ESO Başkanı Kesikbaş: Dışa ve dünyaya açılma gücünü yereldeki iş disiplini yaratır

Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş, "Ülkemizdeki bir numaralı sorununun dışa ve dünyaya açılma olduğuna inandığım için dayanıklı tedarik zinciri yapısını önemsiyorum. Dışa ve dünyaya açılma bağlamında finans sisteminde çeşitlilik ve erişilebilirliğin ne kadar önemli olduğunu kendi deneyim ve birikimlerimden biliyorum. Ülkemizde dışa dönük gelişmenin gerek şart olduğuna ilişkin düşüncem her geçen gün pekişiyor." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ESO Başkanı Kesikbaş: Dışa ve dünyaya açılma gücünü yereldeki iş disiplini yaratır

Rüştü BOZKURT yazdı...

İş insanlığı sınavının başarılı örneklerinden biridir Celalettin Kesikbaş. Kendi işini kurmuş, yabancı ve yerlilerle ortaklıklar yapmış, dünyaya açık bir girişimci insanımızdır kendisi. Lastik tekerlekli araçlarda uzun yol sürücülerinin bir gözlemi var:

“Yolda bulduğun arkadaş, tekerin döndüğü sürece arkadaştır!” Tunalı Ortaokulu’nda öğrenciliğinden bu yana tanığım, kökü derinliklerde olan duygu ve düşüncelere sahip yapısı ile bilinir Celalettin Kesikbaş. Öteki şapkalarını bir yana bırakarak “iş yapma tarzı” üzerinde deneyimlerini ve birikimlerini paylaşmak için ofisinde ziyaret ediyorum. Bir insanın kimlik ve kişiliği hakkında sağlam bilgi edinmek istiyorsanız, toplumsal değirmen taşlarının saf insani değerleri aşındırmadığı ilkokul çağı arkadaşlarına sorun. Benim kadim öğrencilerim ve dostlarım Müh. İsmail Sağır, Müh. Tuncay Sağır, Dr. İhsan Başaran (Sağır), Dr. Rıdvan Sağır ve Prof. Dr. Müjgan Sağır’ın mahalleden, ilkokuldan, ortaokuldan ve lise günlerinden birlikte yaşam deyimini zenginleştirdikleri arkadaşlarıdır Celalettin Kesikbaş.

Kesikbaş’ın mahallede, ilkokulda, ortaokulda ve lisede sınıf arkadaşı Prof. Dr. Müjgan Sağır’a anlattırıyorum çocukluk günlerinin anılarını: “Çok ince esprilerini hiç unutmam. Sırıtmayan, kırmayan esprileri zekâsının dışa yansımasıydı. Çocukluk günlerinde bile herkesle sağlıklı ilişki kurma yeteneği vardı. Sınıfın çalışkanları kadar yaramazlarıyla da arkadaşlık kurardı; kendine özgü arkadaşlık ağları geliştirir, arkadaşlarına, öğretmenlere ve mahallede herkese hissettirirdi. Bir başka zenginliği daha vardı: Yüzündeki gülümseme eksik olmazdı. Haylazlıklarını ilişki ağı içinde sempatik hale getirirdi. Hürriyet İlkokulu, Tunalı Ortaokulu ve Bahçelievler Lisesi’nin iz bırakan öğrencilerinden biriydi”.

Ortaokul öğrenciliğinden bugünlere kadim dostum, Dr. İhsan Başaran (Sağır) kardeşinin gözlemlerini başka yönleriyle zenginleştiriyor: “Hırslı, çalışkan, kendini kanıtlayan biriydi; iyi ilişki kurma ve sürdürme ustasıydı. Yarım yüzyılı aşan zamanda bir vesile yaratır, arar ve hal hatır sorar. Yüzünde ve gözlerindeki gülümseme iç dünyasının dışa yansımasıdır. Celalettin bir insan, bir girişimci, iş yöneticisi, sosyal sorumluluklar üstlenen bir sivil toplum yöneticisi olarak özel biridir; bizim kıymetlimizdir.”

