Dijital dönüşümü başaran KOBİ hikayeleri
Vodafone Business desteği ile sektörlerinde dijital dönüşümü yakalayan KOBİ'ler başarı hikayelerini anlattı.
ECC Tur turizmde hedef kitlesine ‘Dijital Pazarlama’ ile ulaştı
Turizm sektöründe faaliyet gösteren ECC Tur Kurucu Ortağı Cevdet Aytekin, sektörlerinde kendilerinin gerçekleştirdiği dijitalleşme süreçlerini ve buradan elde ettikleri sonuçları bize aktardı. Aytekin sorularımızı şöyle yanıtladı:
Öncelikle ECC Tur’u bize kısaca anlatır mısınız? Turizmin hangi alanlarında faaliyet gösteriyorsunuz?
2013 yılında kurulmuş bir turizm seyahat acentesiyiz. İstanbul merkezliyiz, ancak Antalya ve İzmir’de de şubeleri olan bir firmayız. Aynı zamanda toplantı, seminer, kongre uçak bileti ve en önemlisi otellerin çağrı merkezi hizmetlerini veriyoruz. XBu operasyonlardan bahsedince bu süreçlerin özellikle pandemi ile de birlikte giderek dijitalleştiğini görüyoruz. Siz ECC Tur olarak burada neler yapıyorsunuz? Artık ‘dijital pazarlama’ dediğimiz konu özellikle turizm gibi bir sektörde faaliyet gösteren firmalar için çok önemli hale geldi. Vodafone Business ile de tanışmamızın bizi güzel yerlere getirdiğini düşünüyorum. Bu bizim ‘dijital pazarlama’daki reklam maliyetlerimiz olsun, bizi yönlendirmeleri bakımından olsun, verdiğimiz reklamlar açısından olsun çok önemliydi.
‘Dijital pazarlama’dan bahsettiniz, buradan baktığımızda aslında tüketicilere ulaşmak için dijital platformların çok önemli rol oynadığını görüyoruz. Siz bu kanalları nasıl kullanıyorsunuz?
İlk etapta biz bu kanalları kendi bünyemizde yönetmeye çalışıyorduk. Bunun için özel acente yazılımları, doğru bir web sitesi, çalıştığımız ürünleri doğru göstermek adına bunların hepsini kendi bünyemizde yapıyorduk. Bazılarını da halen yapmaya devam ediyoruz. Yakın zamanda da reklamları daha doğru nasıl verebiliriz, daha nasıl geliştirebiliriz derken, Vodafone ile tanıştık. Daha önce de söylediğim gibi, doğru hedef kitle, doğru reklam, maliyetleri düşürmek adına ürünümüzü daha iyi pazarlamak adına güzel bir çalışma elde ettik. Bu da bizi diğer rakiplerimize nazaran, bir adım daha öne geçirmiş oldu. Piyasaya baktığımızda pek çok rakibimiz var. Bunlar irili ufaklı ve her geçen gün de artıyor. Bu nedenle kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. ‘dijital pazarlama’ dediğimiz konu, ucu bucağı olmayan bir konu ve devamlı gelişiyor. Bu sebeple sizin de kendinizi o noktada yenilemeniz ve doğru partnerlerle çalışmanız gerekiyor.
Turizm sektöründe tüketici dijital kanallara çok duyarlı. Siz hangi kanalları daha çok kullanıyorsunuz? Biraz önce çağrı merkezi işlerinizden de bahsetmiştiniz…
Biz ECC Tur olarak aslında otellerin ön yüzüyüz. Onlar adına pazarlama stratejilerini geliştiriyoruz. Özellikle kullandığımız kanallar sosyal medyada Facebook ve Instagram kanallarımız. Bu kanallarda aslında hepimiz ciddi vakit harcıyoruz. Örneğin bir misafirimiz, tatile gitmek istiyor. Tatil ve rezervasyonla ilgili bir arama yaptığı zaman hemen Facebook ve Instagram'da sponsorlu reklamlar vererek, o misafirimizi ve kitleyi yakalamaya çalışıyoruz. Bunun erken rezervasyon kampanyaları, son dakika fırsatları oluyor. Kış tatili, termal tatil gibi doğru hedef kitleyi seçip, özellikle sosyal medyada doğru noktada, doğru içerik ile ulaşmaya çalışıyoruz.
Burada iki şey önemli oluyor: teknolojik altyapı ve hedefleme. Bu kanallarda hedef kitlenize ne kadar iyi içerikler yönelttiğiniz oldukça kritik, değil mi?
