımlar, Kafkasya'da barış ve istikrar görmeyi uman Türkiye'nin yeni bir "ateş dalgasına" daha maruz kalmasına neden olabilir.
Kafkasya, önümüzdeki dönemde, öyle ya da böyle, Türkiye'nin en çok konuşacağı bölge olmaya aday.