2023’ün son günlerinde kollektif başarısızlığın reçetesi
Gökçenur ATAMAN
COP28, dünyanın 2015 yılında imzalanan dönüm noktası niteliğindeki iklim anlaşması olan Paris Anlaşması'ndaki ilerlemeyi değerlendirmek ve emisyonları önemli ölçüde azaltmak, yaşamları ve geçim kaynaklarını korumak, bir eylem planı çizmek için Devlet başkanları, bakanlar ve müzakereciler, iklim aktivistleri, belediye başkanları, sivil toplum temsilcileri ve CEO'lar iklim eylemiyle ilgili en büyük yıllık toplantı için 30 Kasım - 12 Aralık 2023 tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentinde bir araya geldi.
2023 ‘ü kapatırken dünyanın en fazla petrol üreten 10 ülkesinden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri’nde, devlet petrol şirketi ADNOC’un (Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi) başında bulunan Dr. Sultan Al Jaber başkanlığında yapılan konferansta anlaşma metni üzerinde uzlaşmaya varılsa da COP28 başarısız vaatlerin gölgesinde kaldı. Müzakereler boyunca basına yansıyan tartışmalar ve anlaşma metninin detayları, COP28’in fosil yakıt lobisi ile iklim hareketi arasında adeta bir savaş meydanı haline geldiğini gösteriyor. Nitekim uzmanlara göre iklim değişikliğiyle mücadele etmek için gereken adımları geciktirmeyi amaçlayan fosil yakıt lobisinin onlarca yıldır sürdürdüğü strateji, yeşil aklama faaliyetlerine ve kasıtlı biçimde dolaşıma sokulan yanlış bilgilere yaslanıyor. İlk defa zirvenin bir petrol şirketinin CEO’suna emanet edildiği görüldü. COP28 ‘in samimiyeti ve rasyonelliği sorgulandı. COP28 başlamadan önce BBC tarafından yayınlanan, sızdırılmış iç yazışmalara dayanan bir haberde BAE’nin, COP28’i petrol anlaşmaları yapmak için kullanmayı hedeflediği belirtildi. Centre for Climate Reporting’in (İklim Haberciliği Merkezi) ele geçirdiği, Al Jaber’in ekibi tarafından hazırlanan belgelerde, ADNOC’un çalışmak istediği 15 ülkenin petrol ve doğalgaz kaynaklarına dair konuşma notları bulundu.
Zirve başkanına yönelen güvensizlik ve eleştiriler, COP28’in tarihe bir “başarısızlık” olarak geçmemesi için iklim değişikliğinin temel meselesi olan fosil yakıt üretimine dokunmayan ancak kazanım hissi veren anlaşmalar yapıldı. ADNOC dahil 50 petrol ve doğalgaz şirketinin, karbondioksit emisyonlarını 2050’de “net sıfır” hedefine ulaştırmayı taahhüt eden anlaşması bunun bir örneği olarak gösteriliyor. Anlaşmadaki net sıfır taahhüdü, yalnızca operasyonel emisyonları kapsıyor. Oysa fosil yakıt şirketlerinin sebep olduğu emisyonların neredeyse yüzde 90’ı, ürünlerinin kullanılması aşamasında ortaya çıkıyor ve bu aşama, anlaşma kapsamında olmadığı görülüyor.2050’de “net sıfır” emisyon hedefine ve bu amaca ulaşmak için 2020’li yılların kilit önemde olduğuna vurgu yapıldı. Metinde tüm ülkelere, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitelerini üç kat, enerji verimliliğini ise iki kat artırmaları çağrısında bulunuldu. Öte yandan enerji dönüşümünde rol oynayabilecek yakıtlardan söz edilerek, yine bir fosil yakıt olan, doğalgaza göz kırpıldı.
