10 soruda turizmin 2020 görünümü

H. Bader ARSLAN
H. Bader ARSLAN

Covid-19 salgınının büyük darbe vurduğu küresel turizm piyasasında en fazla zarar aktörlerden biri de Türk turizm sektörü olacak gibi görünüyor. Dünyanın önde gelen turizm destinasyonlarından biri olan Türkiye, son yıllarda gerek ürün çeşitlendirmesi gerek turist sayısındaki artış ile dünya ölçeğinde adını daha yukarılara taşımaya başlamışken, virüs salgını 2020’de sektör için ciddi bir tehdide dönüştü.

Sektör Türkiye için neden önemli, seyahat yasaklarının kalkması durumu nasıl etkileyecek, iç turizmde canlanma sorunu hafifletecek mi; gelin bazı sorulara cevap arayalım:

1-Turizm sektörü ekonomi için ne kadar önemli?

Sadece ciddi bir döviz girdisi sağladığı için değil; aynı zamanda yarattığı istihdam, iç ekonomide desteklediği sektörler, ülkenin tanıtımına katkısı açısından da en önemli sektörlerden biri.

Ülke genelinde işletme belgeli ve yatırım belgeli 4800 civarında tesis ve 550 bine yakın oda var. Ayrıca belediyelerden belge alan 8400 işletme ve bunlara ait 250 bine yakın oda var. Bunların yanında online ev ya da villa kiralama alanında da ciddi bir kapasite olduğunu görüyoruz.

SGK verilerine göre konaklama, yiyecek-içecek ve seyahat acentelerinde sigortalı çalışanların sayısı 1 milyon civarında. Sigortasız çalışanlar da eklenince sayı daha yukarılara çıkıyor. Bir de tarımsal üretim, işlenmiş gıda, hayvancılık, alkolsüz ve alkollü içecek, mobilya gibi üretim ve istihdam boyutlarıyla dolaylı olarak turizm sektöründe etkilenen sektörler var. Dolayısı ile turizm sektörü sadece turizmden ibaret değil.

Dünyanın en çok ziyaret edilen 6., Avrupa’nın en çok ziyaret edilen 4. ülkesi olan Türkiye, 2019’da yurtdışında yaşayan 51,7 milyon turisti ağırladı ve 34,5 milyar dolar gelir elde etti. Bu şimdiye dek ulaşılan en yüksek düzey oldu.

Yurtdışı seyahat gelirlerinin toplam mal ve hizmet ihracatı içindeki payı yüzde 14 civarında. Yurtdışından yolcu taşımacılığı gelirleri de eklenince oran yüzde 19’u aşıyor. Dolayısı ile turizm ve seyahat sektörlerindeki ani bir duruş, Türkiye’nin döviz gelirleri için büyük bir soruna neden olma potansiyeline sahip.

Türkiye’de turizmin ekonomideki payı, dünya sıralamasında kendinden önce gelen Fransa, ABD, İtalya, İspanya ve Çin gibi ülkelerden daha yüksek olduğu için; salgın nedeniyle yaşanacak bir ani duruş bizi diğer ülkelerden daha nazik bir durumda bırakabilir.

2- COVID-19 dünyada turizm sektörünü nasıl etkiledi?

2019’da dünya genelinde uluslararası turist sayısı 1,5 milyara ulaşırken, uluslararası turizm harcamaları da 1,5 trilyon doları aştı. Ancak salgının başlamasının ardından önce Asya-Pasifik bölgesinde sonra da dünya genelinde turizm durma noktasına geldi. Dünya Turizm Örgütü’nün 21 Nisan tarihli bir çalışmasında, Mart sonunda dünya çapında otel rezervasyonlarında yüzde 75’i aşan bir azalma olduğu vurgulanıyor.

Dünya Turizm Örgütü’nün 217 ülke-bölge verisi ile hazırladığı 20 Nisan tarihli raporuna göre 97 ülke-bölge tüm sınırlarını kapalı tutuyor, 65 ülke-bölge havayolu uçuşlarını durdurmuş durumda, 39 ülke-bölge sadece belirli ülkelerden gelen misafirleri kontrolü olarak kabul ederken, kalan 16 ülke başka yöntemler uyguluyor. Örgüt 2020’de uluslararası turist sayısında yüzde 20-30 arası, küresel turizm harcamalarında ise 250 ila 400 milyar dolar arasında azalma beklediğini duyurdu. Turizm Örgütü’nün 24 Mart’ta açıkladığı bu tahminler zaman geçtikçe iyimser kalmaya başladı. Örgüt 7 Mayıs günü yaptığı revizyonda 2020’nin ilk çeyreğinde turist sayısının yüzde 22 gerilediğini, sadece Mart ayındaki gerilemenin yüzde 57 olduğunu, yıl genelinde düşüşün yüzde 58 ile yüzde 78 arasında değişebileceğini açıkladı.