Celalettin Kesikbaş’ın yaşam sürecinde inişli çıkışlı karmaşayı gözleme, izleme ve sentezleme gücünün çıktılarını bir yazıyla paylaşmak için Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ndeki iş yerinde ziyaret ediyorum. Tedarik zinciri boşlukları, ana sanayi yan sanayi ilişkileri konusunda tespitlerinin ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Tedarik zincirinde yan sanayi ile ana sanayi ilişkilerindeki boşlukları yerelde ve iş yerlerimiz ölçeğinde nasıl yönetmemiz gerektiğini soruyorum. Yerelden küresele açılmanın önündeki engellerin neler olduğunu O’nun bakış açısından yaşama nasıl yansıdığını anlamak istiyorum.

İŞ YERLERİMİZDE PLAN DİSİPLİNİ

Söze şöyle başlıyor: “Uzun yıllardır yan sanayi ana sanayi ilişkisi, tedarik zincirinin etkinlik, verimlilik ve üretkenlik katkıları üzerinde düşünüyor; uygulamadan çıkan dersleri not ediyorum. Ülkemizin bir numaralı sorununun dışa ve dünyaya açılma olduğuna inandığım için dayanıklı bir tedarik zincirinin gerek şartlardan biri olduğunu değerlendiriyorum. Dışa ve dünyaya açılma bağlamında finans sisteminde çeşitlilik ve erişilebilirliğin ne kadar önemli olduğunu kendi iş yaşamının deneyim ve birikimleriyle sentezliyorum. Ülkemizde dışa dönük gelişmenin gerek şart olduğuna ilişkin düşüncem her geçen gün pekişiyor. Plan yapılması üretimde başarının olmazsa olmazı. Plan yapmanın önemini hep birlikte kavramanın çok, hem de çok önemli olduğunu değerlendiriyorum.” Dışa açılmada finansman ve planlamanın ayrıntıdaki etkilerinin neler olduğunu açmasını istiyorum Kesikbaş’tan. Önce “plan disiplini” üzerinde duruyor:

1- Plan yapmak için iyi bir “endüstri muhasebesi” disiplini gerekiyor… İş dünyasında gelişmelere kafa yoran birçok girişimci gibi Kesikbaş da iş süreçlerinin bütün aşamalarında kayıt tutmanın, uluslararası kabul gören muhasebe sistemi oluşturmanın önemine vurgu yapıyor. Sağlıklı veri üretme, verileri malumata, bilgiye, anlamaya ve anlamlandırmaya taşımanın artan önemine işaret ediyor.

2- Her iş yeri yaptığı işle ilgili bir “reçete” oluşturmalı. İş süreçlerinde “bileşen ve bağlam hâkimiyeti” ancak tutarlı reçeteler oluşturmak mümkün. Her işin, her iş yerinin kendine özgü koşullarında, işi iyi yapma ve hakkını verme için gerek şartlarından biri reçeteler oluşturma, uygulama, uygulama sonuçlarındaki sapmaları düzelterek ilerlememiz gerekiyor.

3- İş süreçlerine hâkimiyet de plan disiplininin bir başka bileşeni. Geçmişte olduğu gibi, günümüzün yeni teknolojilerinde de iş süreçlerine hâkimiyet ciddi bir plan yapmanın bileşeni. İş süreçlerini uçtan uca gözleme, izleme, veri oluşturma ve değerlendirme imkânları çığ gibi büyüyor. Dışa ve dünyaya açık bir endüstri geliştireceksek, iş süreçlerine hâkimiyeti iş planlarımızın omurgası olarak algılamalı ve özenle izlemeliyiz.

4- Etkili bir planın gerektirdiği teknik ve sosyal beceriler arasında “fiyatlama uzmanlığı” da var. Ciddi kayıt sistemi ile veri oluşturur; ihtiyaçları nesnel bir biçimde tanımlar, önceliklerini de belirlersek, gerçek anlamda maliyet muhasebesi yapabilir, ürünlerimizin maliyetlerini dinamik bir biçimde izleyebiliriz. Sözünü ettiğimiz süreci özenle izlersek, ürünlerimizle ilgili aşırı ve noksan değerlendirme yapma tuzaklarına düşmeden fiyatlama da yapabiliriz. Piyasanın olanak ve kısıtlarını dengeleyen “fiyatlama uzmanlığı” ile kârlarımızı ve yararlarımızı en üst düzeyde koruyup geliştirebiliriz.

5- İşimizi planlarken bir başka bileşene daha ihtiyacımız var: Satın alma yetkinliği. Satın almanın etkinliği piyasayı tanıma, ürünü tanıma, tedarik zincirinin güçlü ve zayıf yönlerine ilişkin bilgi sahibi olmayı gerektirir. Son çözümlemede, satın alma sistemi ne kadar yetkinse, girdi bileşenlerinin maliyete etkilerini o kadar dengede tutabiliriz.