En kritik nokta doğru hedef kitle, Türkiye’de 80 milyon insan yaşıyor. Bir anda reklamı herkese açarsanız, harcadığınız para hem yüksek olur hem de doğru yere gitmez. Burada en önemli nokta bir otelin reklamını verirken, o otelin müşterisine göre onu tanımlamak gerekiyor. Örneğin, bir Antalya yöresine, Kemer, Side, Belek bölgesine İstanbul’dan mı, Ankara’dan mı misafirler daha çok geliyor? Bunun gibi kriterleri göz önünde bulundurarak bu işlemleri yapıyoruz.
Son olarak siz süreçleri deneyimliyorsunuz, geliştiriyorsunuz. Deneyimlerinizden yola çıkarak tavsiye edecekleriniz, dikkat edilecek noktalar var mı?
Her şeyden önce bu işi yapıyorsanız doğru partnerler seçmeniz gerekiyor. Çünkü turizm devamlı gelişen ve büyüyen bir sektör. Çağa ve zamana muhakkak ayak uydurmanız gerekiyor. Bizim örneğimizde olduğu gibi Vodafone Business gibi güçlü bir partneri yanlarına almalarını tavsiye ederim. Bunu sadece dijital pazarlama alanında düşünmesinler, gerek Metro Ethernet, gerek telefon hizmetleri olsun, gerek SIM kart hizmetleri olsun, genel olarak ‘dijital pazarlama’ olsun, Vodafone Business gibi bir partnerle iş birligi yapmalarını yönlendiririm. Bütünsel hizmet almak bizim gibi şirketler için önemli…
“Tarımda dijitalleşme artık olmazsa olmaz”
Tarımdaki dijital dönüşümde başarılı uygulamaları ile öne çıkan Targi Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Sümer, çalışmaları ile ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı:
Targi Tarım olarak Türkiye’de tarımda dijitalleşme konusunda örnek şirketlerden birisiniz… Öncelikle bize kısaca Targi Tarım’ı anlatmanızı isteyeceğim?
Targi Tarım benim rahmetli babamın kurduğu bir şirket, ben ikinci jenerasyon temsilcilerindenim. Daha çok sözleşmeli tarım üzerine odaklanıyor. Farklı, ulusal ve uluslararası şirketlere ağırlıklı patates olmak üzere ürün sağlıyoruz.
Özellikle sizin “Çiftçi Koçu” programınız var. Teknoloji aslında aynı zamanda bir iletişim işi, bu açıdan önemli diye düşünüyorum?
Rahmetli babamın adına kurduğumuz bir proje “Çiftçi Koçu”… Buradaki amacımız burada çiftçilere doğru bilginin aktarılması… Çiftçilik mesleğine biraz katma değer sağlayabilmek, üretimlerde verimi artırabilmek, birim maliyetten kazanılan geliri artırabilmek. Onun dışında sürdürülebilir tarım, çevrenin sürdürülebilmesi, çiftçiliğin sürdürülebilmesi, sağlıklı gıdaya ulaşabilmemiz adına farklı projelerimiz ve farklı faaliyetlerimiz var.
Dijital teknolojiye nerelerde ihtiyaç duydunuz? Bu yolda hangi projeleri hayata geçirdiniz?
Kısaca anlatmak gerekirse, ben işim dolayısıyla çok gezen biriyim. Bugün İsviçre’den yayın yapıyoruz. Akşam Fransa’da olacağım hayvancılık fuarı var. İki hafta sonra İtalya’da tarım fuarında olacağım. Buradaki toplantılarda ve görüşmelerde, az çok izleme şansınız oluyor. Trendler nedir? Bu işin geleceği nereye gidiyor? Bundan bir 5-10 yıl sonra nereye geleceğiz? Çünkü bizden bir tık ilerde olan tarım ülkeleri var. Onlara bakmak bize ciddi bir vizyon sağlıyor. Buraya baktığınızda diyorsunuz ki tarımda dijitalleşme olmazsa olmaz… Ama bunun doğru yolu nasıl olmalı? Bizim Türkiye modeline uygulanacak sistem ne olmalı, biz bunların araştırmasını çok yaptık. Vodafone ve birçok farklı teknoloji şirketiyle denemeler yapma şansımız oldu. Vodafone'un gerçekten çok geniş bir yelpazede hizmetlerini kullanıyoruz. Şöyle ses, veri, telefondan başlamak gerekirse, öncelikle bugün İsviçre’deyim sonra Fransa ve İtalya’dayım bunların hepsinde ben Türkiye’de gibi Vodafone hattımdan konuşabiliyorum.
İletişim derken, veriye ulaşım, hem de insana iletişim diyebiliriz… Her ikisi bir arada. Bunları bulut sistemleri ve mobil olarak yapıyorsunuz değil mi?
