2022’nin dalgalı denizinde, birbirimizi güvenle destekleyerek yol alacağız
Pandeminin ardından iş dünyasının en önemli gündem maddelerinden biri olan tedarikte 2022’de de bizi dalgalı bir denizin beklediğini belirten Zer Genel Müdürü Mehmet Apak, “Bu zorlu dönemi müşterilerimiz ve tedarikçilerimiz için 'daha esnek daha dayanıklı' hale getiriyoruz. Birbirimizi güvenle destekleyerek yol alacağız” dedi.
Birçok farklı sektöre dokunan Türkiye'nin öncü satın alma ve tedarik zinciri yönetimi şirketi Zer ile her yıl olduğu gibi yılı kapatırken, gelecek dönemi değerlendirmek üzere bir araya geldik. Önümüzdeki dönemi “Hedefimiz ortak, sorumluluğumuz ortak” şeklinde tanımlayan Zer AŞ Genel Müdürü Mehmet Apak, “Aslında hepimizin hayali benzer, bir an önce bu zor dönemi ayakta kalarak atlatmak. İşte bu nedenle sorumluluğumuz da ortak diyoruz. Zaten Zer ekosistemi de hayalimiz benzer, sorumluluğumuz ortak diyenlerle büyüyor” dedi. Apak, “Zer olarak müşterilerimizin ve tedarikçilerimizin esnek ve dayanıklı bir şekilde, hedefl erine ulaşmasına destek olmayı amaçlıyoruz. 2022’nin dalgalı denizinde, birbirimizi güvenle destekleyerek yol alacağız” şeklinde konuştu. Koç Topluluğu şirketlerinden Zer AŞ’nin Genel Müdürü Mehmet Apak, DÜNYA’ya 2021 yılını değerlendirerek, 2022 hedefl erini anlattı. Apak, “Dünya ekonomisi belirsizliklerle dolu zorlu bir dönemden geçiyor. Avrupa ve dünyada yeniden artışa geçen vakalar bu zor dönemin devam edeceğini gösteriyor. Pandeminin yeni varyantlar ile 2022’de de hayatımızda olacağı şimdiden belli. 2022’nin her anlamda 2021’in devamı niteliğinde olacağını öngörüyoruz” diye konuştu.
ÖNCELİK BELİRSİZLİĞE KARŞI HAZIRLIK VE DONANIM…
Giderek daha öngörülemez ve zorlayıcı hale gelen, önceliklerin her gün değiştiği, riskleri yönetmenin zorlaştığı, uyumlanma ve adapte olma ihtiyacının yüksek olduğu bir dönemden geçildiğine işaret eden Apak, “Bu dönemde şirketlerin en önemli önceliği her tür belirsizliğe karşı kendilerini hazırlıklı ve donanımlı hale getirmek. Satın alma ve tedarik zinciri yönetimi; şirketlerin maliyetlerini ve risklerini etkin görebilmeleri için hayati bir ihtiyaç” dedi. “Biz Türkiye’nin lider satın alma ve tedarik zinciri yönetimi şirketiyiz. Sorumluluğumuzu biliyoruz. Bu hayati ihtiyacın adresi; Zer” diyerek şunları söyledi: “Güvenilir bir liman işlevi görüyoruz. Tedarikçilerimizle maliyet yönetiminden stratejiye kadar işlerini iyi yapmaları yönünde iletişim halindeyiz. Müşterilerimizin işleri sekteye uğramasın diye onlarla çok yakın çalışıyoruz. Müşteri ile tedarikçi arasında güvenli bir köprüyüz… Birbiriyle iş birlikteliğiyle bağlantıda olan güçlü bir ekosistemin merkezindeyiz ve bu ekosistemi büyütmek istiyoruz. Aslında hepimizin hayali benzer, bir an önce bu zor dönemi ayakta kalarak atlatmak. İşte bu nedenle sorumluluğumuz da ortak diyoruz. Zaten Zer ekosistemi de hayalimiz benzer, sorumluluğumuz ortak diyenlerle büyüyor.”
