100 TL’lik banknot neden daha fazla basılıyor?
Enflasyonun yükselmesi ile birlikte hayatımızda kâğıt paralar da anlamını yitirmeye başladı. Artık 200 TL’ler yetmiyor. 500 ve 1000’lik banknotların önü açılıyor. Hükümet de bunu göstermemek için yeni yollar arıyor. Nasıl mı? En büyük kupür olan 200 TL’lik yerine 100 TL’lik kupürleri daha fazla basarak…
Son dönemde ATM’ler gıcır gıcır seri numaraları peş peşe akıp giden 100 liralıklar veriyor bize… Temmuz itibarıyla ortalıktaki banknotların sayısına bakalım; 200’lük; 759.833.311 adet. 100’lük; 1.211.961.353 adet. 50’lik; 462.798.070 adet. 20’lik; 253.523.980 adet. 10’luk; 381.708.021 adet.5’lik; 356.133.999 adet.
Tedavüldeki kâğıt paraların içerisinde adet olarak en büyük kupür olan 200 TL’lik banknotun payı; %21,1. 100 TL’nin payı ise %35,6. Piyasadaki toplam 3,4 milyar adet kağıt para var ve bunun üçte birden fazlası; 100 liralıklardan oluşuyor. Banknot matbaası bu kupürü pek sevmiş anlaşılan…
Yoğun nakit akışı ile çalışanlar artık 100 TL’yi yorucu görüyor. Nedeni ise iş yükünü artırması... Bankaya gidenler 1000 TL çektiğinde 5 tane 200 TL yerine 10 tane 100 TL’lik alıyorlar. Bu da kâğıt paraların içerisinde “200 TL’lik kupür sayısını sınırlı tutmak için mi 100 TL’mi basılıyor?” algısını oluşturuyor.
İKİ SORU İKİ CEVAP
100 TL’nin 200 TL’den daha fazla basılması ne anlam ifade ediyor?
Çünkü eski çok paralı liramızdan 6 sıfır birden atan; bu hükümetti. Sıfırlarından arınmış bu paraya; “Yeni Lira” dendi. Şimdi en büyük kupürün sayısını sınırlı tutarak, 500’lük basımına geçmek zorunda kalmamak istiyor. Attığı sıfırları geri alan olmak istemiyor. Oysa hâlihazırda paramız, son 6 ayda ilaveden bir sıfır aldı bile.
Hükümet istediği kadar kupür para basabilir mi?
Bunu neye göre belirler? Para basma hakkı Merkez Bankası’nındır. Tıpkı dolar basma imtiyazı sadece FED’de olduğu gibi… Piyasadaki banknotların en büyük kupürlüsünün miktarı, toplamın yarıdan fazlasına geçtiğinde, bir üst kupür basılır. Merkez Bankası istediği kadar basar da bu davranışıyla enflasyon değirmenine su taşımış olur.
not
GÖRÜNTÜ VAR SES YOK
Ekonomide süslenen rakamlar, sürekli “çok iyiyiz” söylemleri… Büyüyoruz, ihracat rekoru kırdık müjdeleri sürerken… Hayati veriler; kırmızı alarm modunda ilerliyor.
Enflasyon liginde birinci sıraya geldik. Üretici fiyatlarındaki artış %144,6, Risk primimiz (CDS) 731. Yabancılar 2018 yılından bu yana 11,6 milyar $’lık hisse satışı yaptı. Türkiye’nin öncü bankalarının piyasa değerleri, özkaynaklarının altına geriledi.
Ekonomide gelinen bu tablo; görüntüde güzel de piyasada yankılanan sese sıra gelince, feryat figan çığlıklara dönüşüyor. Görüntüyü fotoşopla düzeltiyoruz ama sıra sese gelince, arızalı ve cızırtılı… Bu yüzden bize sunulan pembe tabloları, kulak tıkacıyla seyretmeniz önerilir. Aksi halde görüntü var ses yok durumunda algıda anlamada sıkıntı çekeceğimiz kesin.