100 anapara 36 faizden, 100 anapara 134 faize...
✓ Hazine iç borç yükünde nereden nereye geldi!
✓2012 ve 2013'te anapara borcunun üçte biri kadar faiz yükü vardı; 100 anaparaya karşılık, 36 faiz.
✓Şimdi mi; 100 anapara borcuna karşılık 134 faiz!
Başlıktaki ifadeye bakarak “Hangi anapara, hangi faiz” diye düşünebilirsiniz; ne demek istediğimi hemen açıklayayım. Merkezi yönetimin iç borç ödeme projeksiyonunda anapara ve faiz dengesinin nereden nereye geldiğini ifade ediyorum.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın veri setinde bu konuda en eski veri 2012’ye ait. 2012 ve 2013’te yılbaşı itibarıyla tüm yılları kapsayacak iç borç yükünde 100 liralık anaparaya karşılık 36-37 lira dolayında faiz yükü söz konusu. Bir başka ifadeyle her 3 liralık anapara ödemesine karşılık yaklaşık 1 lira faiz yükü bulunuyor.
Anapara-faiz dengesi 2015’te 100 liraya 50-55 lira düzeyine geliyor; 2019’da 100’e 76 düzeyi görülüyor, sonra iki yıl daha görece düşük bir düzey, ardından 2022’de 81 lira ve ardından kopuş! 2023 yılının başı...
2023 ve sonraki tüm yılların toplamında merkezi yönetim artık 100 lira iç borç anaparası için tam 138 lira faiz ödemek gibi bir durumla karşı karşıya...
2024’e geliniyor, durum daha da berbat bir hal alıyor. 100 lira anaparaya karşılık artık tam 145 lira faiz yükü söz konusu.
Ve bu yılbaşı... Yük biraz hafifliyor; artık 100 lira anaparaya karşılık 134 lira faiz yükü var.
2025 yılbaşı itibarıyla merkezi yönetimin tüm yılları kapsayan iç borç anapara borcu 4 trilyon 960 milyar lira. Bu anaparaya karşılık faiz yükü ise tam 6 trilyon 633 milyar lira. Anapara artı faiz olarak toplamı 11,6 trilyon lirayı bulan ödemenin yüzde 43’ü anapara, yüzde 57’si faiz için yapılacak.
Tam bir “nereden nereye” durumu...
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ait bu verileri isteyen herkes Bakanlığın web sayfasında Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü istatistiklerinde bulabilir.
Kamuya açık bu verilere bakınca siz de “nereden nereye” diyor musun, bilmem!
Bu kavram yalnızca başarı gibi okunan gelişmeler için kullanılmaz ki!
Aslında farklı bir bakış açısıyla bu verilerin bir başarıya(!) işaret ettiği de söylenebilir. Bu faiz Hazine’den çıkacak, yani özünde Türk vatandaşları ödeyecek ama bu faizi cebine koyacak olanlar için ortada elbette başarı sayılması gereken bir durum var.
4,8 trilyon ek yük!
Varsayalım ki bu yılbaşı itibarıyla 100 lira anapara yükümlülüğüne karşılık 134 lira değil de, 2012 ve 2013 yıllarında olduğu gibi 36 lira dolayında faiz yükü var...
Böyle bir durumda, bu yılbaşında yaklaşık 5 trilyon lira olan anapara borcunun faiz yükü 1,8 trilyon lira olurdu.
Oysa şimdi 5 trilyon liralık anapara borcunun faiz yükü ne kadar, 6,6 trilyon lira.
İki faiz yükü arasındaki fark tam 4,8 trilyon lira!
Son dört yıla dikkat!
4,8 trilyon lira, yaklaşık 135 milyar dolar!
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sırtına bu faiz yükünü kim, ne yaparak bindirdi?
Bu sorunun yanıtı aslında tabloda var...
Anapara-faiz dengesi 2022 yılı başından itibaren bozulmaya başlamış ve bu durum 2023’ten itibaren iyice belirginleşmiş.
Niye böyle olduğunu bilmeyen herhalde yoktur ama olduğunu düşünerek hatırlatayım:
2021’in eylülüyle birlikte faiz indirilmeye ve bu yüzden kur tırmanmaya başlayınca ve devamında enflasyon başını alıp gidince Hazine iç borçlanmada TÜFE’ye endeksli ve döviz cinsi kağıtların ağırlığını artırmak zorunda kaldı.
