Eşitlik için seferberlik zamanı
EKONOMİ Gazetesi’nin kadının ekonomik alanda güçlenmesini ve iş dünyasına eşit katılımını desteklemek amacıyla Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi (KOÇ-KAM) stratejik ortaklığında düzenlediği “Türkiye’nin Lider Kadınları Paneli ve Ödül Töreni” bu sene Pera Palace Hotel'in ev sahipliğinde gerçekleşti.
Erkek değişirse kadınla birlikte dünyayı değiştirir
NURTEN ÖZTÜRK/ TOBB KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU BAŞKANI
“Kadın güçlü olursa aile güçlü olur, ülke güçlü olur, dünya güçlü olur inancıyla biz de elimizden geldiği kadar bu ülkenin aydın kadınları olarak, bu ülkenin girişimci kadınları olarak ülkemiz için çalışıyoruz. Üzüldüğüm bir noktayı dile getirmek istiyorum. Dünyadaki toplam çalışma saatinin üçte ikisi kadınlara ait ancak dünya gelirinin yüzde 10’u kadınlara ait. Ne kadar adil bir dünya değil mi? Bu yüzde 10’luk gelirin daha adil dağıtılması gerektiğine inanıyorum. Bir Çin atasözü ‘Göklerin yarısı kadınlarındır’ diyor. Evet, gökyüzünün yarısının gerçekten kadınların olmasını diliyorum. Bakın üniversitelere baktığımızda öğrencilerimizi yüzde 50 kız ve yüzde 50 erkek çocuklar temsil ediyor. Ama iş yaşamına baktığımızda kızlarımızın evlerde oturduğunu, iş bulma imkanı bulamadığını, hep erkeklerin ön plana geçtiğini veya geçirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Biz kadın değişirse dünya değişir diyoruz, ama aslında erkek değişirse kadınla birlikte dünyayı değiştirir. Gelin hep birlikte değiştirelim diyorum. Kadınlar ekonomiye erkeklerle eşit oranda katkı sağlarsa gayrisafi milli hasıla büyüyecek, yoksulluk azalacak, karar alma süreçleri kısalacak, toplumsal hayat iyileşecek ve dünya barışı güçlenecek. Bu son derece artık klasikleşmiş bir sözcük. Aslında kadın görünmez olmamalı. Bugün bu topraklarda bir kadın ‘ben hür doğdum, hür yaşıyorum’ diyebiliyorsa Bunu Atatürk’e borçlu. Kadınlarımızın, özellikle Atamızın ilkelerinden ayrılmamız gerektiğini, ona çok çok minnet ve şükran borçlu olduğumuzu bilmelerini, hissetmelerini istiyorum. Evet, güçlü Türkiye nasıl olur? Eğer değişmek istiyorsak, güçlü Türkiye olmak istiyorsak ortak hazırladığımız bir reçeteyi size sunmak istiyorum: Kadının güçlendirilmesi. Kadın istihdamının artırılması ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması kurumsal bir sorumluluk. Bunun sadece bireylerin, kurumların değil, kamunun da milli politikası olması gerekir. OECD ülkelerinde istihdam konusunda en arka sıralardayız. Hala yönetici kadınlarımız, lider kadınlarımız az. Demek ki ‘mış’ gibi yapmaktan vazgeçmeliyiz. Milli politikaları, devlet ve kurumlardaki mevzuatları gözden geçirmeliyiz ve uygulamalarda zorlayıcılık getirmeliyiz. Eğer değişmek istiyorsak bir seferberlik başlatmalıyız. Kadın siyasetçi, kadın istihdamı, kadın kota uygulamalarında ciddi hedefl er koyulması ve desteklenmesi gerekiyor. Mesleğin cinsiyeti yoktur diyoruz. Kadın her işi yapabilir. Kadın zekası her mesleği yapabilecek kadar, her zorluğun altından kalkabilecek kadar güçlüdür.”
“Kadın, dünü yapan, bugünü yaşatan, yarını var edendir”
DEMET SABANCI / SHOPSA ONLİNE E-TİCARET YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Kadın, binlerce yıl boyunca Anadolu topraklarında üretkenliğin, bereketin, sevginin ve barışın simgesi olarak anıldı. Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu kadını mayasında var olan cesaretini, yurdunu koruma inancını ve gücünü büyük bir kahramanlıkla ortaya koydu. Cumhuriyetin ilan edilmesiyle de kadınlar önlerinde açılan yeni kapıların hakkını vermek için yorulmaksızın çalışmaya ve üretmeye başladılar. Kadınların kamusal hayatta görünürlük kazanmaları, yaşam biçiminin değişiminin bir simgesi olacaktı. Ancak kadının kendisine verilenleri bir toplumsal statü olarak algılaması ve hayata geçirmesi zaman aldı. Günümüzde kadınlar toplumsal ve kentsel yaşamda istenilen oranda yer almıyor. Kadın aileyi biçimlendiren ana unsur olarak sosyo kültürel mirasın yeni nesle geçişini üstlenen bir konumda. Bu nedenle kadın konumunun geçirdiği yapı değişimleri sadece kadını değil, toplumu da etkiliyor. Bu noktada sevgili Profesör Doktor Türkan Saylan’ı anıyor ve O’nun, “Her eğitimli kadının bu cumhuriyete borcu var” sözünü hatırlatarak, bu söze bir ilave yapmak istiyorum: “Her eğitimli kadının bu cumhuriyete borcu var. Her erkeğin de bir kadına borcu var. Hepimizin de bu vatana borcumuz var.” Şunu söylemek isterim ki başarmayı isteyen bir kadının önünde hiçbir engel yok. Kadın, dünü yapan, bugünü yaşatan, yarını var eden demektir. Kadınlar güçlü ve özgür çocuklar yetiştirecek. O özgür çocuklar da yarınlarımızı daha aydınlık yapacak. Kadın varsa umut var, kadın varsa güç var demektir. Kadının bulunduğu her ortamda mevsim ilkbahardır.”
