2022’yi konuşurken en çok hangi kelimeyi tercih etmek zorunda kalmıştınız?
Kendi adıma “oynaklık” kelimesinden uzaklaşmak mümkün olmadı. 2023’ün başlangıcını verdik. Farklı bir noktada mıyız? Son 1 hafta “hayır” diyor.
Geride bıraktığımız yıl oldukça zordu. Stresin yönetimi, pozisyonların sürekli gözden geçirilmesi, anlattıklarınızın üzerinden bir kez daha ve bir kez daha ve elbette bir kez daha geçmek zorunda kalınması gerçekten yıpratıcıydı. Son 40 yılın zirvesindeki enflasyona gösterilen para politikası tepkisinin koordine biçimde gerçekleşmesi fiyatlamalar açısından da koşulların elverişli olmaktan uzaklaşmasına zemin hazırladı. Son 2-3 yazıda yavaş yavaş 2023’ün kapısını aralamıştık. Fazla detaya girmeme hakkımı son kez kullanmak niyetindeyim. Strateji Raporumuz ile birlikte başlıkların üzerinden uzun uzun geçmek daha doğru olacaktır.
Fiyatlamalara odaklanalım. Yılın ilk işlem haftası genelde eksiktir. Biraz tatil etkisi, biraz kimin ne yapacağını bilmemesi, biraz da yeni pozisyonlar için ürkek davranma fikri çoğunlukla canlıdır. Öyle de oldu. Tek bir farkla: bu kez oynaklık içeride dışarıya kıyasla daha yüksek seyretti. Yerel varlıkların fiyatlamaları 2023 başlangıcında volatilite açısından 2022’yi aratmadı. Henüz burada bir kayıp konuşmuyoruz. Diğer yandan ise globalden ciddi anlamda ayrıştığımız, sinirlerin yine, yeni, yeniden test edildiği günler takip edildi.
Geride kalan haftada S&P 500 endeksi %1’in üzerindeki değer kazancı ile 5 hafta sonra ilk kez artı kapanış yapmayı başardı. Performans olarak da Kasım’ın son döneminden bu yana en iyi pozisyonda karşımıza çıktı. ABD hariç küresel hisse senetleri sepeti de %2 yükseldi; 5 hafta sonra artıya dönme eğilimine o da katıldı. Gelişmekte olan ülkeler sınıfındaki prim daha belirgindi; %3’ün hemen üzerindeki yükseliş gelişmekte olan-gelişmiş ülkeler arasındaki fotoğrafın sanki 2023 için nasıl şekilleneceğine dair ilk sinyaller verir gibiydi. Ne dersiniz; sıkılaşma döngüsüne önden giren GOÜ sınıfı çıkışı da aynı şekilde yapabilir mi? Başarabilir mi? Buna piyasa işlemcileri inanırsa fiyatlamalar değişir mi? 2023’ü konuşurken bu senaryoyu sıklıkla hatırlayacağımıza dair düşüncemi masanın bir kenarına bırakıyorum.
BIST cephesinde hafta ortasında stresin yükseldiği, yatırımcının maalesef önemli bir kesiminde güvenin kırıldığı işlemlere tanıklık ettik. Haftanın sonunda nette bir önceki 5 işgününe kıyasla performans %3’ün üzerinde değer kaybını işaret ederken, bankacılık ve sanayi kesimindeki hisselerin eşzamanlı değer kaybettiğini görüyoruz. Bankacılıktaki hasar daha büyük, %-6.- BIST’in ivme kaybını takvimsel olarak açıklamak gerekirse; konuştuğumuz döngüde 10 hafta sonra ilk kez eksi performanstayız.
2022, Türk varlıkları içerisinde hisse senetleri açısından son 20 yılın en iyi performansı olarak tarihe geçti. Farklı birçok gerekçeyi sık sık konuştuğumuzdan tekrar üzerinden geçmek vakit kaybından başka bir şey değil. Önemli olan, bu gibi sıkıntılı süreçlerde bizi bu noktaya getiren koşulların değişip değişmediği başlığına odaklanmaya çalışmak. Zira başka türlü davranmak doğru ve sağlıklı değil. Koşulların ve koşullarınızın değişmediğini düşünüyorsanız alternatifsizlik teması üzerinden ilerlemeye devam edebilirsiniz. Tek bir farkla; hiçbir varlık grubunda sonsuza dek yükseliş ve düşüşlerin gerçekleşmeyeceği bilincinden uzaklaşmadan. Doğrudur, seçim süreçleri dünyanın her noktasında fiyatlamalar açısından belirsizlik unsurudur. Öte yandan her seçim süreci kendi içerisinde farklı alternatifl eri de fiyatlama cephesinde taşıması ile bilinir. Dün taşıdığınız 10 hisse senedi, 5 yatırım fonunu (rakamlar rastgele seçildi) seçime yaklaştığınızda hiç taşımak istemeyebilirsiniz. Rasyonel yatırımcı davranışıdır. Kimse bir şey diyemez. Ya da daha az bir sayı ile süreç içerisinde yer almak isteyebilirsiniz. Bu da rasyoneldir. Son olarak, farklı sektör-şirketler üzerinden pozisyon alabilirsiniz. Yine bu da rasyoneldir. Sonlandırdığımız yılın hiçbir şey öğretmese zihnimize kazıması gerektiği tek şey doğru inandığınız hikayede pozisyonunuzu korumak olduğu gerçeğini hiç unutmamakta fayda var. Farklı birçok risk sürecinde panik satışlarının ne denli derin portföy kayıplarına neden olduğu gerçeği ile karşılaşıldı. Elbette bu, hiçbir pozisyonun sonsuza dek sürdürülmesi sonucuna işaret etmiyor. Orta vadede hikayesi olan her pozisyon bu gibi panik ortamlarında stresin yönetilmesine katkı sağlıyor. Alışmadıysak ya da henüz öğrenmekte inat ediyorsak elimizi çabuk tutmaktan zarar gelmez. 2023, global ve yerel anlamda belirsizlik temalarının farklı başlıklar üzerinden devamına işaret ediyor.