2.0: Bağımsız, şeffaf, iletişimci, piyasa dostu
Merkez Bankası’nın böyle olması gerekiyor mu? Evet… Olabilir mi? Pekâlâ olabilir. En azından Guvernör Naci Ağbal’ın beyanı bu yönde… Zaten “paydaşları ikna etme” zorunluluğu, bunu gerektiriyor. İknanın ön şartı zaten bağımsız, şeffaf, güçlü iletişim ve piyasa dostu olmaktır.
Ağbal’ın enflasyonla mücadele kararlılığı, dikkat çekici… Nitekim Merkez’in kuruluş yasası bunu emrediyor. Yetmiyor, “fiyat istikrarı sağlama” önceliğiyle çelişmemesi halinde kalkınmaya destek vermesi de bekleniyor. Ağbal’ın daha önce maliyenin patronu olmasını avantaj olarak görüyorum.
Söz konusu enflasyonla mücadele ise biliriz ki Merkez, tek başına yetmez… Kendisine “araç bağımsızlığı” konusunda güçlü destek verilmiş olabilir fakat maliye ve hazine politikaları için de bu bağımsızlık şart. Sonuçta Maliye ve Hazine’nin elindeki araçlar, son derece hayatidir ve kullanılmalılar.
Peki, enflasyonla mücadelede Ağbal’a tanınan bağımsızlık, Bakan Elvan’a da tanınacak mı? Acı reçete için gerekli araçlar da bağımsız olabilecek mi? Sanmıyor ama umuyorum. Bana göre enflasyon hedefinin tutabilmesi, bu soruna verilecek, cesur, şeffaf, samimi ve net cevapta saklı olacaktır.
Merkez’in iletişim tonu ve Başkanın üslubundan umutlandım. Şimdi merakım; enflasyonla mücadele ortamında, sıkı para politikası ile liraya reel getiri arasındaki akılcı-geçekçi ilişkinin pratikte nasıl kurulacağına dairdir.
BAŞKAN AĞBAL; DÖVİZDEN LİRAYA GEÇELİM Mİ?
Merkez Bankası eğer gerçekçi hedef sunuyorsa, halkın dövizden liraya geçmesi beklenir. Ancak buna inanmamız şart. Kur; 7,70’in altına geriler mi? Liraya güvenirsek reel getiri garantimiz var mı?
Bunun cevabı; Merkez Beylerbeyliğinin daha ne kadar bağımsız kalacağına ve Maliye ile Hazine ile siyasetten arınmış işbirliğinin derinliğine bağlı…