Dünya Turizm Örgütünün 2020 geneli için yaptığı son çalışma üç farklı senaryo üzerine kurulu. Seyahat yasakları kademeli olarak kaldırılır ve sınırlar Temmuz başında açılırsa, yıl genelinde dünya çapında turist sayısının yüzde 58, Eylül başında açılırsa yüzde 70, Aralık başında açılırsa yüzde 78 düşebileceği hesaplanıyor. Bu üç senaryoya göre, 2020’de dünya genelinde turist sayısı 850 milyon ila 1.1 milyar arasına, küresel turizm gelirleri 910 milyar dolar ila 1,2 trilyon dolar arasına inecek ve sektörde çalışan 100-120 milyon kişi işini kaybetme riskine maruz kalacak.

Turizm işletmeleri tarafından kurulan Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’nin 28 Nisan tarihli çalışmasına göre ise COVID-19 salgını, turizm sektörünü 2008 küresel krizinde yaşanandan 5 kat daha fazla etkileyecek. Salgın nedeniyle turizm ve ilişkili sektörlerin hasılası 2,7 trilyon dolar azalacak ve 100 milyona yakın insanın işini kaybedecek.

3- COVID-19 Türkiye’de turizm sektörünü nasıl etkiledi?

2019’u rekorlar ile tamamlayan ve 2020’de buna yenilerini ekleyecek olan sektöre büyük bir COVID-19 darbesi geldi. Geçen hafta açıklanan ve coronavirüsün ilk vakalarının görülmeye başladığı, Mart ayına ait turizm verileri, yurtdışından gelenlerin sayısında yüzde 65, turizm gelirlerinde ise yüzde 53 azalma olduğunu gösterdi.

Türkiye Otelciler Birliği’nin STR tarafından hazırlanan verilerine göre, Mart ayında oda doluluk oranı İstanbul otellerinde yüzde 60 azalış göstererek yüzde 29’a, Antalya otellerinde ise yüzde 49 azalış ile yine yüzde 29’a düştü. Bunların çok büyük kısmının yerli misafirler olduğuna şüphe yok.

Banka ve kredi kartı ile yapılan havayolu ve konaklama harcamalarında Şubat ayı başından bu yana gerileme devam ediyor. TCMB verilerine göre 18-24 Nisan haftasında (yılın 17. Haftası) bu iki alandaki harcamalar geçen yılın yüzde 86 gerisinde.

4-Önümüzdeki aylarda turizm sektöründe neler bekleniyor?

Nisan ve Mayıs aylarında düşüşler daha da sert olacak. Geçtiğimiz yıl bu iki ayda 8.3 milyon turist ağırlayan ve 4.6 milyar dolar gelir elde eden Türkiye 2020’de her ikisinde de 0’a yakın rakamlar görecek.

Ancak henüz durumu netleşmeyen yaz dönemi ve sonrasının nasıl geçeceği, sektör için büyük bir merak konusu. Bu konudaki belirsizliğin farklı boyutları var. Haziran sonrasında Türkiye’nin turist kabul etmeye başlayıp başlamayacağı; diğer ülkelerin, vatandaşlarının Türkiye’ye gitmelerine izin verip vermeyeceği; bütün bunlar olsa bile insanların tatile çıkmaya cesaret edip edemeyeceği, henüz belli değil. Bu üç soruya vereceğimiz cevaplar netleştikçe, yaz dönemi ve sonrası için daha çok şey söylememiz mümkün olacak. Fakat şu anda üçü için de pozitif olmak güç.

5-Türkiye ne zaman turist kabul etmeye başlayacak?

Bu konuda henüz netleşmiş ve kamuya açıklanmış bir bilgi yok. Turizm Bakanı Ersoy, iç turizmi Mayıs sonunda başlatmayı istediklerini birkaç defa dile getirdiyse de dış turizm için belirtilen bir tarih yok. Ancak en geç Haziran sonunda Türkiye’nin turist kabul etmeye başlayacağı tahmin ediliyor. En az bunun kadar önemli olan başka bir konu ise, hangi ülkelerden misafir alınmaya başlanacağı.

Türkiye olarak ağırladığımız misafirlerin yüzde 45’i Avrupa’dan, yüzde 30’u BDT ülkelerinden, yüzde 15’i ise Orta-Doğu’dan geliyor. Kalan yüzde 10 ise dünyanın diğer ülkelerinden. Turist aldığımız Dolayısı ile turizm sektörümüzde Avrupa, BDT ve Orta-Doğu coğrafyasının ezici bir payı var.