2021’DE EKOSİSTEMİNİ YÜZDE 63 BÜYÜTTÜ
Rakamların da Zer’in bu konumunu desteklediğini belirten Apak, “2021’de, Zer olarak hitap ettiğimiz ekosistemi yüzde 63 gibi rekor bir oranda büyüttük. 2021’de aktif tedarikçi sayımızı bin 295’e yükselttik. Bin 325 müşterimize 108 kategoride satın alma ve tedarik zinciri yönetimi hizmeti sunduk. Bu yıl da güvenli ekosistemimizi aynı istikamet ve kararlılıkla büyüteceğiz. Tedarik zinciri ve satın alma yönetiminde önemli zorlukların yaşandığı 2021’de müşterilerimize alternatif taşıma seçenekleri sunduk. Yükselen maliyetler karşısında öngörülemez yükler altında kalan tedarikçilerimizin sözleşmelerini yeniledik. Bir taraftan da 50 farklı sektörden 200 yeni tedarikçiyi ekosistemimize dahil ettik” dedi.
"LOJİSTİK ODAKLI SORUNLARI
Pandemiyle birlikte tedarik zinciri ve satın alma yönetimi sektöründe de dinamiklerin değiştiğinin altını çizen Apak, “2021, 2020’ye göre daha planlı geçse de özellikle lojistik hizmeti merkezli sorunları aşmak için ciddi mesai harcadık. Sorunlar hala da bitmiş değil. Tır ve TIR şoförü açığından artan navlun ve konteyner fiyatlarına, artan yakıt fiyatları ve kur etkilerine, her yeni varyantın sebep olduğu kısıtlamaların, kapanmaların arz-talep dengesinde yarattığı türbülanslara kadar pek çok olumsuzlukla tedarikçilerimizle güç birliği yaparak baş etmek zorunda kaldık. Lojistikte optimum maliyetlere ulaşmak için yurt içinde gidiş-dönüş, yurt dışı taşımalarda ise ithalat- ihracat yük dengelerinin sağlanması çok önemli. Taşınacak yüklerin istenen zamanda yerlerine ulaşması için ekipman ve araç eksiği olmamalı. Bunlardan birinin dahi dengesi bozulduğunda hem transit süreler etkileniyor hem fiyat dengeleri bozuluyor. Yaşadığımız tam olarak
"KADIN ŞOFÖRLERİN SAYISI ARTIRILMALI"
Türkiye’de pandemi nedeniyle şoförlük mesleğinden çıkışlar olduğunu da anımsatan Mehmet Apak, “Ayrıca bazı şoförler de e-ticarete kaydı. Ulaştırma Bakanlığımız çözüme destek olmak için şoförlükte yaş sınırını 66’dan 69’a çıkardı. Bu bir ihtiyaç. Bu noktada daha eşitlikçi, daha çeşitlilik odaklı bir bakışla kadın şoförlerin sayısının artması için de çalışmalı, bu alanda kadın istihdamını özendirmeli ve desteklemeliyiz” dedi.
MULTIMODAL İLE ENFLASYON BASKISINI FRENLİYOR
Son iki yıldır küresel ve yerel ölçekte yaşanan arz-talep dengesindeki bozulmanın en önemli sonucunun enfl asyonist ortam olduğunu belirten Apak, “Fiyat artışlarını dengeleyebilmek için yurt içinde ve yurt dışında alternatif tedarikçileri devreye alıyoruz. Yine lojistikte müşterilerimize farklı taşıma modları öneriyoruz. Taşıma işlemlerini maliyeti çok artan denizyolundan demiryoluna ve karayoluna yönlendiriyoruz. Multimodal taşıma çözümleriyle enfl asyon baskısını frenlemeye çalışıyoruz. Her bir taşıma modu için karşılaştırmalı maliyet ve taşıma süresi analizleri yapıyoruz, bu analizlerin sonuçlarına göre hangi seçenek daha uygun maliyetli ve hızlı ise o modu seçiyoruz. Bu süreçleri lojistik platformumuz Loji-Portal’in teknolojisi ile de destekliyoruz” şeklinde konuştu. Apak, bu yılın da lojistik dalgalanmalar açısından geçen yıla benzeyeceğini ve tedbirlerini aldıklarını söyledi.
