1920’li, 60’lı, 80’li yıllardaki gelecek hayalleri ve “Davranışsal İktisat”…
Dün sosyal medyada bir haber:
“İlk arabasını alanlardan ÖTV alınmayacak!”… Ve… Yüzbinlerce beğeni!
***
Haberin altında binlerce yorum/soru…
Bir makine mühendisi yazmış:
“1 milyonluk otomobil, 900 bine düşecekmiş; çok çok iyi…”
Bir doktor dikkat çekmiş:
“Geçen hafta ÖTV’li alanlara haksızlık olmaz mı?…”
Bir öğretmen öneride bulunmuş:
“Ev alanlara da yapılmalı…”
***
Haberin doğru olamayacağını kavrayan bir öğrenci dalga geçmiş:
“1 kilo et alana, bir koyun verilecekmiş!”
***
1930’lu, 40’lı, 60’lı, 80’li yıllarda da hayaller kurulurmuş… “Mühendis, öğretmen, işçi, tekniker olacağım…” diyebilenler ayrıcalıklıymış.,.
İTÜ’yü bitiren bir yüksek mühendis, bir köyde/nahiyede yıllarca şantiye şefliği yapmayı, kendine/ülkeye yatırım olarak görürmüş… Kültürel/sosyal yapı öğretmenlik, ziraat mühendisliği, mülkiye gibi onlarca bölümün öğrencisine de aynı/umutlu hayaller kurdururmuş…
VELHASIL…
Klasik iktisatçı Adam Smith, “Davranışsal iktisat”ta bu yapıya dikkat çekiyor… Hane halklarının/siyasilerin eylemleri, birbirlerinden etkileniyor… Ve ortaya rasyonellikten çok uzak eylemler/kültürel kalıplar da çıkabiliyor… Yani, ekonomide yüksek refah için, başta siyasiler olmak üzere her bireyin rasyonel davranış sergileme zorunluluğu bulunuyor…