6- Etkin iş yapmaya bizi götürecek planların vazgeçilmez bileşenlerinden biri de “ depo yönetimi”. Gelişmekte olan ülkelerde sermaye yetersizliği, görenek ve gelenek etkileri depo sorunlarını bir yan iş gibi görmeyi öne çıkarır. Ciddi iş planı yaptığınız zaman karşınıza çıkacak sorunlardan biri de iş akışını hızlandıracak, ürünleri koruma ve reklamasyonların verimini artıracak depo sistemi yönetimidir. Dışa ve dünyaya açılmak için depoyu etkili üretim yapmanın bileşeni olarak değerlendiririz.

7- ERP ve RP Sofware programlarına hakim olmak da etkili iş planı yapmanın gerek şartlarından bir diğeri. Teknolojinin, çıplak gücümüzle yapamadığımızı, aklımızı kullanarak bulduğumuz araç-gereçle yapma olduğunu biliyoruz. Programlar da zihinsel teknolojinin işimizi kolaylaştıran araçlarıdır; o araçlardan yararlanmalıyız. İyi bir iş planı ve işyeri yönetimi için plan süreçleri bağlamında yukarıda özetle değinilen bileşenlere hakim olmalıyız. Elimizde sağlıklı verilerin olmadığını biliyoruz, ama deneyim ve birikimlerinize göre ülkemizdeki işyerlerinin ne kadarının plan sürecinde sözünü ettiğiniz bileşenler izlediğine ilişkin tahminini sorduğumuzda, “Haksızlık etmek istemem, ama yüzde 80’inin anlattığımız konularla ilgili olmadığını söyleyebiliriz” diyor Kesikbaş.

DÜNYAYA AÇILMA

Etkin iş yönetiminin temel bileşenlerinden biri olan “finansman” konusunda da Celalettin Kesikbaş’ın gözlemlerini, deneylerini ve deneyimlerini paylaşmasını istiyorum. Beş finansman yönetimi bileşenine işaret ediyor:

İşletme maliyetleri, dışa ve dünyaya açılma fırsat yaratmalı

Finansman odağından bakmasını bilmeliyiz. Finansman araçlarının yeterliliği, finans araçlarına erişilebilirlik ve maliyetlerin uygunluğu, dışa ve dünyaya açılmanın etkili araçlarıdır. İşyeri yöneticilerinin finansman konusunda önlerini net görebilecekleri ortam ve iklim yeniliğe ve gelişmeye dönük yatırımları hızlandırır; kurumsallaşmayı besler, etkinlik, verimlilik ve üretkenliğin de itici gücü olur. Finans sisteminin dışa ve dünyaya açılmayı teşvik edici yapıda ve işleyişte olmasını sağlamak ekonomide sorumluluk alan hepimizin ortak görevi.

İşyeri yönetimleri, geliştirme, koruma, odak değiştirme ya da sektörden çıkma yatırımları ihtiyacını net olarak öngörebilmeli

Makroekonomik istikrar, piyasada faiz, döviz ve borsa hareketlerinde aşırı oynamaların olmaması gerekir. Geleceği inşa etmek için yatırım yapacak girişimci işini geliştirirken, ürettiği değeri korumaya çalışırken, koşullar gerektirdiğinde odak değiştirirken ya da iş alanından çekilirken ihtiyaçlarını net tanımlayabilmelidir. İş dünyası çok çeşitli, çok katmanlı, karmaşıktır; karmaşıklığı belirsizliğe, belirsizliği de çaresizliğe götürecek uygulamalardan sakınmak gerekir. İş yeri yönetimleri belirsizlik alanlarını risk alanına dönüştürebilirse, riski üstlenebilir.

Küresel ve yerel değişimin ve dönüşümün doğrudan ve dolaylı etkileri net olarak tanımlanmalı

Bugünün iş insanları dünya genelinde yaşanan olağanüstü teknolojik gelişmelerin etkileriyle boğuşuyor. Ülke ölçeğinde karar ve uygulamalar, dış etkilerin yarattığı belirsizlikleri azaltıcı yönde olmalı. Yerelde fırsat ve tehlikeleri, imkân ve kısıtları dengeleyen tutarlı kararlar ve uygulamalar, dışa ve dünyaya açılmanın fırsatlarını da yaratabilir. Küresel değişim ve dönüşümlerin olumsuz etkilerini azaltan kararları hep birlikte oluşturmalı ve olgunlaştırmalıyız. Finansmanla ilgili yapılanmalar, düzenlemeler ve uygulamaların hayati önemi gözden ırak tutulmamalı.