"SÖZLEŞMELERİ İPTAL ETMEK YERİNE YENİDEN FİYAT ÇALIŞMASI YAPTIK"
“Dövizdeki artış, hammadde fiyatlarında ortaya çıkan yüzde 200’e varan artışlar, talepteki dengesizlik, bulunurluk sorunları tedarikçilerimizin sözleşmede verdikleri fiyatla, anlaşma şartları ile yaşam alanlarını kısıtladı. Bu nedenle son dönemde bütün sözleşmelerimizi yeniden ele aldık” diyen Mehmet Apak, şunları kaydetti: “Sözleşmeleri iptal etmek, yeni tedarikçi aramak yerine tedarikçimizin yanında olarak, faaliyet gösterdiğimiz her sektör için artışın kaynağına indik ve yeniden fiyatlama çalışmaları yaptık. Mesela hammaddenin fiyat içindeki toplam maliyetine kadar indik, nasıl bir artış yaşanmış, tedarikçimiz ne yaşıyor, önümüzdeki dönem nasıl ilerleyecek… Tüm bunlara baktık. Adil ve şeff af bir şekilde incelediğimiz tüm süreçler sonucunda, müşterimize objektif resim sunma imkanı bulduk. Böylece tedarikçimizin zorlandığı noktaları resmederken müşterimizin de doğru fiyatlamaya ulaşmasını sağladık” diye konuştu. “Enfl asyonist ortam ihalelerin de dengesiyle oynuyor” diyen Apak, “Gerçeğin çok uzağında teklifl ere geçit vermiyoruz” şeklinde konuştu.
"ÇOK SAYIDA YEREL TEDARİKÇİNİN OYUNA GİRMESİNİ SAĞLADIK"
Pandemiden alınan derslerden birinin de yerel tedarikçilerin önemi olduğuna değinen Apak, “Çin, tedarik sektöründe adeta ikonik bir güce sahipti” diyerek, şunları kaydetti: “Buradan gelen akışın kesintiye uğramasıyla, ülkemizdeki pek çok yerli üreticiye fırsat doğdu. Paradigma değişti. Pandemiye kadar sadece en uygun fiyatlıyı düşünenler, pandemiyle işin sürekliliğinin de hesaba katılması gerektiğini fark ettiler. Zer olarak, bunun yerli tedarikçimiz için bir fırsata dönüşmesini destekleyecek aksiyonlar aldık. Çok sayıda yerli tedarikçinin hızla oyuna girmesini sağladık. Yereli güçlü tutarken de kendimizi globalden de koparmadık.”
VEHBİ KOÇ’UN “ÜLKEM VARSA BEN DE VARIM” SÖZÜNDE OLDUĞU GİBİ BİR BÜTÜNÜN PARÇASIYIZ
Mehmet Apak, “Türkiye’de özel sektörün zorluklarla mücadele kapasitesinin ne kadar yüksek olduğu hepimizin bildiği bir gerçek. İş dünyasındaki tüm aktörlerin birbirini desteklemesi çok önemli. Bu da ancak güvenle olur” diyerek şunları kaydetti: “Bugünün iş dünyasında çok geçerli olan sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm kavramlarının yerleşmesi için dahi en önemli temel kriter; birbirine güven. İçinden geçtiğimiz bu zor dönemi; ben değil, biz diyerek; ortak hayaller için birbirimize güvenerek atlatabileceğiz. Tıpkı, Koç Holding’in kurucusu merhum Vehbi Koç’un, ‘Ülkem varsa ben de varım’ sözünde olduğu gibi büyük resimde, aynı bütünün parçası olduğumuzu unutmadan, egolardan arınarak, ortak faydayı düşünerek iş yapmalıyız.”
ÇALIŞANLARIN İŞ FİKİRLERİ ‘PANZER’ OLDU
Mehmet Apak, sektördeki en önemli meselelerden birinin yetişmiş insan gücünü ülkede tutmak olduğunu kaydediyor. “Her çalışanımızın eğitim planını bizzat takip ediyorum” diyen Apak, şöyle devam ediyor: “Öte yandan kurumiçi girişimciliği destekliyoruz. 2020’de hayata geçirdiğimiz bir nevi yatırım kurulu işlevi gören PanZer projemizle çalışanlarımızın geliştirdiği fikirlere destek ve sponsorluk sağlıyoruz. Takip ettiğimiz 11 projemiz var. Son olarak TAMPF ile önemli bir ortak satın alma iş birliği yaptık, bu proje PanZer’den çıktı.”
YANGINLAR SIRASINDA EN HIZLI TEDARİK…
Zer’in Stevie Ödüllü ‘Hayalimiz Benzer İş Birliği Programı’nın da temelini oluşturan BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 12. Maddesi “Sorumlu Üretim ve Sorumlu Tüketim”i iş modellerine uyumlu hale getirdiklerine işaret ediyor Apak, “Bu bir seçim değil, mecburiyet! Yazın hepimizi çok üzen yangınlar sırasında güçlü kaslarımızla AFAD'a en hızlı desteği vermeye çalıştık. Jeneratörden yangın elbisesine, koruyucu ekipmanlara kadar her türlü acil ihtiyacı en uygun fiyattan tedarik ettik. Uzmanlığımızla toplumsal bir yarayı sarmak için en üst seviyede alarma geçtik” diyor.