Bu borçlar için ödeme projeksiyonu hazırlanırken de gelecekte enflasyonun yüksek seyredeceğini öngörmek (ki doğru olduğu görüldü), yine kurun görece yüksek düzeyde oluşacağını varsaymak (ki onun da doğru olduğu görüldü) gerekiyordu.
Gelecekte enflasyonun yüksek ve kurun yukarıda olacağı varsayımı faiz yükünün çok artması demekti ve bu yüzden 2021’den sonraki faiz yükü katlanarak arttı. Üstelik anapara yükümlülüğü de yerinde saymıyordu ki, o da artıyordu ve böylece hem anapara, hem faiz yüküyle birlikte bir tırmanış başladı. O tırmanışı da grafikte izlemek mümkün. 2021’den sonra nasıl bir yükseliş yaşandığı ortada. Hele hele faiz yükündeki artış tam bir füze gibi!
2025’teki iyileşmenin nedeni
Anapara-faiz oranı 2024 başında 145’e çıktıktan sonra bu yılbaşında sınırlı da olsa bir iyileşme gösterdi ve 133’e geriledi.
Bu, enflasyonun yavaşlayacağı ve kurda çok ciddi bir atak yaşanmayacağı varsayımına dayanıyor. Bu varsayımlar çok da yanlış sayılmaz.
Ama bundan enflasyonun tümüyle duracağı ya da kur artışının hiç olmayacağı anlamı da tabii ki çıkmaz. Önümüzdeki yıllarda 2025 öncesindeki gibi hızlı bir enflasyon yaşanmayacağı ve yine kurun çok hızlı bir artış göstermeyeceği varsayılıyor; bu da mevcut durumda çok da yanlış değil.
Bu yük henüz fazla hissedilmiyor
İç borç faizinin anapara yükünün çok çok üstüne çıkmasının etkisi şu aşamada tabii ki fazla hissedilmiyor. Bu durum, gelecekte yaşanacak bir yüke işaret ediyor, o kadar. Bu hesap ödenecek ödenmeye de, o ödemeyi bugünün gençleri yapacak.
Hani klasik fıkradır ya, durum kısmen ona benziyor:
Açlıktan midesi kazınan vatandaşın gözüne bir lokantanın camındaki duyuru takılır:
“Yemeği siz yiyin, hesabı torununuz ödesin!”
Mis gibi yemek kokuları yayılmaktadır dışarı, üstelik hesap da yoktur!
Vatandaş yine de emin olmak için içeri girip sorar:
“Yediğim yemeğin parasını gerçekten de torunumdan mı alacaksınız?”
“Evet” der garson.
Vatandaş adeta patlayıncaya kadar yer ve tam kalkıp gitmeye hazırlanırken garson yüklü bir hesap uzatır.
“Bu da ne oluyor şimdi, hani ödemeyi torunum yapacaktı?
“Doğru efendim, bu sizin hesabınız değil zaten, dedenizin hesabı!”
Ancak bu fıkradaki durumdan farklı bir gerçek yaşıyoruz. Biz dedelerimizden devreden bir hesap ödemiyoruz; ama geleceğe bir fatura bıraktığımız kesin.
2025’te 2,1 trilyon lira ödenecek
Giriş bölümündeki tabloda da görüleceği gibi 2025 yılbaşı itibarıyla tüm yıllara sari olmak üzere yaklaşık 5 trilyon lira anapara, 6,6 trilyon lira faiz ödenecek.
İşte bu 5 trilyon liralık anapara ödemesinin 743 milyarı 2025'te yapılacak. 2025'in faiz ödemesi ise 1,3 trilyon lira. Dolayısıyla bu yılın anapara ve faiz olmak üzere toplam iç borç ödemesi 2,1 trilyon lira.
Anapara-faiz dengesi de “olağanüstü” düzeyde... Bu yıl 100 lira anapara ödemesine karşılık tam 176 lira faiz ödenecek. Biraz daha “gayret etsek” 1’e 2 olacakmış neredeyse!
Bu yılbaşında yapılan projeksiyona göre 2026’da 1 trilyonu anapara, 975 milyarı faiz olmak üzere 2 trilyonun biraz üstünde ödeme yapılacak.
2027’deki ödeme 597 milyarı anapara, 1 trilyon 56 milyarı faiz olmak üzere yaklaşık 1,7 trilyon.
2028 ve sonrasında da 2,6 trilyonu anapara, 3,3 trilyonu faiz olmak üzere 5,9 trilyon ödenecek.