Ben başka bir ülkedeyken baktığım zaman o gün ne yapılmış, ertesi gün neler planlanıyor görüyorum. Daha önceki verilerde kalite değerleri neydi? Firemiz var mı, düzeltebileceğimiz bir şey var mı? Bunları devamlı olarak izlemek durumundayız.
Örneğin hava durumu anında alıyorsunuz. O bölgede neler olduğunu gözlemliyor musunuz?
Hava durumu ve iklim değişikliğinden başta bahsettiniz. Bu konu gerçekten çok önemli bir konu. Herkes için, tabii çok önemli ama biz tarım işiyle uğraşanlar, çiftçiler için hayati öneme sahip… İki sene kadar önce salgın öncesinde Harvard Üniversitesi’ndeki bir seminerin açılış konuşmasıydı bu konu. Yani iklim değişikliğinin bize etkisi ne olacak ve biz bunun için neler yapabiliriz? Fırsatlar nelerdir? Tehditler nelerdir? Bunlarla ilgili neler yapabiliriz? diye. Şimdi İstanbul’da da evim var ve yağmur yağdığında dışarı çıkmam, AVM’de gezeyim diyebilirim ancak tarımda böyle bir şey yok. Bütün sistem, açık bir fabrika gibi, yağmur yağıp yağmayacağına göre siz gübrenizi programlıyorsunuz. Ona göre tarla sürümü yapıp yapmayacağınızı planlıyorsunuz. Ne zaman hasat yapayım? Pek çok parametre var.
Bu süreçte hangi dijital çözümlerden yararlandınız? Özellikle tarım ile ilgili olanları biraz daha açabilirsek belki ayrıntılı aktarmanın faydaları olur?
Birçok çözüm var aslında ama bazılarını aktarmaya çalışayım. Birincisi tarladan başlıyor. Benim o gün toprağı ne zaman sürmem lazım? Ekimi ne zaman yapmam lazım? Bununla ilgili bir modül var. Sonra bitkimiz biraz gelişti, ne tip hastalıklarla mücadele edeceğiz bununla ilgili modeller var. Bunları ne zaman ilaçlama yapmam lazım, optimum ilaçlama yapacağımı söylüyor. Bu bizim için neden önemli, birinci maliyet açısından ben 10 ilaçlama yapmak yerine doğru zamanda 1-2 ilaçlama yapabilirsem benim maliyetim düşüyor. İkincisi sürdürülebilirlik açısından önemli, yani bunu korumamız lazım ve bu ancak böyle teknolojilerle mümkün… Bundan sonra hastalık modellerinden sonra, zararlı modelleri var. Haşereler, böcekler bizim için sıkıntılı olan zararlılar var. Bunların üreme zamanları, bulundukları yerler ile ilgili modüller var. Onun dışında bu sene başlayan uydu çözümleri var. Uydudan siz şu anki teknolojiyle stres şartları var mı? Stres şartları dediğimiz, sıcaklık, kuraklık, tuzluluk var mı? Onu görebiliyorsunuz ziraat mühendislerini görevlendirebiliyorsunuz. IOT cihazlarımız var tarladaki cihazlar bize anında bilgi aktarabiliyor. Araç takip ve dijital tarım ürünleri var. Ortak konuşma, planlama, kontrol edebilme gibi tüm çözümlerin arkasında Vodafone Business var.
Konuyla ilgili teknolojinin önemli faydaları var. Ama süreçlere bunları adapte etmek de önemli. Sizin bu konudaki deneyimlerinizden bahseder misiniz?
Birincisi şöyle bir yaklaşım doğru değil, şöyle bir teknoloji gelecek ve bugünden yarına bizi kurtaracak. Türk tarımını ihya edecek diye bir yaklaşıma ben katılmıyorum. Bizim çiftçilerimizin ve bölgelerimizin belli bir görmüşlükleri geçirmişlikleri var. Yani ben bölgedeki o çiftçinin atadan kalma bilgilerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Gerçekten bir yaşanmışlık var. Tarımda her parsel için çözüm gerekebilir. Bunları dikkate alarak teknolojiyi nasıl entegre edebiliriz? Arazinizin yüzde 10-20’sinde eğer bilmediğiniz bir teknoloji ise uygulayabilirsiniz. Veya denenmiş teknolojileri kullanarak, eğer güveniyorsanız bunları deneyenlerin tecrübelerine, araştırma enstitüleri olabilir. Belki bunları izlemekte fayda var.
