2. Yüzyılın İktisat Kongresi çiftçi deklarasyonu ve kararlar
Henüz cumhuriyet ilan edilmeden Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde 17 Şubat-4 Mart 1923’te yapılan İzmir İktisat Kongresi, 1980 sonrası yapılan kongreleri ve İzmir İktisat Kongresi’nin 100. yılında 2023’te yapılacak iki ayrı kongreyi dün ayrıntılı olarak yazdım.
İzmir İktisat Kongresi’nin 100. yılında yapılacak “İkici Yüzyılın İktisat Kongresi” çalışmalarını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi ilk iktisat kongresinde olduğu gibi “Çiftçi Grubu”, “İşçi Grubu”, “Sanayici Grubu” ve “Tüccar Grubu” oluşturdu. Bu 4 grup yaptığı toplantılarla kongreye sunulacak kararları belirledi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in başkanlığında yapılan bu toplantılarda alınan kararlar Şubat 2023’te yapılacak kongreye sunulacak.
Çiftçi Grubu’nun belirlediği ve taslak olarak yayınlanan deklarasyon, ilkeler ve kararlar özetle şöyle:
Çiftçi Grubu’nun belirlediği ilkeler
1- Geleceğin Türkiye’sinin tarım politikaları yerli ve millidir. İthalata dayalı bir tarım politikası kabul edilemez. Özelleştirmeye dayalı, dışa bağımlı, destekleri azaltıcı neoliberal tarım politikaları terk edilerek yerli üretimi ve üreticiyi koruyan kamucu tarım politikalarına geçilecektir.
2- Herkes doğduğu ve yaşadığı yerde doyma hakkına sahiptir. Geleceğin Türkiye’sinin tarım politikası, kırsalda doğan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına onurlu, nitelikli ve evrensel değerlere erişebildiği bir yaşam hakkı tanır.
3- Gıda hakkı ve sağlıklı beslenme her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının temel hakkıdır. Türkiye tarımının birincil gayesi, bu topraklarda yaşayan herkese yeterli, çeşitli, nitelikli, güvenilir, adil, yerel ve ekonomik gıda sunmaktır.
4- Türkiye tarımının kilit taşı küçük üreticilerdir. Küçük üreticilerin kooperatif ve birliklerini desteklemek geleceğin tarım politikasının asli unsurudur.
5- Tarımsal üretimde kamunun asli görevi arz ve talep arasındaki dengeyi sağlamaktır. Tarım ekonomisinde büyüme için desteklemelere ek olarak ürünün doğru fiyattan satış garantisini sağlayan mekanizmalar kurulacaktır. Üretici, üretim sürecine pazar garantisi olduğunu bilerek başlayacaktır. Bu mekanizmanın başlangıç noktası, makro ve mikro havzalar ölçeğinde stratejik tarımsal üretim planlamasıdır.
6- Yerel tohumlar ve hayvan ırkları gelecek kuşaklara taşınması gereken bir doğa ve kültür mirasıdır. Türkiye’deki tarımsal genetik çeşitliliğin tamamı devlet korumasına tabi olmalıdır.
Ürüne göre sulama yerine, suya göre ürün ekimi
7- Türkiye su fakiri bir ülkedir. Suyun sınırsız bir kaynak olduğundan yola çıkılarak desteklenen, üreticiyi yoksullaştıran, dışa bağımlılığı artıran ve ülkemizi kuraklaştıran aşırı sulamaya endeksli tarımsal kalkınma politikasına son verilecektir. (Ziraat Mühendisleri Odası bu maddeye şerh koydu)
8- Ürüne göre sulama yapılmayacak, suya göre ürün belirlenecektir. Sulama yatırımları doğru yerde, doğru ürünü teşvik edecek, bölgesel özellikler gözetilerek israfa neden olmayacak şekilde modern sulama sistemleri ile planlanacak ve bu sistem güçlü bir şekilde denetlenecektir.
9- Tarımsal üretim açısından mera ve ormanlar, ekili ve dikili tarım alanlarıyla bir bütündür. Arazi kullanım planları bu alanların tümünü koruyacak şekilde hazırlanacaktır. Tarım, orman ve mera alanlarının doğal karakteri değiştirilemez ve amacı dışında kullanılamaz. Orman ve mera alanları olduğu gibi korunacak ve gıda üretiminin önemli bir mecrası kabul edilecektir.
