130 yıllık genç: İzmir Ticaret Borsası yeni “ilkler” peşinde
Gençliği diğer yaş gruplarından ayıran en önemli özelliğin enerji olduğunu söylesek, çok da yanılmış olmayız. Bu yüzden yaşı ilerlemiş ama enerjisi yerinde insanlara “genç kalmış” deriz. Günümüz koşullarında kurumlar için bile 130 yıllık ömür uzun bir süre. Asırlık işletmelerin, kamu kuruluşlarının, organizasyonların nasıl yıprandığını, pek çoğunun sembolik olarak yaşatıldığını görüyoruz. Ama bu durumun istisnaları da var, yani genç kalmış olanları. Onlardan biri de İTB, İzmir Ticaret Borsası.
İTB, Türkiye’nin ilk ticaret borsası olarak kuruldu ama ilkleri bununla sınırlı kalmadı. Kurulduğu 1891 yılından bu yana pek çok ilki başardı, pek çok konuda ülkeye öncülük etti. Fiyat ve kalitede referans niteliğine sahip işlem salonları, alanında ilk olan ve daha sonra faaliyetleri Borsa İstanbul çatısı altına alınan Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, pamuktaki ilk ve tek lisanslı depoculuk şirketi ELİDAŞ, elektronik işlem platformu İZBEP, alanında dünyanın en iyileri arasında yer alan laboratuvar şirketi İZLEDAŞ, etki alanı yurt sınırlarını aşan elektronik ticaret plarformu E-Commodity Bazaar bunların başlıcaları.
130 yaşını geride bırakmaya hazırlanan İTB, hala yenilikler peşinde koşmayı sürdürüyor. Yine yeni ve prestijli projeler hayata geçirmek amacıyla geçen hafta iki imza attı. İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM) güdümlü projesi için İzmir Kalkınma Ajansı ile sözleşme imzalayan İTB, aynı gün gastronomi projesi kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği protokolü yaptı.
Bu projeleri İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli’nin ağzından özetleyelim: “İTTM ve Gastronomi Projelerimiz uçtan uca tasarlanmış, birbiri ile konuşan ve birbirini tamamlayan nitelikte iki proje. Bu sistem; 130. yılımızda tarımın servetini dönüştürme hedefiyle çıktığımız yolun iki önemli kilometre taşı. İTTM; tarımsal üretim süreçlerinin geliştirilmesini ve iyileştirilmesini hedeflerken, Gastronomi Projesi; tarımsal ürünlerimizin markalaşmasına ve tanıtımına katkı koyarak tüm değer zincirinin ekonomik gelişimini hedefliyor. Her iki projemizin kesişim noktasının tarım sektörümüz ve dolayısıyla da çiftçilerimiz olduğunu söyleyebiliriz.”
İTB’nin daha önce yürüttüğü pek çok proje Türkiye’ye örnek oldu. Bunun nedeni zamanlamanın ve planlamanın doğru yapılmış olmasıydı. Bu iki proje de değişen dünya trendleri ile uyumlu. Malum, zaten yükselme trendinde olan dijitalleşme, sürdürülebilirlik, yeşil ekonomi gibi kavramlar pandemi ile birlikte daha da önem kazandılar. Her iki proje de bu kapsamda atılmış adımlar. Diğer tüm sektörler gibi tarımın da geleceğini akıllı teknolojiler olmadan kurgulayamayız. Keza, dünyada yükselen gastronomi kavramı, turizmin geleceğine yön verecek en önemli unsurların başında geliyor.
İzmir için, Ege için, hatta ülkemiz için çok önemli olan bu projeler, 130 yıllık mazisinde birçok “ilk”e imza atmış İTB’ye çok yakıştı.