Finansman yetkilileri işyerinin diğer birimlerinden gerekli talebi almadan hareket etmemeli

Bir iş yeri fiziksel yapıları, organizasyon yapısı, iş süreçleri, işgücü, finansman, satış ve pazarlama, dağıtım sistemleriyle bir bütündür. İşyerinde farklı işlevlerin bütünlüğü önemlidir. Üretim planlaması, talebin değerlendirilmesi, satış ve pazarlama analizleri yeterli, etkili ve tutarlı ise finans yönetimi de etkili yürütülebilir. İş yerlerinin değişik birimleri birbirlerini destekleyen yeterlilikte ve yetkinlikte olmalı. İç bünye sağlamsa, işyeri uzun dönemli geleceği güven altına almak için daha sağlıklı kararlar üretebilir.

Kalite standartlarımız ile finansman yapımızın dengeleri geliştirici ve rekabet edebilirliği sağlayıcı olmalı

Çoğu kez gözden kaçırılır, ama kalite standartlarımız ile finansman yapımız ve yönetim tarzımız da dışa ve dünyaya açık kuruluş ve kurumlar oluşturmamızın gerek şartıdır. Canlı bir organizma olan işyerlerinin damarlarında dolaşan kan gibidir finansman. Celalettin Kesikbaş, şaşmaz amacın dışa dönük gelişme olduğunu vurguluyor; etkin bir finans örgütlenmesi, yönetimi ve yönetim kalitesini dikkate almanın ülkemiz iş yerlerinin önünü açacağının altını çiziyor. Herkese sorduğumuz, “Siz yetkili olsaydınız hangi önlemleri alırdınız?” sorusunun cevabını da yandaki kutu içinde okuyabilirsiniz.

Pusulamızın doğru yönü göstermesi için en çok nelere dikkat edilmeli?

Celalettin Kesikbaş’a bir iş insanı ve işyeri yönetiminin bir parçası olarak, dışa ve dünyaya dönük bir gelişmede, pusulamızın doğru yönü göstermesi için nelere özen göstermemiz gerektiğini de soruyorum. Kısa başlıklar halinde aşağıdaki cevapları veriyor:

*Pazar hakkında nesnel bilgi kadar sezgisel kavrayışımız geliştirilmeli.

*İnsanımızın eğitimli olması, teknik becerileri kadar sosyal becerilerle donatılması gerek.

*Öğrenen rakibin tedarik zincirindeki rekabet etkilerinin dikkatle izlenmesi gerekiyor.

*Termin disiplini yaratan bir iş kültürü oluşturulmalı ve çoğaltılmalı.

*Finans sisteminin zincirindeki kopuşun ana ve yan sanayi ilişkilerini olumsuz etkileri giderilmeli.

*Dış etkenler nedeniyle, işletme ölçeğinde bütün işleri içerde yapma eğiliminin güçlenmesinin önüne geçilmeli.

*“Çin faktörü” günümüzün bir gerçeği, iyi izlenmeli ve alternatif tepkiler zamanında verilmeli.

*Tedarik zincirini dayanaklı hale getirmesinin bütün koşulları iyi analiz edilerek gerekli destekler sağlanmalı.

*Know-how sistemini oluşturmalı, geliştirmeli, kendi birikimlerimiz kadar küresel birikimlerden yararlanılmalı.

*Entelektüel hafıza oluşturmadan gelişme yaratılamaz, gelişme olmadan da dışa ve dünyaya gerektiği gibi açılma sağlanamaz.

*Üretmekten başka şansımız olmadığını zihnimizde netleştirmeli ve gereğini yapmaya odaklanmalıyız.

*Yetişkin insan kaynağı odaklı olmalıyız; yetişkin işgücü arzına bütün toplum olarak odaklanmalıyız.

*İş yapma metotlarını geliştirme bilincimizi hep birlikte yükseltmeye çabalamalıyız.

*Yerelden küresele yürüyüş adımlarımızı sıkılaştırmalı ve hızlandırmalıyız.

*Marka ve imaj konusunu ciddiyetle ele almalıyız.

İş Dünyası