AB, Dubai'deki iklim zirvesinin sonuç bildirgesine ilişkin güncel taslağı kömür, petrol ve doğalgazın aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasına dair hükümler içermediği gerekçesiyle reddetti. 21 sayfalık belgede bunun yerine yalnızca fosil yakıtların üretim ve tüketiminin azaltılmasından bahsediliyor. Çevre örgütleri ve iklim krizinden bilhassa etkilenen ülkeler hayal kırıklığıyla tepki gösterirken, Avrupa basını da metni eleştiriyor.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC, üyelerine gönderdiği bir mektupta bunu açıkça ifade ederek, fosil yakıtların terk edilmesi ya da aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasına ilişkin her türlü ifadeyi reddetmeleri çağrısı yaptı. OPEC, fosil yakıtlar üzerindeki baskı geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açacak bir noktaya ulaşabilir, uyarısında bulundu. Bu anlamda COP28 tek kelimeyle fiyaskoydu. On gün süren müzakerelerin ardından, ilerlemenin çıtası iyice düşürüldü ve umutlar Basra Körfezi’ne gömüldü. Sonuç bildirgesinin güncel hali yayınlandı. Ancak taraflar arasındaki mesafe hâlâ çok fazla. Belge oybirliğiyle kabul edilse de üzerinde daha çok müzakere edilmesi riski var. İki kelimenin etrafında dönüp duruluyor. Çünkü teknik terimlerle dolu yirmi bir sayfada, üzerine en çok tartışılan kavram bir anda yok olup gitmiş: Phase out, aşamalı olarak kullanımdan kaldırma anlamına geliyor ve fosil yakıtlara yani petrol, doğalgaz ve kömüre işaret ediyor. Bir ara Dubai Export City koridorlarında Birleşik Arap Emirlikleri Al Jaber’in artık nezaketi bırakacağı söylentileri dolaştı. Konferansın sona ermesine 24 saat kala attığı ‘tokat’ en başından planlanmış mıydı? Yoksa Suudilerin Emirlikler ’deki kuzenleri üzerinde kurduğu baskı sonucu mu gerçekleşti? Hala belirsizliğini koruyor. Riyad her koşulda başını İran, Irak, Rusya ve Kuveyt’in çektiği petrol üreticileri cephesini birleştirmeye çabalıyor. Elbette sadece Arabistan’daki değil, her yerdeki petrol kaynaklarının sömürülmesinden gelen güç ve zenginliğin ısrarla savunulması söz konusu. Dünyanın en önemli iklim zirvesinin her otuz katılımcısından birinin fosil yakıt endüstrisiyle bağlantılı olması normal görülmemeli ya da adına iklim zirvesi denilmemeli.
Al Jaber’in başkanlığının pratikte ne gibi ciddi sorunlara yol açabileceği ve neden aranan müttefik olamayacağı, COP 28 ‘in sonuçlarıyla birlikte netlik kazandı. Kesin olan bir şey var ki: COP28 kollektif başarısızlığın reçetesi olmuştur. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen fosil yakıtlardan (petrol, doğal gaz ve kömür) zaman içinde uzaklaşılmasını, yeni ve yenilenebilir enerjilerin artırılmasını, kömürlü termik santrallerin azaltılmasını, yeni ve temiz enerji teknolojilerine adil bir geçişi, fosil yakıt ve fosil yakıt temelli enerji sistemlerine olan sübvansiyonların kaldırılmasını vb. isteyen ama taraflara yasal bir yükümlülük yüklemeyen BMİDÇS kapsamında iklim değişikliğine ilişkin ‘İlk Durum Değerlendirmesi’ kararı var. BMİDÇS’nin amaç, ilke ve hedefleri, hem de Paris Antlaşması’nın küresel sera gazı salımlarını 2030’a kadar en az %45 azaltma ve küresel ısınmayı 1.5-2 derecede sınırlama vb. ana hedeflerine ulaşma açısından yeterli değildir. Küresel sıralamada COP29’un bir Avrupa ülkesinde yapılması söz konusuydu. Ancak Rusya’nın COP29 iklim müzakerelerinin bir AB ülkesinde düzenlenmesine karşı çıkması, ülkeleri alternatif bulma çabasına soktu. 2024 ‘te COP’un yine bir petrol ülkesi olan Azerbaycan’da yapılması kararlaştırıldı. 2024 ‘te şeffaflığın arttırılmasına ve dünya çapında iklim eylemini ve yeşil enerjiyi finanse etme sözünün yerine getirilmesine ihtiyaç var.