10 bin yıl öncenin sütünü bugün aynen üretmek mümkün mü?

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

ULUOVA Süt’ün CEO’su Burcu Ateş, Pazarlama Yöneticisi Medihan Polat ve Kurumsal İletişim Sorumlusu Özüm Yaslan, geçen ocak ayı ortalarında gazeteye geldi.

Burcu Ateş, Çanakkale Geyikli Üvecik’te bulunan Uluova Süt’ün kurucusu Mehmet Akif Hut’un geçmişte tekstil sektöründe faaliyet gösteren şirket sahibi olduğunu 2011 yılında hayvancılık sektörüne girdiğini belirtti:

- Mehmet Akif Bey, A2 süt üretimine odaklanıyor. Süt hayvanı alımlarını, sonrasında yetiştirmeyi ona göre yapıyor.

 

“A2 Süt”ü anlatmaya çalıştı:

- Dünyada ineklerde binlerce yıl önce mutasyon yaşanıyor. “A2” sütün yerini “A1” süt alıyor. 30 yıl önce Kanada ve Yeni Zelanda’da bu mutasyonun farkına varılıyor. Yeniden “A2 Süt” veren inekler yetiştiriliyor.

Bu ön bilgiden sonra bizi çiftliğe davet etti:

- Geyikli Üvecik’teki 5 bin baş hayvanın bulunduğu çiftliğimizi görüp, kendini “Çoban” olarak tanıtan Mehmet Akif Bey ile sohbet etmenizi isteriz.

Geçenlerde Şeref Oğuz’la birlikte Üvecik’e gittik. Balıkesir Temsilcimiz Esra Sultan Azizoğlu da bize eşlik etti. Yolda Uluova Süt’ün web sitesine baktım, ana sayfada şu başlık vardı:

10 bin yıl öncesinin sütü artık sofranızda…

Hut, kartvizitini uzattı:

Mehmet Akif Hut, çoban…

Çiftliğinin 700 dönüm araziye sahip olduğunu, 2015 yılında Uluova Çiftliği’ni faaliyete geçirdiğini bildirip, sözü Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Moleküler Biyoloji ve Genetik uzmanı Doç. Sercan Karav’a bıraktı:

- Ankara Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra California’ya gittim. 9 yıl süt üzerine bilimsel çalışmalar yürüttüm. ABD’ye devlet bursu ile gitmiştim. Çanakkale’ye dönüp akademik çalışmalarıma devam ettim.

5 yıldır Uluova Süt ile birlikte çalıştığını belirtti, Mehmet Akif Hut sürdürdü:

- Sercan Hocamız bizim bilimsel araştırmalarımızı yapıyor.

Doç. Sercan Karav, “A2 Süt”ün öyküsüne girdi:

- Dünyada ineklerin DNA’sında mutasyon yaşandığı, sütün de “A1”e dönüşmüş olduğu 30 yıl önce Yeni Zelanda ve Kanada’daki araştırmalarda ortaya çıktı. Sütün insanda yarattığı alerjik etki, gaz yapması gibi konuların “A1”e dönüşten kaynaklandığı anlaşıldı.

“A2 Süt”ün 2009 yılında Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin (EFSA) raporlarına girdiğini bildirdi:

- Klinik olarak henüz kanıtlanmış değil. Ancak, başlangıçta “A2 Süt”ün farkını ortaya koyan makale sayısı maksimum 100 dolayında iken günümüzde 3 bine kadar çıktı. Her yıl 1000’i aşkın makale yayınlanıyor.

Dünyada bazı bebek maması üreticilerinin “A2 Süt”e geçiş yaptığını vurguladı, Mehmet Akif Hut, bu süt ile ilgili şu iddiayı ortaya koydu:

- Gaz, şişkinlik yapmıyor. Bu sütten elde edilen yoğurt ve ayran uyku getirmiyor.

“A1”den “A2”ye dönerken süte müdahalelerinin söz konusu olmadığının altını çizdi:

- “A2” anne-babalardan doğan buzağılar burada süt hayvanı olarak yetiştiriliyor. Başlangıçta da doğrudan “A2 Süt” veren, mutasyona uğramamış inekler getirtilmişti.

Mehmet Akif Hut, önceki işini anlatırken, “modacı idim” deyip, devam etti:

- Önceki işlerim sırasında dünyayı gezdim. O seyahatler sırasında “A2 Süt”le tanıştım, kafaya taktım.