Fakat bu üç bölgenin de salgın döneminde farklı sorunları var. Bunlardan biri bazı ülkelerde vaka sayısının hala çok yüksek olması. Örneğin son günlerde Rusya’da yeni vaka sayısı 10 bine yaklaştı. İyileşme trendi başlamış olsa da İtalya ve İspanya’da her gün 2 binden fazla yeni vaka ortaya çıkıyor. Bu süreci en başarılı yönettiği düşünülen Almanya’da günlük yeni vaka sayısı binin üzerinde. Dolayısı ile hala bu kadar fazla sayıda yeni vaka varken, Türkiye’nin bütün ülkelere uçuşları bir anda açması zor görünüyor. Geçtiğimiz hafta Türk Hava Yolları, 28 Mayıs’a kadar uçuşları başlatmayacaklarını duyurdu. Ancak sonrasında uçuşlar açılsa bile bu seçili destinasyonlar ile başlayacaktır.

6-Diğer ülkeler, vatandaşlarının Türkiye’ye gitmelerine izin verecek mi?

Bu, iki nedenle, biraz daha iyimser olmamız gereken bir konu. Birincisi, Türkiye salgın ile mücadele ve tedavi konusunda kendini kanıtladı; yani insanların gözünde güvenilir bir destinasyon. İkincisi, Mayıs başından itibaren pek çok ülke normalleşme prosedürlerini açıklamaya başladı; yani hayat normale dönmeye başlıyor. Ancak bu uluslararası seyahatlerin de başlayacağı ve turizm sezonunun sınırsız açılacağı anlamına henüz gelmiyor.
Türkiye en çok turisti Rusya ve Almanya’dan alıyor. Bu iki ülke, toplam turist sayımızın yüzde 27’sini sağlıyor. Geçen yıl Türkiye’ye 5 milyon ziyaretçi gelen Almanya’nın Başbakanı Merkel, 15 Haziran’a kadar yurtdışı seyahat engeline devam edeceklerini açıkladı. Almanya, Çin ile birlikte dünyaya en fazla turist gönderen iki ülkeden biri.

Türkiye’ye 7 milyon ziyaretçi gelen Rusya’da durum daha karışık. Diğer ülkelerde durum sakinleşmeye hayat normalleşmeye başlarken, Rusya’da vaka sayısında sıçramalar yaşanıyor. Hükümette ve orduda hastalığa yakalananların olması ve Moskova Belediye Başkanı’nın “halkın yüzde 2’si hastalığa yakalanabilir” açıklaması tedirginliği artırıyor. Rusya’da normalleşmenin diğer ülkelerden geç başlayacak olması, uluslararası seyahatlerinde geç başlayacağını gösteriyor.

Bu noktada, Türkiye’nin gelecek misafirlere sağlık ve hijyen açısından ne gibi bir koruma programı ve sertifikasyon sistemi da önemli olacak.

7-Yasaklar kalkarsa Türkiye’ye turist gelmeye başlar mı?

İşte asıl sorun bu. Tüm yasaklar kalksa bile insanların tatile çıkıp çıkmayacağını kestirmek güç.
Öncelikle şunun altını bir daha çizmeliyiz. Bu Türkiye’ye has bir sorun değil. Salgının etkileri hafiflese ve yasaklar kalksa bile, insanlar tatile çıkma konusunda çekingen davranacaklar ve bu pek çok ülkede aynı şekilde yaşanacak. Yani, ekonomik krizlere yapılan benzetmede olduğu gibi küresel turizm sektörünün bu krizden çıkışı V şeklinde olmayacak. Çalışmalar, her şey yolunda giderse dünya genelinde 2019’daki turist sayısına 2023’te ulaşılacağını gösteriyor.

Genel resim bu olsa da; bazı ülkelerde toparlanmanın daha hızlı olacağını göreceğiz. Bu ülkeler, potansiyel turistlerin “can güvenliği psikolojisini” daha iyi yönlendirecek ülkeler olacak. TCI-Research isimli bir şirket, her hafta sosyal medya üzerinden ABD, Çin, İtalya, Fransa ve İspanya’ya seyahat konulu görüşleri ölçerek açıklıyor. Çin ve ABD hariç ülkelerin göstergeleri artıya geçmiş durumda. Türkiye’nin de insanların zihinlerinde “keşke gidebilsek” fikrini oluşturması gerekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın şu günlerde başlatmayı planladığı tanırım kampanyası bu açıdan kritik bir öneme sahip. Hazırlıkların sadece 2020 için değil, sonraki birkaç yılda da insanlarda benzer sağlık çekinceleri olacağını düşünerek yapmak gerekiyor.