"Vodafone Business'ın dijital dönüşümümüze yol göstermesi ile müşteri sayımız arttı
Yeme-içme sektöründe pandemi ile hızla dijitalleşen işletmelerden Duqqan Cafe Restoran kurucusu Gökhan Reis, sorularımız yanıtlayarak, bu süreçte neler yaptıklarını aktardı:
Pandeminin en çok zarar verdiği sektörlerden biri kuşkusuz yeme-içme sektörü oldu. Siz de bu alanda faaliyet gösteriyorsunuz. Bazen sıkıntılar fırsat da yaratıyor. Siz teknolojide neleri farklı yapmaya çalışıyorsunuz?
Sizin de biraz önce dediğiniz gibi bazen, bazı sıkıntıları fırsata çevirmek ve güzel şeyler yapmak da her zaman insanların elinde. Teknolojisiz hiçbir şey olmuyor. Devir teknoloji devri, sosyal platformlarda reklam dönemi. Bunu biz nasıl değerlendirebiliriz onu tasarladık. Bilgi İşlem Müdürüm Serkan Yanık Bey bu dönemde bir öneride bulundu. Kendisi Vodafone ile görüşmeye başladı. Bir yandan kendi dekorasyonumuzu yaparken, bir yandan da Vodafone ile teknoloji değişikliklerini yaptık. Bildiğiniz gibi günümüzde bir eğlence mekanına gittiğiniz zaman, içerisi yoğun bir kalabalık oluyor. En az 150-200 misafir oluyor. Sonuçta canlı müzik var. Dedik ki biz bu insanlara nasıl hızlı hizmet verebiliriz. Eline telefonu alan ya fotoğraf çekiyor ya hemen canlı yayına geçiyor. Paylaşımlar yapıyor. Burada nasıl misafirlerimiz bağlanabilir dedik. Orada da Vodafone Business devreye girdi.
İyi bir iş birliği yapmışsınız. Neleri birlikte hayata geçirdiniz? Ne gibi altyapı teknolojileri kullandınız?
Birincisi misafirlerimizin hızlı internete girmesini Vodafone sayesinde gerçekleştirdik. Fiber altyapıyı gerçekleştirdik. Personelimizin performans değerlendirmesini dahi Vodafone’dan yapıyoruz. Üçüncüsü Onedio reklamlarımızı Vodafone Business sayesinde yapıyoruz. Dördüncüsü işletmemizin, tanıtımını reklamını Vodafone Business sayesinde yapıyoruz şu anda… Ulaşamadığımız kitlelere de Vodafone’un desteği ile ulaşıyoruz.
Siz bunu bir süredir uyguluyorsunuz sanıyorum?
Müşteri memnuniyeti, müşteriye ulaşma açısından, ne gibi sonuçlar aldınız? İlk zamanlar burası çok eski bir mekandı, biz buranın tadilatına başlamadan önce burada internet sıkıntısı çok yüksekti. 10 kişi, 15 kişi internete bağlandıktan sonra sıkıntı yaşanıyordu. Modem resetliyorduk sürekli… Vodafone Business ile tanıştık, oradaki müşteri temsilcisi arkadaşlarımız sağolsunlar, geldiler şöyle bir altyapımız var, bunu kullanmak ister misiniz? Dediler. Biz de kabul ettik ve bize altyapıyı kurdular. Şimdi 350 kişi sıkıntısız bir şekilde internetten faydalanıyor. İnternetten faydalanırken ne oluyor, insanların paylaşımları artıyor. Şimdi ofisleri hala tam olarak insanlar kullanamadığı için yukarıdaki restoranın bahçesini ofis gibi kullananlar var. Localarımızı ofis olarak kullanan var. İnternette sıkıntı yok, eğlencede sıkıntı yok. Her bölümün müşteri kitlesi burada çoğaldı. Vodafone Business’ın verdiği reklam hizmetlerinden dolayı da, çok çabuk ismimizi duyurduk. Bir nevi burada çok minnettarız ve çok teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Sosyal medyanın gücü konusunda ne dersiniz? Sosyal medya sizi oraya da taşımış… Biraz önce çok güzel söylediniz. Teknolojiyi yenileyerek sosyal medyayı kullanmalarını da teşvik etmiş oluyorsunuz.
Mesela şöyle söyleyeyim, biz geçtiğimiz günlerde birkaç tane afiş paylaştık. Bu afişi paylaştığımızda biz ne yapardık, sokaklarda asardık. Ya da elle reklam dağıtırdık. Teknoloji o kadar ilerledi ki, biz şu anda bir afiş paylaşıyoruz. Bir saat içinde 20 bin, 30 bin beğeni geliyor. Arkasından bu böyle değildi, çok büyük güç ve çaba sarf ediyordunuz. Burada da bir çaba ve güç var. Ama ne gücü var teknolojinin gücü var. Bizim de ne yapmamız gerekiyor. Otomatikman buna ayak uymamız gerekiyor.