10- Türkiye tarımının özünde çeşitlilik vardır. Anadolu ve Trakya birbirinden çok farklı iklim bölgelerine sahiptir. Akdeniz ve Ege’de buğdayın hasat edildiği günlerde, Kuzeydoğu Anadolu’da buğday yeni ekilmektedir. Bu çeşitliliği korumak, canlandırmak ve geliştirmek geleceğin Türkiye’sinin tarım politikasının temel ilkelerinden biridir.
11- Tarımda sadece verim artışı yerine, üretici için gelir artışına endeksli bir iktisadi model izlenecektir. Verimi kısa vadede artıran, ancak orta vadede girdi maliyetini büyüterek dışa bağımlılığı artıran ve üreticiyi yoksullaştıran ürünler desteklenemez.
Stratejik ürünlerde KİT’ler kurulacak
12- Katma değeri artırmak, tarımsal üretime yapılacak birincil iktisadi müdahaledir. Geleceğin Türkiye’sinin tarımsal ihracatı kaliteli, ülkeye özgü ve rekabet gücü yüksek ürünlere odaklanacaktır. Doğaya bağlı tarım sektöründe kamucu müdahaleler artacak, stratejik ürünlerde tarımsal kamu iktisadi teşebbüsleri yeniden kurulacaktır.
13- Türkiye kırsalında yaşayanların, özellikle de kadın üreticilerin kadim tarım kültürü, Türkiye tarımını geliştirmek için su gibi, toprak ve tohum gibi temel bir kaynaktır. Geleceğin Türkiye’sinde bu bilgiler koruma altına alınarak günümüz koşullarında kullanılmak üzere akademik zemine taşınacaktır.
14- Tarım ekonomisini geliştirmenin temel güvencesi tarımdaki değişim kabiliyetidir. İklim krizi başta olmak üzere dünyadaki ve ülkemizdeki büyük değişimler doğrultusunda, geleceğin Türkiye’sinin tarımı yeniliklere ve inovasyona açık bir ruha sahip olacaktır. (TMMOB odaları şerhi: Maddenin bütününe değil, sadece iklim değişikliği yerine iklim krizi kavramı kullanılmış olmasına yöneliktir.)
15- Tarımda kadın ve çocuk işçiliğindeki sorunlar çözülecek, mevsimlik tarım işçileri insanca çalışma ve yaşama ortamına kavuşturulacaktır.
Çiftçi Grubu’nun aldığı bazı kararlar
Çiftçi Grubu’nun toplantılarında, tarımsal gen kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi, ürün planlaması ve sulama, üreticinin örgütlenmesi, gıda üretim alanlarının korunması, satış ve pazarlama, kırsal turizm, tarımsal lojistik, tarımda eğitim ve inovasyon konularında önemli kararlar alındı. Bu karlardan bazıları şöyle:
- Tarımsal ürün planlamasını bütüncül olarak ele alan, Devlet Planlama Teşkilatı’nın bir birimi olarak veya Türkiye Tarımsal Planlama Teşkilatı adıyla yeni ve bağımsız bir kamu yapılanması kurulacaktır. Ürün planlaması kamu kurumlan ve üretici örgütlerinin ortaklığıyla gerçekleştirilecektir. (Ziraat Mühendisleri Odası ve Meyve Üreticileri Merkez Birliği bu maddeye şerh koydu.)
25 Yıllık ürün planlaması yapılacak
- Deniz, iç su ve karasal alanları kapsayan havza ve alt havza ölçekli 25 yıllık ürün planları hazırlanarak, derhal başlayacak on yıllık geçiş döneminin ardından bu planlara uygun üretim yapılması sağlanacaktır. Sulama yatırımları 25 yıllık ürün planlamasına göre belirlenecektir.
- Her havza için stratejik ürünler ve özel ürünler ayrı ayrı belirlenecektir. Temel gıda ihtiyacını karşılayan stratejik ürünler için alım garantisi, ihracat potansiyeli yüksek olan özel ürünler için en geç iki yıl içinde satış garantisi sistemi kurulacaktır.
