Birleşik Krallık'ı meydana getiren dört ülkeden en büyük ve merkez ülkedir. Kraliçe II. Elizabeth ve Başbakan Boris Johnson’dır. Resmi dil İngilizcedir ve ülkenin başkenti Londra’dır. İngiliz Sterlini, Birleşik Krallığın para birimidir.
İngiltere, Birleşik Krallığı oluşturan 4 ülkeden en geniş ve en kalabalık olandır. 66 milyondan fazla olanBirleşik Krallık nüfusunun %85'i (yaklaşık 56 milyon kişi) İngiltere'de yaşamaktadır. İngiltere’nin nüfusu 56.287.000’dir. Nüfusun % 80’i şehirlerde yaşar. Kilometre kareye 235 kişi ile dünyanın en büyük nüfus yoğunluğuna sahip ülkelerinden biridir. Geri kalan nüfusun yaklaşık 3 milyonu Galler’de, 5,5 milyonu İskoçya’da, 2 milyonu Kuzey İrlanda’da yaşamaktadır.
Halkın büyük bir kısmı üzerinde Anglikan Kilisesi hâkimdir. İskoçya Kilisesinin mensupları da vardır. Katolik, Metodist ve Baptist mezhepleri de mevcuttur. Ayrıca ateist, Yahudi ve Budist insanlar da vardır.
İngilizlerin eğitime önem vermeleri, ülkede birçok ilim insanının yetişmesine sebep olmuştur. Ünlü fizikçi Newton, Harvey ve Boyle,Halley, Watson, Dalton, Faraday, Boule, Hawking gibi bilim insanları bu ülkede yetişmişlerdir.
İngiliz sosyal refah sistemi; sağlık hizmetini, personel sosyal hizmetlerini ve sosyal güvenliği ihtiva eder.
İngiltere, Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen çevre konferanslarının hepsine katılmıştır. İngiliz hükûmeti bir çevre fonu kurmuştur. Ayrıca İngiltere’de gönüllü çevre grupları mevcuttur.
Birleşik Krallık, futbolun vatanı olarak gösterilir. Ülkede 25.520 spor kulübüne üye 70.000 dolayında futbol takımı ve bu takımlarda yer alan yaklaşık 750.000 lisanslı futbolcu vardır. İngilizlere mahsus olan polo, rugby, hokey, kriket, golf, badminton, squash bu ülkede doğmuştur ve bazıları sadece bu adalar devletlerinde oynanır.
Çalışan nüfusun %40'ını sanayi kollarındakiler oluşturur. İngiltere sanayi devrimini Avrupa'da ilk gerçekleştiren ülkedir. Sanayi 18. yüzyıl'ın ikinci yarısında zengin taş kömürü yataklarının işletilmesiyle başlamıştır. Günümüzde taşkömürü üretimi azalmıştır (yılda 122 Mt) ve hepsi iç tüketimde kullanılmaktadır. Enerjinin ancak üçte biri kömürden sağlanmaktadır. Buna karşılık hidrokarbon tüketimi artmıştır.
Bunun önemli bir bölümü (53 Mt petrol, 40 milyar doğalgaz) Kuzey Denizi'nden çıkartılmaktadır. Yine de yılda 20 Mt petrol dışalımı yapılmaktadır. Elektrik üretimi 288 milyar KWh'yi bulur ve bunun 37 milyar KWh'si nükleer santrallerden sağlanır. Çelik üretimi, çoğu dışarıdan satın alınan demir cevherinden olmak üzere yılda 20 Mt kadardır. Gemi yapımı ve motorlu taşıt endüstrileri çok gelişmiştir (2 milyona yakın taşıt, bunun %80'i binek otosu). Uçak sanayi ile birlikte daha birçok sanayi dalını bunlara eklemek gerekir (takım tezgâhları, tarım ve demiryolu makineleri, elektrikli makineler vb.)
En eski endüstri kolu tekstildir. Ancak eski önemini yitirmiş durumdadır. Bununla birlikte dışarıdan alınan pamuk ve hem yerli hem ithal yünle yılda 90.000 ton pamuklu, 185.000 ton yünlü üretilmektedir. Sentetik tekstil üretimi ise 400.000 ton dolayındadır. Kimya endüstrisi tekstile göre daha yeni olmasına karşın büyük bir hızla gelişmiştir. Petrokimya sanayinin (plastik madde, sentetik iplik, kauçuk, vb.) önemi de diğer kimya dallarına (gübre, boya, sabun, vb. üretimi) göre daha fazladır.
Endüstrinin yanında tarım ikinci plandadır. Çalışan nüfusun ancak %5'i tarım alanındadır. Gerçekte doğal koşullar da tarıma pek elverişli değildir. Yetiştirilen başlıca ürünler; buğday (5-10 Mt), patates, şeker pancarı, sebze ve meyvedir. Hayvancılık, tarıma göre daha geniş bir yer tutar: 15 milyon baş sığır, 30 milyon baş koyun. Yılda 1 Mt balık tutulmaktadır. Yoğun gübre kullanımına karşın tarım üretimi nüfusu beslemeye yetmemektedir.
İngiltere'nin önemli gelir kaynağı eskiden bu yana ticaretti. Sömürgelerden ve geri kalmış ülkelerden alınan hammaddeler işlenerek yine bu ülkelere satıldığından ekonomik zenginlik büyük boyutlara ulaşmıştı. Sömürgeler bağımsızlıklarını kazandıktan sonra bu durum değişmiştir. Bununla birlikte çok uluslu İngiliz şirketleri (British Petroleum, Imperial Chemical Ins. ve Shell gibi) ve büyük bir ticaret filosu ticaret dengesini ülke lehine destekleyici etmenlerdir. Ancak gene de ülke ekonomisi zaman zaman bunalıma düşmekte, bu da toplumsal sorunlara yol açmaktadır. Dolayısıyla İngiltere giderek eski ekonomik gücünü yitirmektedir.