“Kadın” mesleklerin önüne koyulacak bir sıfat değil
DİDEM ERYAR ÜNLÜ / EKONOMİ GAZETESİ KOORDİNATÖRÜ
“Etkinliğimizin adı Türkiye’nin Kadın Liderleri Paneli ve Ödül Töreni. Neden sadece Türkiye’nin Liderleri Paneli ve Ödül töreni demiyoruz? Neden hala doktor, pilot, öğretmen, mühendis gibi kelimelerin önüne kadın kelimesini bir sıfat gibi yerleştirmeye devam ediyoruz? Aslında bunun cevabını hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye’de kadınların yüzde 70’i hala evde oturuyor. Girişimci kadın oranı yüzde 14’ü geçmiyor. Borsa İstanbul’da yönetim kurulunun tamamını erkeklerin oluşturduğu şirketlerin oranı yüzde 34.6. Hatta halka arz olan her iki şirketten birinin yönetim kurulunda hiç kadın yok. Meclis’te her 5 milletvekilinden sadece biri kadın. “Kadınlar üretirse, kadınlar başarırsa” diyoruz hep. Oysa kadınlar üretiyor, kadınlar başarıyor. Bugün burada bu sözü ispatlayan çok sayıda isim var. İhtiyacımız olan tek şey kendimize inanmak. Güçlüyüz, sesimiz önemli. Yeter ki duyuralım.”
Erkekleri de yanımızda eşit mesafede görmek istiyoruz
ESRA BEZİRCİOĞLU / KAGİDER BAŞKANI
“Dünya Emekçi Kadınlar Günü, sadece bir günle kısıtlı olmasın. Bu organizasyonun isminden belli. Güçlü kadın eğer gücünü gösterebilir ise, gücünü aktarabilir ise Türkiye güçlenecek, dünya güçlenecek. Bugün birçok ödül var. Ben de inceledim, çok etkilendim. Ödül alan kadınları tebrik ediyorum. Rol model olmak, yapabilirsin demek, hikayesi ile karanlıkta kalmış hikayelere mum bakabilmek, ışık olabilmek çok değerli ve önemli. Biz bunun etkisini görüyoruz. 22 yıldır KAGİ DER olarak kadın girişimciliğinin desteklenmesi, istihdamda kadının artması, rol model kadınların artıyor olması için çalışıyoruz. Girişimcilik yüzde 14'lere gelmiş durumda ama yeterli değil. Dünya istatistiklerinin çok gerisindeyiz. Güçlü Türkiye olabilmek için, kadınlara fırsat vermemiz gerekiyor. Kadın, bu fırsatı bulunca öne çıkıyor zaten. Güçlü bir dünya, güçlü bir Türkiye için el ele verip daha çok farkındalığı arttırmamız, konuşmamız, görünürlüğü arttırmamız gerekiyor. Biz KAGİ DER olarak hep çalışacağız, kadınlar olarak hep çalışacağız. Erkekleri de yanımızda eşit mesafede görmek istiyoruz.”
Kadınlar, üniversitede de “mutfakta”
PROF. DR. AYİŞE KARADAĞ / KOÇ ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ DEKANI VE KOÇKAM YÖNETİM KURULU ÜYESİ
“Bir hemşire ve bir akademisyen olarak içinde bulunduğum iki sektörde de kadın çalışan sayısı çok; ancak karar verici pozisyonlarda kadın sayısı yok denecek kadar az. YÖK istatistiklerine göre Türkiye’de 183 bin 432 akademisyen var. Bunların yüzde 53.5’ini erkekler oluşturuyor. Son yıllarda kadın araştırmacı sayısı artıyor. Üniversitelerde kadınların sayısı artıyor. Rakamlara baktığımızda eşitlik var gibi gözüküyor; ancak bu rakamların alt kısımları bize çarpıklığı açık bir şekilde gösteriyor. Çünkü yüksek unvanlı pozisyonlarda, yani profesör kadrolarının yüzde 66’sını, doçent kadrolarının yüzde 58’ini, doktor öğretim üyesi kadrolarının yüzde 53'ünü erkekler oluşturuyor. Kadınlar öğretim görevlisi ve araştırma görevliliği pozisyonlarında ağırlıkta. Yani kadınlar üniversitede de yine mutfakta aslında. Ülkemizde 207 üniversite var. Dekanlık ve rektörlük gibi üst yönetici pozisyonlardaki kadın sayısı 400’ün altında. Rektörlük pozisyonlarının yüzde 7 ila 9’unu kadınlar oluşturuyor. Benim bu tabloda sevindirici bulduğum şey şu: Üniversitelerimizin toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmaları, eşitlikçi kampüslerde, eşitlikçi yaşam ilgisinin ve pratiği bir heves olmaktan çıkıp zorunluluğa dönüşmüş olması.”