PROMENA’YA YURTDIŞINDAN GELEN TALEPLERİN ORANI YÜZDE 52
Mehmet Apak, Zer’in dijital platformlarından Promena ile globalde hızlandıklarını da belirtiyor. “Promena, 2019’da dünyadaki en iyi satın alma şirketlerini listeleyen Spendmatters Solutionmap Raporu’na girmişti. 2021’de listede yükselerek ‘Değer Lideri’ statüsü aldı. Dünya çapında dijital çözümleri değerlendiren ISG Lens, Capgemini, Capterra, Sourceforge gibi listelerde de global markalar ile aynı grupta. Global ölçekteki listelerdeki bu yükseliş iş sonuçlarımıza da yansıdı. Promena’da son dönemde yurt dışından gelen taleplerin oranı yüzde 52’ye çıktı” şeklinde bilgiler veren Apak, “e-satınalma, teklif toplama, e-ihale, tedarikçi yönetimi çözümleri sunan Promena’nın sisteminde 13 farklı dil seçeneği var. Tedarikçilerinin yüzde 25’i yurt dışı kökenli ve global tedarikçi havuzumuzda 50 binden fazla tedarikçi yer alıyor. Promena üzerinden Rusya’dan Amerika’ya, Avustralya’dan Azerbaycan’a, Almanya’ya birçok ülkeden tedarikçi teklif girebiliyor” bilgilerini verdi.
İNGİLTERE'DE İŞ BİRLİĞİ, HONG KONG’DA ÇALIŞMA
Geçen yıl yeni coğrafyalarda da Promena ile distribütör ağlarını oluşturduklarını söyleyen Apak, “Bu sene ilk defa, uzun süredir takip ettiğimiz Güney Amerika pazarı için Arjantin’de distribütör ile çalışmaya başladık. İngiltere’de de yine bir iş birliğine imza attık. En büyük artışı APAC bölgesinde gördük ve Hindistan’da yoğun rekabete rağmen çalışmaya başladığımız müşterilerimiz oldu. Şimdi Hong Kong bölgesinde de önemli bir projenin ön çalışmalarını yürütüyoruz. Tüm dünyada dijital platformlara talep artıyor. Biz de bu rüzgârı iyi değerlendirmek istiyoruz” dedi.
5 KITADA, 15 ÜLKEDE STRATEJİK PARTNERLER…
Zer’in en önemli hedefl erinden birinin yurt dışında yayılım ve büyüme olduğunu kaydeden Apak, “2021 satın alma hizmetlerimizi arzu ettiğimiz etkide yurt dışına açma yolunda milat oldu. Globalde büyüme hedefimiz doğrultusunda, gidilecek ülkede yerel güçlü partnerlar seçme stratejisi izliyoruz. 2021’de çok kısa bir sürede 5 kıtada 15 ülkede geniş bir stratejik partner yapısına ulaştık. ABD, Kanada, Meksika, Arjantin, İngiltere, Hırvatistan, Hollanda, İspanya, Bulgaristan, Romanya, Rusya, İsviçre, Hindistan, Hong Kong ve Nijerya’daki iş ortaklarımız sayesinde 15 ülkeden 16 müşteriye deniz, hava ve karayolu lojistik hizmeti, pazara giriş danışmanlığı ve hurda satışı gibi hizmetler sunduk” diye konuştu.
TEDARİKÇİLERİMİZLE ‘YEŞİL MUTABAKAT’A HAZIRLANIYORUZ
Türkiye’nin Yeşil Mutabakat’a hızla hazırlanması gerektiğine dikkat çeken Apak, şunları söylüyor: “Bu dönüşüme destek olmak ve tedarikçilerimizle birlikte Yeşil Mutabakat’a hazırlanmak önemli bir gündemimiz. Örneğin sınırda karbon vergisi nedeniyle lojistik satın alma hizmetlerinde süreçleri gözden geçiriyoruz. Yaptırımlara maruz kalmamak ve maliyetleri artırmamak için yeni projeler geliştirmek istiyoruz. Bir yandan da Koç Holding’in başlattığı Karbon Dönüşüm Programı ile Topluluk Şirketleri’ne verdiğimiz endirekt malzeme, lojistik, endüstriyel atık yönetimi hizmeti ve hurda satışları kapsamında Yeşil Mutabakat’a uyumlu aksiyonlar almak için çalışıyoruz.”