2022’nin 3 bilinmezi: Enflasyon, faiz ve COVID
Gelecek yıla dair gerçekçi iş planları yapabilmek için çok sayıda faktörü ve bilinmezi öngörmek gerekir ama 2022’de küresel ekonomiye başlıca üç gelişme damgasını vuracak: Pandemi, enflasyon ve faiz.
- Pandemi kaynaklı daralma beklenmiyor
Son iki yılda olduğu gibi 2022’nin de ana sorusu pandeminin nasıl seyredeceğidir. Birçok firma ve yatırımcı SARS-CoV-2 virüsünün 2022’den itibaren pandemi durumundan endemiye dönüşeceği fikrini satın almaya başladı. Ama virüsün daha sınırlı bir çevrede dolaşımda olduğu endemiye dönüşünceye kadar, özellikle yılın ilk yarısında, etkisini fazlasıyla hissettirecektir. Aşılamanın yanı sıra yeni ilaçların lisans alması ve Omicron’un önceki varyantlara göre daha hafif seyrettiği yolundaki “inanç” pandemiye bakışı değiştirdi, yıla dair bir iyimserlik yarattı. Gerçi geçen yıl bu zamanlar yapılan öngörüler de pandeminin 2021’de sona ereceği tahminlerine dayandırılmılıyordu, ama tahminler tutmadı. Kısacası, 2022’de ekonomilerde pandemi kaynaklı bir daralma beklenmiyor.
- Merkez bankaları faiz artırıyor
“Pandemi kaynaklı” bir daralma söz konusu olmayabilir ama bu küresel ekonominin güle oynaya büyüyeceği şeklinde yorumlanmamalı. Çünkü ortada en az COVID virüsü kadar bulaşıcı ve yıpratıcı olan bir de faiz artırım belirsizliği var. Fed piyasalara verdiği parayı bu yıl kademeli olarak azaltmaya başladı. 2022’de ise bu hamlesine bir başka hamleyi, yani faiz artırımını, eklemesi bekleniyor. Tahminler gelecek yıl Fed’in en az iki artırım yapacağı yönünde. Geçmiş Fed faiz artırımları da gösteriyor ki; ne zaman Fed faiz artırsa küresel ekonomi bunun sıkıntısını değişik kanallardan hissediyor. Bu sıkıntı özellikle bizim gibi dış finansman ihtiyacı yüksek olan gelişmekte olan piyasa (EM) ekonomilerinde daha şiddetli hissedilebiliyor.
2022 sadece Fed’in değil birçok merkez bankasının da faiz artıracağı bir yıl olacak. Küresel çapta faiz artırımları finansal koşulların sıkılaşması ve borçlanma maliyetlerinin artması anlamına geliyor. Özellikle Türkiye gibi yatırım altı kategoride kredi notlarına sahip ve CDS risk primi yüksek olan ekonomileri zorlayacak bir gelişme bu. Bizim faiz indirdiğimiz bir ortamda özellikle diğer gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin faiz artırması onlarla aramızda olan faiz makasının kapanması anlamına geliyor. Bu da yüksek getiri arayışındaki yabancı fon sahipleri açısından Türkiye cazibesinin azalması demek. Aynı havuzdan fon çekmeye çalıştığımız bu ülkelerin faiz artırımı onlara fon yarışında avantaj kazandırabilir.
- Enflasyon hız kesebilir
Küresel faiz artırımlarının arkasındaki ana hikaye küresel enflasyonda 2021’de yaşanan güçlü artıştı. Bu yıl enflasyon birçok ekonomide tahminlerin ötesinde arttı, hesapları karıştırdı. Özellikle ABD’de tarihsel zirveler görüldü. Gelecek yıl bu yıl kadar kötü olmayabilir. Enflasyonu bu yıl “kontrolden çıkaran” bazı faktörler 2022’de devre dışı kalabilir. Özellikle tedarik zincirlerinde bu yıl aksaklığa neden olan etkenlerin bazıları şiddetini 2022’de kaybedebilir. Emtia fiyat artışları ivmesini yitirebilir. Faiz artırımlarının da etkisiyle 2022 gelişmiş ve gelişmekte olan bazı ekonomilerde enflasyonun önce zirveleri görüp; ardından hissedilir şekilde yumuşadığı bir yıl olabilir. Türkiye enflasyon konusunda diğer ekonomilerden ayrışıyor. Yüksek enflasyonun arkasında küresel faktörlerin yanı sıra ülke ekonomisine özgü koşullar ve bazı kritik politika tercihleri de var. Ancak küresel enflasyonun yumuşayacak olması en azında ithal enflasyon kanalıyla gelen baskıyı hafifletecektir.
Sonuçta; bu soruların cevaplarına bağlı olarak ev ödevini yapmış ekonomiler için 2022 küresel çapta faiz artırımlarına rağmen makul büyümenin sürdüğü ve enflasyonun gerilediği bir yıl olabilir. Ödevini yapamamış kırılgan ekonomileri ise dış finansman koşullarının sıkılaştığı ve para birimleri üzerinde baskının devam ettiği inişli çıkışlı bir yıl bekliyor. Yıla dair detaylı tahminleri ise 2022’nin ilk yazılarına bırakalım…