2020 yılına siyaset damga vuracak
Bugün 2020 yılının ilk günü…
Köşemize ve işimize uygun olarak ekonomi üzerine yazmak istiyoruz. Hatta umutlardan ufuklardan bahsetmeyi arzuluyoruz.
Fakat günün başlangıcı ve hatta anlamı açısından bugün itibarıyla farklı insan manzaraları ile karşı karşıyayız.
Kimileri dün geceden kalmış, kafası sepet gibi ağır.
Kimileri dün gecenin dans şampiyonu gibi keyifli fakat tepinmekten ötürü yorgun.
Kimileri yurt dışında farklı mekanlara yelken açmış kaşif gibi heyecanlı.
Kimileri de üzerine gelen ekonomik sorunların altında kalmış savaşçı gibi mağlup.
Kısacası dünyanın farklı noktalarındaki insanlardan dünyası farklı insanlara kadar çok değişik bir manzara…
Bu karmaşık manzara sanki daha yoğun bir sis gibi üzerimize çökmüş durumda.
Böyle bir ekosistem içerisinde ekonomiye bakış da doğal olarak net olamıyor.
2020 yılı ekonomik politikaların uygulandığı ya da ekonomiye fokuslanmanın yoğunlaştığı yıl olmayacak gibi. Bir başka ifadeyle 2020 yılına ekonomi damga vuracak gibi değil.
Daha çok iç ve dış siyaset ile dış dünyadaki gelişmeler öne çıkacak. Bunu diliyor değiliz; kaldı ki müneccim olmaya da gerek yok, her şey ortada görünüyor.
Dış politikaya bakalım.
- Başımızda Suriye gibi müzmin ve giderek açmaza giren bir sorun ve Suriyeli gibi açıkçası istenmeyen misafir yığını yok mu? ABD ve Rusya arasında kaldığımız ve bölgenin diğer ülkelerinden koptuğumuz bir durum yok mu?
- Suriye’den de önemli olan bir Irak sorunu ile karşı karşıya değil miyiz? ABD’nin oynak politikası karşısında ne yapacağımızı biliyor muyuz?
- ABD’den bahsederken Rusya’dan aldığımız ve ilgili yerlere yerleştirmeye başladığımız S-400 füzeleri sorununu göz ardı etmek mümkün mü?
- NATO’nun iki büyük gücü olan ABD ile Rusya arasında Amerika ile yaşadığımız F35 füze sıkıntısı yok mu?
- Ermeni yasa tasarılarını Kongre’den geçiren ve hassasiyetimizi depreştiren ABD değil mi?
- Halk Bankası soruşturması, siyasilerin mal varlığının dondurulması gibi sorunları ikide bir ısıtıp önümüze getiren ABD ile stratejik işbirliğinden bahsetmemiz mümkün mü?
- Doğu Akdeniz’de petrol arama ve sondaj çalışmalarında Kıbrıs’ın güneyi ve Yunanistan ile papaz olmadık mı?
- Birden bire gündeme gelen Libya yönetimi ile yaptığımız münhasır ekonomik bölge anlaşması özellikle Avrupa’da tedirginlik yaratmadı mı?
- Aynı şekilde durup dururken Libya’ya asker gönderme teskeresinin gündeme gelmesi şimdilik iç politikayı karıştırmadı mı?
- Uğrunda yarım asrı geçen süreden beri çaba sarf ettiğimiz AB ile ilişkileri unutmadık mı? Ya da karşı blok tarafından zımnen dondurulmadı mı?
İç politikaya da bir bakalım.
- Geçmişte Erbakan ile özdeşleşen Saadet Partisi içerisinden çıkan AK Parti’nin içinden şimdi de yeni partiler çıkmıyor mu?
- Ahmet Davutoğlu dip dalga yaratabilmeyi hedeflediği teşkilat ağırlıklı yapılanmasıyla resmi olarak Gelecek Partisi’ni kurmadı mı?
- Ekonomi çevrelerinden ve özellikle de dış dünyadan desteği inkar edilmeyecek olan Ali Babacan ve arkasındaki güç olan Abdullah Gül tarafından bu ayın içerisinde parti kurulmuyor mu?
- Güneydoğu’da ve büyük kentlerde ağırlığı olan bir partinin üst yönetimlerine yapılan operasyonlar ile kayyum atamaları rahatsızlık yaratmıyor mu?
- Son seçimle ortaya çıkan siyasal partilerin ittifakının ezber bozduğu ve siyasetin sosyolojisini alt üst ettiği gerçeği karşısında bundan sonrası için her türlü oynaşma ve saflaşma ihtimalleri doğmadı mı?
- “Kanal İstanbul” projesinin çok ciddi travma yarattığı ve inatlaşma ile ülkeye çok büyük zararlar getireceği açık değil mi?
- Bu kadar büyük sıkıntı ve gaz birikmesi karşısında “devrin otomobili” ile hafif tatlı sos verilerek bazen gündem değiştirilmiyor mu?
- Muhalefetin yakından takip ettiği ve sürekli olarak kaşıdığı gazilerin biriken paralarının nereye gittiği, tank fabrikasının Katar’a devredilerek milli savunma sistemimizin tehdit altında olduğu, EYT’lilerin sorununun niçin çözülmediği, bazı kamu çalışanlarının 3600 gösterge taleplerinin neden karşılanmadığı gibi muhteşem (!) siyaset malzemesi konular gündemde tutulmuyor mu?
- Tepe yönetimde ve kabinede değişiklik konusunun unutturulduğu mu zannediliyor?
Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız ve bir kısmını da yer kısıtı nedeniyle dikkate alamadığımız iç ve dış sorunlar yanında içeriden ve dışarıdan daha hangi yeni sıkıntıların da geleceğini bilemiyoruz.
Böyle bir tablo karşısında 2020 yılının ekonomiye yönelik bütünleşik politikaların oluşturulduğu ve kararlılıkla uygulandığı bir yıl olacağını söyleyemiyoruz.
Bu nedenle 2020 yılına iç ve dış siyaset damga vuracak diyoruz. İnşallah yanılırız diyelim.