Çiftlikte 5 bin büyükbaş hayvan olduğunu vurguladı:

- Bunlardan 2 bini sağmal. Günde 70 ton süt üretiyoruz.

Doç. Karav, şu noktaya dikkat çekti:

- Akif Bey, “A2 Süt” konusunda ısrarcı olmasa, bu çiftlikteki hayvan sayısı 20 bini bulabilirdi.

TÜBİTAK MAM işbirliği ile üretim yapan Uluova Süt’ün yöneticileri, kurucusu, danışmanı akademisyen ile görüşene kadar sütte “A1”, “A2” ayrımını bilmiyordum.

Çiftliğin kurucusu Mehmet Akif Hut ve akademik danışmanı Doç. Sercan Karav’la sohbet sonrası kafama takıldı:

- Bilim dünyası, inek sütünde mutasyon kaynaklı farklılaşmayı neden 30 yıl önce anlayabildi?

- 30 yılda süt üreticileri “A2”ye daha hızlı dönüş yapamaz mıydı?

- Şimdi mutasyona uğramamış inek yetiştirip “A2”ye geçenler gerçekten 10 bin yıl öncesinin sütünü elde edebiliyor mu?

Bu soruların yanıtını sanıyorum önümüzdeki dönemde bilim dünyası verecek…

 

Ağır Çoban Korosu

ULUOVA Hayvan Çiftliği ve Süt İşletmesi’nin kurucusu Mehmet Akif Hut, toplam istihdamın 125 kişiden oluştuğunu belirtti:

- 700 dönüm arazinin 75 bin metrekaresini kapalı alanlarımız oluşturuyor.

İşletmenin bölümlerini gezerken panolardan birindeki yazı dikkatimizi çekti:

Ağır Çoban Korosu…

Mehmet Akif Hut, koro yazının dikkatimiz çektiğini farkedince anlattı:

- Çalışan arkadaşlarımızın kurduğu bir koro var. Biz de adına “Ağır Çoban Korosu” dedik. Zaman zaman konser veriyorlar.

Sonra Mehmet Akif Hut’un sosyal medyadaki bir paylaşımını gördüm:

- Huzurlarınızda Ağır Çoban Korosu…

Paylaşım şöyleydi:

- Uluova Ailesi olarak sadece hayvan yetiştirip süt sağmıyoruz. El ele, omuz omuza tek ses, tek nefes oluyoruz, birlikte söylüyoruz.

Okuduğu kitabın ana fikrini anlatana ödül veriyoruz

MEHMET Akif Hut, Uluova Süt’ün yönetim binasını gezerken kütüphaneyi özellikle gösterdi:

- Buradaki kitaplar çalışma arkadaşlarımızın okuması için. Kitap okuyup ana fikrini paylaşana ödül veriyoruz.

Ardından ekledi:

- Çalışma arkadaşlarımızın talep ettiği, kütüphanemizde yer almayan kitapları da en kısa sürede alıyoruz.

İki şirkete binlerce dönüm GES arazisi verildi, sanayici parasıyla yer bulamaz oldu

ADANA Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Kıvanç, Yumurtalık ve çevresinde tahsis edilen güneş enerjisi santralı (GES) yerleri konusunda dert yandı:

- Bir gruba 25 bin dönüm, diğerine 15 bin dönüm yer tahsisi yapılmış. Sanayicilerimiz “işletici” diye bildiği şirketlerden birine başvuruda bulunmuş, “Biz kendi şirketlerimizde kullanacağız” cevabı almışlar.

Adanalı sanayicilerin parasını ödemek kaydıyla 100 dönüm bile yer bulamadığını belirtti:

- Yumurtalık ve çevresinde iki gruba toplam 40 bin dönüm yer verilmesi üyelerimiz arasında rahatsızlık yaratıyor.

Ardından ekledi:

- Kendi ihtiyacı içi GES alanı talep eden firmalarımız var. Üstelik kira bedeli neyse onu da ödemeye hazırlar. Ancak, söz konusu arkadaşlarımıza olumsuz cevaplar veriliyor.

Fabrika çatıları kendi tüketimlerine yetmeyen sanayiciler Türkiye’nin güneşi en fazla gören bölgelerinde harıl harıl yer arıyor ama talepler yeterince karşılanamıyor gibi görünüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar