180 milyar ve ötesi
Geçen sohbetimizde, 2019 yılını 180 milyar ABD Doları ihracat rakamı ile kapatmamızı memnuniyetle karşıladığımızı belirtmiştim.
Öte yandan, “İhracat artışımızın yüzdesine baktığımızda, 2023 yılı hedefi olan 226,6 milyar ABD Doları’na erişebilmek için, …. 46 milyar ABD Doları daha ihracat yapmamız gerekiyor. Bunun başarılabilmesi için de her yıl aksatmadan en az %6 ihracat artışı sağlamamız gerektiği ortada” diye yazmıştım.
Her ne kadar 2019 yılı ihracatı 2018 yılına kıyasla %2’nin biraz üzerinde bir artışla kapanmış olsa da bu seviyedeki artışların, 2023 hedefini yakalamakta bizleri zorlayacağı çok açık.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Sayın İsmail Gülle 2020 yılı ihracat hedefimizi 190 milyar ABD Doları olarak açıkladı.
Dileğimiz bu rakamın yakalanması ve hatta geçilmesi.
Piyasada yaşanan sıkıntıların güdümlemesiyle ihracat, üretici olsun olmasın neredeyse tüm ticaret erbabının odak noktası olmuş durumda. Sayın Gülle’nin açıkladığı diğer bir rakam olan “2019 yılında İhracata yeni giren firma sayısının” 17 bin 544 olması bunun açık bir kanıtı. Bu sayıyı 2018 yılı ihracatçı sayısı olan 83 bin 286 ile kıyasladığımızda, 2019 yılında ihracat piyasasına giren firma sayısının, bir önceki yıla kıyasla %21 artmış olduğunu görüyoruz.
Bunun çok memnuniyet verici olduğu açık bir gerçek.
Amma ve lâkin, toplam ihracatçı firma sayılarımızın bu kadar artmadığı da ortada.
Neden ihracatçı firma sayımız, ihracat yeni başlayanlar kadar artmıyor?
Çünkü bir miktar yeni girenin yanı sıra ihracat piyasasından çıkan epeyce firma var. İhracat piyasasından çekilen bu firmalar da toplam ihracatçı sayısının, ihracata yeni girenler kadar artmasını engelliyor.
Kuşkusuz şöyle bir sav da ileri sürülebilir, “İhracata her giren hep ihracat yapacak değil ya.” Doğrudur, ihracata başlayan herkes ihracatı aralıksız yapabilecek kıratta olmayabilir.
Ancak devletin görevi, ihracatın sürdürülebilir olarak yapılmasını sağlamak ve bunun için de ürün ve hizmet üreticileri ile aracı ihracatçıların rahatça hareket edebileceği bir ihracat iklimi sağlamak ve onların ihracat yeterliliklerinin arttırılmasına destek olmaktır.
Bugün ihracat konusunda birçok destek bulunmakta ancak hangisinin ihracatımıza ne kadar katkısı olduğu konusu biraz cevapsız kalmaktadır.
Çok söylediğimiz bir şeyi yine söylemekte beis görmüyoruz, “İhracat destekleri, başvuru tarihine göre ne kadar bir süre sonra ödenmektedir.” Bu konuda 6 ay ile 2 yıla varan süreler telaffuz edilmekte ve ihracatçılarımızı tedirgin etmektedir.
Her yıl ihracat piyasasından çekilen firmalarımız, neden bu işten vazgeçmektedirler?
Bunun cevabını bilen varsa beri gelsin açıklasın, biz de bilelim.
Ben, kişisel olarak bu konuda gözlemlerime dayanarak çok şey söyleyebilirim ve birçok ortamda söylüyorum da.
Ancak, araştırmalara ve somut verilere dayanmayan bireysel görüşler, kısıtlı bir görüş açısı sağlayabilir.
Ticaret Bakanlığı, TİM ve üniversitelerimiz bu konunun üzerine eğilmeli ve bilimsel araştırmalarda birbirlerini destekleyerek somut verilerin ortaya çıkmasını sağlamalıdır.
Sürdürülebilir başarının sırrı böylece ortaya çıkarılabilir.