- Türkiye hayvancılığının önündeki temel engellerden biri yüksek yem fiyatlarıdır. Yerli, milli, yüksek kaliteli, ekolojik ve GDO'suz rasyonların üretimi için kapsamlı bir seferberlik başlatılacaktır.
- Merkezi sulama sistemleri teşvik edilecek, kaçak kuyuların açılması engellenecek, sulama sistemlerinin ve göletlerin verimli yönetilmesi sağlanacaktır. Tarımsal sulama alt yapı hizmetlerinin rehabilitasyonunda ve pompaj sulamalarında, enerji giderlerini azaltmak için güneş enerjisi sistemleri kurmak üzere üreticiler desteklenecektir. Arıtma ve yağmur sularının geri kazanım projeleri yapılacaktır. Milli Su Konseyi’nin kurulması ve su kaynaklarını özelleştirmeye karşı koruyan bir Su Kanunu’nun çıkarılması sağlanacaktır.
Kooperatifçiliğe destek
- Üretici kooperatif ve birlikleri teknolojik ve maddi açıdan desteklenecektir. Kooperatifçiliğin özünü oluşturan Anadolu imece kültürünü korumak ve yaygınlaştırmak üzere Türkiye İmece Enstitüsü kurulacaktır. Tüm il ve ilçelerde yapılanacak enstitü, kooperatiflere kuruluş, yapılanma, yönetim, üretim, satış, pazarlama, denetim gibi konularda rehberlik edecektir.
- Kooperatifçilik konusunda eğitim çalışmaları, kooperatiflerin birleşerek güçlenmeleri ve banka kurmaları teşvik edilecektir. Kamu kurumlarının kooperatiflerden alım yapmasını kolaylaştıran mekanizmalar korunacak ve güçlendirecektir.
- Kooperatiflerin ilçelerde üretici pazarları kurması teşvik edilecektir. Kooperatif ortağı olan üreticilere tarımsal girdiler için vergi muafiyetleri tanınacaktır.
- Sigortasız tarım işçiliğine son verilecektir. Benzer amaçlı çalışan tüm örgütlerin birleşimi sağlanarak tarım işçiliğine güvence sağlanacaktır.
Tarımsal destek milli hasılanın en az yüzde 2’si olacak
- Türkiye Gayrisafi Milli Hasıla’dan tarımsal desteklere ayrılan pay en az yüzde 2’ye çıkarılarak üretim yılı içinde harcanacaktır.
- Tüm tarım alanları koruma altına alınacaktır. Bu kapsamda, tarım arazilerinin veya gıda üretimi yapılan tüm alanların etrafında HES vb. yapılara kati suretle izin verilmeyecektir. Tarım arazileri ve hayvancılık alanlarının civarında üretim döngüsüne zarar verecek alternatif enerji üretimine (rüzgar, jeotermal vb.) izin verilemez.
- Türkiye’de dökme ürün dönemi kapatılarak, katma değerli ürün dönemi başlatılacaktır. Tarım ürünlerinin katma değerini yükselten depolama, paketleme, pazarlama ve iletişim faaliyetleri için üretici ve örgütlerine her türlü teknik ve mali destek verilecektir.
- Tarım ürünlerinin nitelikli bir şekilde işlenmesini teşvik etmek üzere bölgesel “Tarım Sanayi Bölgeleri” kurulacaktır.
- Tarımsal ürünlerin katma değerini büyüten yatırımlar, gıda sanayi fabrika ve kuruluşları başta olmak üzere teşvik edilecektir.
- Gıda Piyasaları Denetleme ve Düzenleme Kurulu (GPDDK) kurulacaktır. Kurul, (i) gıdanın üretiminden tüketiciye ulaşana kadar geçen her evrenin takip edilmesi, (ii) gıda üretim izni, taşıma izni ve perakende satış izni olan tüm kurumların disiplin altına alınması, (iii) manipülasyon ve haksız rekabeti önlemek için çalışacaktır.
Özetle, Şubat 2023’te yapılacak İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ne sunulacak kararlar bunlar. Elbette eleştirilecek, tartışılacak. En önemlisi de bu kararları kim uygulayacak? Böyle bir irade olacak mı?