8-Petrol fiyatındaki düşüş ile turizmi nasıl etkiler?

Petrol fiyatları her sektörü olduğu gibi, turizmi de etkiliyor. Fiyatlardaki gerileme normal şartlarda içerideki maliyetlerin düşmesi anlamına geliyor. Ancak kurlarda yaşanan yükseliş bunu gölgede bırakıyor. Asıl etki ise talep tarafında. Orta-Doğu ve BDT ülkelerinin önemli bir kısmı petrol ve doğalgaz üretimi ve ihracatı ile ekonomilerine yön veriyor. Fiyatlardaki hızlı gerileme bu ülkelerin ithalatını, yaptıkları yabancı yatırımları, yurtdışına gönderdikleri turist sayısını olumsuz etkiliyor. Yani sadece virüs salgını değil, düşük petrol fiyatı da Türk turizm sektörü için bir tehdit. Bu tehdidin sonucunu en iyi göreceğimiz ülke, Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin yüzde 16’sını sağlayan Rusya olacak. Rusya ile birlikte, ekonomisi petrol ve doğalgaza bağlı diğer ülkeler, Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin yüzde 35’ini sağlıyor.

9-Sektörün bu süreçteki güçlü yanları ne?

Bütün zorluklara ve darboğazlara rağmen, Türk turizm sektörünün COVID-19 sürecinde güçlü yönleri de var. Bunlardan biri, sektör temsilcilerinin önceki yıllara rağmen daha bilinçli ve proaktif olmaları. Pek çok otel, tesislerindeki hijyen standartlarını geliştirme ve 2020 sonrası için hazırlık yapma uğraşında. İkincisi, Türkiye Avrupa’lı turistler için yakın çevredeki en güvenli ve sağlıklı destinasyon. İtalya, Fransa ve İspanya’ya kıyasla COVID-19 sürecini iyi yöneten ve en az hasarla çıkan ülke olmamız, tatile çıkacaklar için Türkiye’yi seçenekler arasında öne çıkarıyor. Üçüncüsü, Turizm Bakanlığı ve Tanıtım Ajansı, 2020 ve sonrası için planlı bir hazırlık içinde görünüyor. Son olarak her ne kadar dış turizmin yerini dolduramayacak olsa da, tatile gitme potansiyeli olan büyük bir nüfusumuz var.

10-İç turizmi teşvik etmek çare olur mu?

Son haftalarda sektörde yurtdışından gelen turist sayısındaki azalmayı, yerli turizmi teşvik ederek ikame etme önerileri çoğalmaya başladı. Fakat yurtdışından gelen turist sayısındaki azalmayı, iç turizmi teşvik ile dengelemek mümkün değil.

Bunun üç nedeni var. Birincisi Türkiye’ye yurt dışından çok yüksek sayıda turist geliyor, Oysa yerli turist sayısı, yurtdışından gelenlerden daha az. İkincisi, yurtdışından gelenler büyük oranda tatil köyleri ve 4-5 yıldızlı otelleri tercih ederken, TÜİK verilerine göre yerli turistler büyük oranda yakınlarının evlerinde/yazlıklarında kalıyorlar. Üçüncüsü, insanlar her ne kadar evde kalmaktan sıkıldıysa da, hayat normalleşmeye başladıktan sonra tatile çekme konusunda çekingen davranacaklar.

Bu kısıtlara rağmen, iç turizmde canlanma dış turizmden önce başlayacak. Özellikle Haziran-Temmuz döneminde, henüz yabancılar gelmeye başlamadan önce vatandaşların tatil bölgelerine gitmeye başladığını göreceğiz. Ancak eğer sektör bunu istiyorsa, ciddi bir fiyat kampanyasının yanı sıra, sağlık önemlerini de artırması gerekiyor.

Bütün bu çerçevede “COVID-19’un ilacı iç turizm” demek mümkün değil. Ancak iç turizmin teşviki işletmelerin 2020’yi daha az hasarla atlatmalarına yardımcı olabilir.

 

Yurt Dışından Gelenler

Seyahat Gelirleri*

Yolcu Taşımacılık Gelirleri*

Oca.19

1.999.642

1312

777

Şub.19

2.113.909

1217

654

Mar.19

2.746.159

1404

797

Nis.19

3.809.819

1733

957

May.19

4.512.020

2309

913

Haz.19

5.969.981

2923

1112

Tem.19

7.413.887

3802

1409

Ağu.19

7.016.330

4560

1543

Eyl.19

5.982.789

3804

1202

Eki.19

4.818.001

2586

1163

Kas.19

2.693.151

1849

909

Ara.19

2.671.511

1420

1085

Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TCMB (*milyon dolar)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar